Dolar (USD)
35.37
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
3039.69
BIST 100
9916.07
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Kasım 2018

Andımız ayrıştırıyor

40 üniversiteden 173 öğrenci derneği, 'Andımız Yeniden Okutulmalıdır' başlıklı ortak bir bildiriye imza attılar.

173 dernek adına basın açıklaması yapan Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünde Topluluğu Başkanı Baran Gezici, "Andımız, Türk gençliğinin, Türk milletinin kimlik beyanıdır" dedi.

Ne Türk Milletinin, ne de Türk Gençliğinin beyana meyana ihtiyacı yok!

Ayan beyan Türk’üz!

Türklüğümüzün ispatı, yemini gerekmiyor.

Şüphesi olanlar yemin eder.

Şüphemiz mi var ki yemin edelim?

Yüz yıl kadar öncesine kadar, çatımız atında onlarca millet bulunuyordu. Bu milletler asırlar boyu şemsiyemiz altındaydılar.

Tıpkı AİDS mikrobu gibi Avrupa’dan ülkemize gelen ırkçılık mikrobu bu milletleri ve toprakları gangrene edip bizden kopardı.

Bir kez daha ayrışırsak, ayrıştırırsak son kez kaybetmiş olacağız.

İstenen bu?

Türkiye kaybetsin!

Andımız birleştirmiyor, ayrıştırıyor.

***

Kadın cinayetleri

Kadın cinayetleri gündemimizden hiç düşmüyor, gün geçmiyor ki bir kadın öldürülmesin.

Bu konuda soğuk kanlı olmamız gerekiyor.

Öncelikle kadın cinayetleri gerçekten arttı mı?

Yoksa medyanın yaygınlığı nispetinde daha görünür hale mi geldi?

Bu konuda geçmiş on yıllık zaman dilimlerinin kayıtlarının iyi bir kıyası gerekiyor. Eğer anlamlı bir artış yoksa, konu köpürtülerek, toplumu boş yere ajite etmekten kaçınmalıdır.

Kadın cinayetlerini sürekli mercek altında, gündemde, manşetlerde tutmak, acaba caydırıcı mı oluyor, yoksa potansiyel suçlulara yol gösterip, çağrışım mı yapıyor?

Her cinayetten, her şiddet olayından toplumu haberdar etmek acaba ne kadar doğru olmaktadır?

Bu nokta sosyologlar ve psikologlarca incelenmeli, medya bu verilere göre tavır almalı, sorumlulukla, bilinçle hareket edilmelidir.

Kadın cinayetleri konusunda mahut çevreler, “İslam”ı hedef almaktan, ima etmekten vazgeçilmelidirler.

Belli çevreler, kadına şiddet konusunda, sanki dillerinin altında bakla gibi, İslam’ı tutmakta, bu konuda dinimizi hedef göstermektedirler.

İslam hiçbir şekilde kadına şiddeti onaylamamakta, özendirmemektedir.

Dini suçlamak yerine, kadına şiddeti önlemede dinin gücünden yararlanılmalıdır.

Cinayetlerin önemli bir kısmının nedeni kıskançlıktır.

Kıskançlık dinden bağımsız bir olgudur. Hiç bir dini hassasiyeti olmayan, ama hastalık düzeyinde kıskanç çok sayıda insan vardır.

Kadın katillerinin ciddi bir istatistiği tutularak bunları cinayete, şiddete sürükleyen yanlış ahlaki değerler, alkol, töre, geçimsizlik v.s. gibi sebepler belirlenmelidir. Bu sebeplerle tek tek mücadele edilmelidir.

Kadın cinayetleri haberleştirilirken, feminizme kayıp, kantarın topuzu kaçırılmamalı, erkekler külliyen töhmet altına sokulmamalıdır.

Kadın katillerinin psikolojik, sosyolojik, kriminolojik ciddi analizleri yapılmalı, bu verilere göre tedbirler geliştirilmelidir. Öldürelim, asalım, keselim gibi heyecanlı, anlık, tepkiler yerine “gerçek caydırıcı ceza” neyse onu bulmaya çalışmalı, sonuca odaklanmalıdır.

Cezalar hem mağdurların, maktullerin hakkını korumalı, hem de potansiyel katilleri caydırıcı, önleyici olmalıdır.

Bu konuda akademisyenlere, üniversitelere büyük görevler düşmektedir.