Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
3010.47
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Andımız adına kopartılan fırtına

Ülkemizin hiçbir derdi yok gibi şimdi de suni bir andımız tartışması yaşanıyor. Yıllar önce kaldırılan bir ant mahkeme kararı ile de kaldırılması uygun görülünce ortalık karıştı. Aslında muhalefetin niyetinin ne olduğu bellidir. Yoksa dertleri ant değildir. Amaçları Cumhur İttifakının iki ortağının arasını açmaktır. Merkez medyaya ait bir TV kuruluşunun yorumcusunun bu konudaki ifadelerini ürkerek dinledim. Güya bu anda taraftar olmayanlar vatansever olamazlar gibi basit şeyler söylüyordu bu yüzeysel ve sığ yorumcu.

Yıllar önce Hafız Esad’ın başkan olduğu Suriye’ye bir gezi yapmıştık. Orada her yerin baba Esad’ın resim, büst ve heykelleriyle doldurulduğunu görmüştük. En büyük çiftçi oydu, başkomutan da o, başöğretmen de o. Adeta tanrılaştıran ifadelerle tanıtılıyordu. Böyle ilkellikler üçüncü sınıf ülkelerde olur. Türkiye’yi de böyle bir yer mi yapmak istiyorlar? Herhalde niyetleri bu.

Biz ilkokuldayken ant bu kadar uzun değildi. Atatürk’le ilgili cümleler eklenmiş. Fikirlerine çok kıymet verdiğim Ergün Yıldırım’ın Yeni Şafak’ta yayınlanan makalesinden bir bölümle yazımızı bitirelim:

“Andımızın ikinci beslenme kaynağı ise seküler ve otoriter milliyetçiliktir. “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” ve “Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk” (1972’deki eklemesiyle) gibi ifadeler tarihsel dönemin bilincini yansıtır. Otoriter ve seküler milliyetçilik bağlamında bir aidiyet ortaya konulur. Andımız, ilk ve ortaokul çocuklarının okuduğu bir ant. Çocukları doğrudan sert bir ideolojik bilince ve kişiye sadakate çağırmaktadır. Bahsettiğimiz gülbanktan tamamen farklılaşmaktadır. Okula başlarken dua ve coşku etrafında oluşan bir aidiyet ve sadakat çağrısı yoktur. Çocuklardan beklenen sadakat kendi varlığından vazgeçerek Türk olmaktır. Ayrıca “bugünümüzü sağlayan” ifadesi de Atatürk’e doğaüstü bir anlam yüklenmektedir. Atatürk, yaşadığı dönemde bile kendisini böyle adlandırmamışken bu yapılıyor üstelik. Çünkü Atatürk şahsında otoriterlik bilincine aşinalık duygusu çocuklarda yerleştirilmeye çalışılıyor. Devlet adamı, siyasetçi ve asker olan Atatürk imgesiyle tek kişi ve onun doğaüstü kudretiyle özdeşim kurma tutumu öne çıkmaktadır. Atatürk’e rağmen ortaya çıkan Kemalizm dediğimiz olgu da budur.”