Andaman Denizi'nde bir ay
Büyük savaşçı merhum Tunku Hasan di Tiro’nun memleketi Açe’nin Pidie bölgesi sahilinde karaya oturan ahşap bir tekneden karaya çıkan perişan haldeki erkek, kadın ve çocukların görüntüsü haber ajanslarınca servis edildi. Kıyı halkı su, ekmek ikramı yaptıkları insanlara sağlıkçılar da tıbbi müdahalede bulundular. Kalın bir sicime bağlı onlarca serum, yerlere uzanmış Arakanlıların damarlarına zerkediliyordu. İncelemeler esnasında aynı tekne içinde 26 kişinin hastalıklar, hırçın dalgalar, yemek için çıkan kavgalar, açlık ve deniz suyu içmek zorunda kalmaları nedeniyle vefat ettikleri ve sonrasında da denize atıldıkları anlaşıldı.
Andaman Denizi
Myanmar, Tayland, Malezya ve Endonezya arasında bulunuyor. Batısında Bengal
Körfezi ve Bangladeş var. Myanmar’dan kaçanların rota olarak Müslüman nüfusu
yoğun olan Malezya ve Endonezya’yı hedeflemeleri gayet makul. 150 civarında
kişinin ahşap bir tekneye tıkış tıkış binip bir ay boyunca denizde savrulup
durmasını, sonu belirsiz bir yolculuğun neden olacağı umutsuzluk halini ve
imkansızlıklar, yokluklar içinde geçen haftalar sonrasında ölüme bir nefes kala
sahile varmalarını düşünüyorum.
Ölümcül Andaman
Denizi’ni aşıp başka coğrafyalara sığınmayı her ay birkaç tekne deniyor.
Halihazırda 180 kişinin içinde olduğu bir tekne ise kayıp. Battığı ve
içlerinden kurtulan olmadığı düşünülüyor.
Asya Müslümanları uzun
yıllardan beri Arakanlı Müslümanlarla imtihan oluyor. Öyle ya da böyle bir
şekilde Endonezya ve Malezya kıyılarına gelen Arakanlılar, çoğunlukla
gemilerine yiyecek ve su bırakıldıktan sonra açık denizlere geri
gönderiliyorlar. Bir kısmı önce karaya çıkarılıp sonra iade işlemlerine tabi
tutuluyor. Salgın sürecinde denizin ortasında karşılanıp geri gönderilen
tekneler bile olmuştu. 2009 yılında yaşanan krizde devlet inisiyatif almayınca
Endonezya’nın en güçlü sivil toplum örgütü olan Muhammediye Cemaatinin lideri Din Syamsuddin, yaptığı açıklamada, “şayet Endonezya
hükümeti gerekli yardımı yapmaması halinde, Muhammediyye organizasyonu olarak
Myanmarlı Müslümanlarla yakından ilgilenebileceklerini” söylemek zorunda
dahi kalmıştı. İki yıl evvel 300 Arakanlı Müslüman defalarca karaya çıkmalarına
izin verilmedikleri için 7 ay denizde kaldıktan yaşam savaşı verdikten sonra Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Asya Pasifik Bölge Koordinatörü
Indrika Ratwatte’ın çağrısıyla kabul edilmiş olduklarını da kayıt düşelim
buraya. Geçen sene tam bu vakitler benzer bir tekne krizi çıkınca UNHCR,
Endonezyalı yetkililerden göçmenleri kabul etmesini rica etmiş ama ilgili makam
mültecilerin karaya alındıktan sonra geri gönderileceğini açıklamıştı. Neden
sonra yetkili Silahlı Wijaya, Bireuen kasabası yakınlarındaki mülteci dolu
teknenin "insanlık
namına" karaya çıkmasına izin verilmesi kararı
alındığını duyurmuştu. Haftalarca bekletip, uluslararası baskı sonrası
“insanlık namına” Müslümanları kabul etmek de nedir?
Endonezya
mülteciler için ayak direrken benzer durumlar Malezya’da da yaşanıyor. Üstelik
Malezya’ya geçmek için Tayland’ı aşmaları gereken mülteciler burada insan
avcılarının kurbanı olabildikleri gibi bir kısmı da ıssız adalarda ölüme
terkedilebiliyorlar. Buraları geçip Malezya’ya ulaşanların kabul edilecekleri
de kesin değil.
Tüm bu
gürültü patırtıya neden olan göçmen sayısı kaç kişi olabilir? UNHCR, bu yıl 2
binden fazla kişinin Andaman Denizi ve Bengal Körfezi'nde riskli deniz
yolculuğu yaptığını ve yaklaşık 200 kişinin öldüğünü bildirdi. Hepi topu 2 bin
kişiyi alma konusunda Endonezya ve Malezya’nın ayak diretmesi Asya
Müslümanlarının içler acısı halini gösteriyor bize. Halkı Müslüman
coğrafyaların büyük bir kısmı yangın yerine dönüşmüş durumda. Böylesine
sıkıntılı dönemde taşın altına tüm ülkeler ellerini taşın altına koymayıp
izlemeyi tercih ediyor. Her Cuma milyonlarca Müslümanın İstiklal Camii’nde
gövde gösterisi yaparcasına namaz kılması, kıyıya alınmayı bekleyen göçmenlerin
durumunu değiştirmiyor.
Bu hafta içi Açe’nin
Pidie bölgesine sığınan mültecilerin fotoğraflara da yansıyan teknesinin adı “Tarikül
İslam” idi. Ne kadar sembolik bir isim! Kayaya oturmuş, aldığı yaralar
nedeniyle içeriye su alan, yorgun ve bitap haldeki tekne Asya Müslümanlarının
fotoğrafını çekiyor adeta. Birkaç bin göçmene sahip çıkamayan bu coğrafyayı
görünce Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Ortadoğu’dan Afrika’ya milyonlarca Müslüman
kapısını yüzlerce yıldır açık tutan Anadolu’nun büyüklüğü bir kez daha ortaya
çıkıyor.