Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ocak 2017

Anayasa'dan Anakafa Değişikliğine

Değişim birden olmaz, zamanla oluşur. Türk devlet geleneği ve siyasu00ee tarihu00ee içinde değerlendirmeye aldığımız sosyal değişimler, ya büyük olayların sonucunda ya da uzun süreçler sonunda ortaya çıkmıştır. Değişim zordur, sancılıdır. Değişim için mücadele edenler olduğu kadar, değişime karşı olanlar da vardır.

İstanbul'un fethiyle Osmanlı'da en büyük değişim başlamaktadır. Batı ile ilk ve en önemli temasların İstanbul'un fethine kadar dayandığını ileri sürer H. Ziya Ülken. Gerçekten de öyledir. Fatih, bilim ve sanat adamlarını korumuştur, onları davet etmiştir. Ticaru00ee ilişkiler ve özellikle deniz ticareti ile Venedik üzerinden gelişen ilişkiler artık geri dönülmez bir Batı seferine çıkarmıştır Osmanlı'yı. Batı'dan aldığımız kadar, Batı'ya ne verdiğimiz tartışılırsa sanırım bu alış verişte Batı kazançlı çıkar.

Değişim, sistemli ve köklü bir yapısal reform olarak değil de mecburen kabullendiğimiz bir durum olmuştur. Köklü devlet yapımızı tüm tarihu00ee seyri içinde düşündüğümüzde değişime ve dönüşüme dönük adımlarda hep geç kalmış durumdayız. Değişime direnen bile değil, değişimin gerisinde kalan bir durumumuz vardır. İş başa düşünce deyimiyle halimizi anlayabiliyoruz. Kaçamadığımız, mecbur bırakıldığımız kabullerle gelen değişimler de maalesef yararımıza olmamıştır. Üstten veya zorlama gelen yenilikler toplumumuzun kimyasını alt üst etmiştir.

Bu millet en derin travmasını Tanzimat Fermanı ile yaşadı. Askeru00ee, ekonomik, hukuksal ve eğitimsel alanda yapılan yenilikler hem devlet hem de toplumsal yapımızı ani bir değişim ve dönüşüm sürecine sokmuştu. Tanzimat bizden çok şey almıştır. Bu konuda İ. Süreyya Sırma'nın "Tanzimat'ın Götürdükleri" isimli eserine bakılabilir.

Islahat Fermanı ve I. Meşru00fbtiyet ile çare bulmaya devam ettik. Artık karşı konulamaz bir süreç başlamıştı. Bu yıkım süreci Abdülhamit'in derin siyasu00ee dehası ile yavaşlatılmış ancak II. Meşru00fbtiyet ile tekrar başlamıştı. Devlet erkanını oluşturan aydın sınıfı kulağını sadece Batı'ya açmıştı. Bir mucize bekler gibi Batı'dan ilham ve fikir alan aydınlarımız sürekli kafa yoruyor, çareler arıyorlardı. Ne yazık ki hiçbir fikir çare olamadı. Bütün fikir akımlarının reçeteleri derdimizi dindiremedi. Çünkü kafa Batılı, beden Doğulu idi.

  1. Meriç'in Batı'da bir kurtuluş gibi gördüğü, ancak Osmanlı için bir felaket olduğuna inandığı materyalizmin kaynağı Tıbbiye, diğeri bir Fransız okuluna benzettiği ve "intelijansiyanın döl yatağı" olarak tanımladığı Tercüme Odası. Bu yapılar sürekli kafa değişimi yapmaya çalışıyorlar ama beden bizimdi. Kafa Batı'dan, beden Doğu'dan. Ne tezat! Maalesef bize çare olmadı, derdimizi dindirmedi.

Yeni Cumhuriyetu2026 Büyük Türkiye rüyası. Batı'ya karşı İstiklal Savaşı vermiş ve kazanmıştı. Yine yasalar yine değişimu2026 Yine kafa Batı, beden Doğu idi. Yerli ve millu00ee olan bir hamle, bizim fıtratımıza uygun bir yenilik beklerken kanunlar Batı'dan ithal edildi. Adeta yama oluyordu her şey.

Gelişme, yenilik, değişim, çağdaşlaşmau2026 Ne dersek diyelim bizde hep sancılı oldu. Bünyeye uygun olmayan her şey fıtrat gereği reddedilir. Bünyenin acı çekmesi de bundandır.

Ülkemiz büyük krizleri atlattı, atlatıyor. Sosyal ve siyasu00ee yaralarımız tam sarılmış da değildir. Tarihu00ee seyri içinde toplumsal bloklaşmalar, farklı fikir akımları ve siyasu00ee tablomuz insanımızı iyice germiş durumda. Artan terör ve işsizlik, manipüle edilen ekonomi de üzerine eklenince kaygılarımız iyice arttı.

Bir çıkış gerek. Tıkanan sisteme güle güle demek gerek. Geldiğimiz durum ortada. Tanzimat'tan bu tarafa değişimi, yenilikleri hep Batı dayattı. Biz de kafamızı kuma gömdük. Dinledik, itaat ettik. Abdullah Cevdet gibi sapkın yetiştirdik. Neslimizi dahi yenilemek gibi ucube fikirler sundu. Tanzimat'ı ilan Mustafa Reşit Paşa'yı medeniyetin peygamberi olarak görenler oldu. Yıkım, yok olma hep sürdü. Kafamız, bedenimizden ayrı düşünüldü. Devlet yönetim sistemiz çoğunlukla İngiliz sistemi veya Alman ekolü. Sonuç ortada.

Anayasaya değişiyor. İlk kez yerli ve millu00ee bir hamle geliyor önümüze. İlk kez değişimi biz istiyoruz. Her kesim bu sistemin değişmesini savunuyor. Bu tarihu00ee fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Kafa bizden, beden bizden. Millet istiyorsa zillete son demektir. Vesselam!