Anadolu şiir akşamları
Anadolu tarih dolu
Anadolu sevgi dolu
Anadolu medeniyet dolu
Anadolu güzellik dolu.
Bağrında yetiştirdiği güzel insanları ile Anadolu hayat dolu.
Ozanıyla, aşığıyla, şairiyle Anadolu şiir dolu.
Seyfettin Karahocagil o güzellerden, hayatı da o güzelliklerden birisi. Öğretmekle, öğretmenlikle, şiirle geçmiş bir ömür. Amasya’nın medar-ı iftiharı. 2020 yılında vefat etti. Cihannüma Derneği tarafından merhum Şair-Yazar Seyfeddin Karahocagil anısına Amasya’da 27 Ağustos Cumartesi gecesi Amasya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yerleşkesinde havuz başında su sesi ve musiki eşliğinde çok anlamlı, özel ve güzel “Anadolu Şiir Akşamları” programı düzenledi. Bizi de davet ettiler ve katıldık. Unutulmaz bir gece oldu.
“İki güzel sözden gayri / Candan geri kalan ne ki? / Ne sen ayrı ne ben ayrı / Hile, düzen, yalan ne ki?” diyerek Yunusça yaşadı, “Kapanınca bu dünyanın kapısı. / Bir diğer kapıyı açmak mı ölüm?... Fani dedikleri köhne dünyadan / Her şeyi bırakıp kaçmak mı ölüm?” diyerek ayrıldığı dünyada hoş bir seda bıraktı Seyfettin Karahocagil.
Türkiye’nin dört köşesinden şairler katıldı programa. Kimisi rahmetli Seyfettin Karahocagil hocamızın şiirlerinden, kimisi de kendi şiirlerinden okudu.
“Yoruldun mu*” diye yazdığı şiire verdiği cevabi şiirle dinledik Rıza Yorulmaz’ı. “Yeniden yaşadım yaşanmışları / Gözlerindeki manaya bakarak / Kalbimle beraber titreyen dudakların / Ve o yorgun bakışların / Çağırdı beni geçen günlere” şiiriyle andı Seyfettin hocayı Yavuz Selim Kurt. “Ehli dil olmayan ne bilsin halden / Ayaktan anlamaz, baştan anlamaz / Feraset yok ise ne gelsin elden / Topraktan anlamaz, taştan anlamaz” dizeleriyle Mehmet Mazak Seyfettin hocanın bir başka şiiriyle seslendi konuklara. “Boşa Ağlama” dedi Mustafa Avşar Seyfettin hocanın dilinden. Ozan Fedai Koç bağlamasıyla “Aldı Götürdü” şiirini seslendirdi. Temel Ata ile Osman Yüz genç hoş bir atışma yaptılar sahnede. Erol Erdoğan çocukluğuna götürdü bizi. Osman Mesten kendi şiiriyle mest etti bizi.
Kendi şiirlerini okudu çoğu şairler. “Aklımın ucunda karıncalar var / Kalbimin köşesi taşa benziyor / Ayakta derman yok el de ihtiyar / Hürriyet semada kuşa benziyor” dedi Hüseyin Tekinbaş. “Kor ateş gözleri yakar özümü / Böylesi güzeli görmedim ki ben / Kâinat kıskanır benim sözümü / Gönlünden nağmeler dermedim ki ben” dedi Sezai Çiçek. Süreyya Aydın farklı dünyalara götürdü bizi şiiriyle. Yusuf Şahin ney dinletisiyle gönüllerimize dokundu. Mehmet Baş “Af edersiniz Hanımefendi” şiiriyle duygulandırdı bizi. Ahmet Sargın Yozgat’tan gönül dolusu şiirle geldi. Kemal Tekinbaş Anadolu’nun yetiştirdiği bir başka gönül insanı ile buluşturdu bizi. Ahmet Sezgin Samsun’dan, Eyüp Azlal Şanlı Urfa’dan, Yusuf Şahin ve Yakup Güler İstanbul’dan, İsmail Salman Yozgat’tan, Adnan İpekdal Samsun’dan sevgiler getirdi, İsmail İlmaz ve Orhan Bol Amasya’da bize katıldı ve şuara Amasya’da farklı bir gece yaşattı bize.
Sunuculuğunu Eğitimci-Şair Hüseyin Kır hocanın yaptığı “Anadolu Şiir Akşamları” programında şairlerle, şiir sever akademisyenlerle, milletvekili ve yöneticilerle tanıştık, buluştuk, muhabbet ettik. Amasya’nın sadece bir şehzade şehri, Ferhat ile Şirin isimli meşhur halk hikayesinin yaşandığı bir vilayet olmadığını gördük. Aynı zamanda bir şiir şehri olduğunu da yaşadık.
Bu vesileyle çok kıymetli merhum şair, yazar ve gönül insanı Seyfeddin Karahocagil Hocamızı rahmetle anar, bu organizasyon için Cihannüma derneğine teşekkür eder, kıymetli şuarayı gönülden selamlarım. Bir başka “Anadolu Şiir Akşamları”nda buluşmak üzere…