Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.78
Gram Altın
2964.67
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Temmuz 2020

Anadolu (İslam) gençliği ve Z kuşağı

Ayasofya Cami, barolar, sosyal medya düzenlemesi derken, yeni bir tartışma konumuz daha çıktı.

2000 sonrası doğumluları tarif etmek için kullanılan Z kuşağı, ana gündem maddelerimizden biri haline geldi.

Özellikle 2023 seçimleri arifesinde bu konuyu daha çok tartışacağız.

Muhalefet de Z kuşağına neredeyse SALAK muamelesi yapmaya başladı. Adeta dünyadan (geçmişten) haberi olmayan bir nesil olarak tarif ediyorlar. AK Parti ve Erdoğan’la birlikte yeni bir nesil de oluştu.

Bu nesil Z kuşağı olarak uydurulan (belli bir kalıba sokulan) nesilden daha bilinçli ve sorumlu bir nesil.

Geçmişi sorguluyor ve geçmişe ulaşması da elindeki telefon kadar yakın. Yapılması gereken, gençlerin doğru bilgiye doğru kaynaklarla ulaşmasını sağlamak.

Bunun için bir internet ansiklopedisi (Anadolu Ansiklopedisi) kurulabilir. Gençlerin merak ettiği her şeye ulaşabilecekleri, geçmişle bugünü ve geleceği karşılaştırabileceği bir internet ansiklopedisi (Zkuşağı/gençliği Ansiklopedisi) son derece faydalı olacaktır. Anadolu/İslam Gençliği, bütün dünyadan haberdar olmalı ancak, sadece Batı kültürünün etkisinde de kalmamalıdır. Anadolu (İslam) Gençliği, Türkiye liderliğinde yeni bir dünya düzenin kurulması için hazırlanmalıdır. Anadolu (İslam) gençliği (Z) kuşağı, (başta nefs olmak üzere her türlü) putları bırakıp, Allah’a ve İslam’a koşacak dindar bir kuşak olarak tarihe geçecek.

Aile hekimi gibi aile avukatının (hukuk danışmanı) da olması gerektiğini daha önce önermiştik. Aile avukatı/hukuk danışmanı aynı zamanda sosyal medya danışmanı olarak da faydalı olabilir. Özal-Erbakan-Türkeş nesli, Erdoğan iktidarının (Cumhur İttifakı) ve yeni Türkiye’nin temellerini attı. Erdoğan kuşağı/nesli ise yeni bir dünyanın temellerini atacak şekilde hazırlanmalıdır.

Anadolu gençliği (Z kuşağı)’nin desteği için;

1. Alternatif sosyal medya mecraları, arama motorları oluşturma,

2. Aile hukuk/avukat/sosyal medya danışmanı,

3. İnternet Ansiklopedisi (Anadolu/ZKuşağı, Ansiklopedisi)

4. Yeni bir Dünya Klasikleri (dijital) Kitap seti, İslam klasikleri, Türk/Kürt, Anadolu Halkları Klasikleri, kitap setleri oluşturulabilir.

***

Emperyalist medya düzenlemesi

Her şeyden önce Türkiye, bütün dünyada etkili olacak kendi sosyal medya platformlarını kurmalıdır. Bunun için geç bile kalınmıştır. Sosyal medya (twitter, facebook) platformları bugün adeta birer imparatorluğa dönüşmüş durumda. Tek dünya devletinin sanal (şimdilik) imparatorlukları olarak her platform kendi vatandaşlarını belli bir kalıba sokmaya çalışıyor.

Böyle bir adım atılana kadar arkasında dünyayı yönetenlerin olduğu Twitter, Facebook, Google gibi mecraları kullanmaya mecbur devam edeceğiz. Bunları kullanırken kendi kurallarımızı da uygulamamız gerekiyor. İç hukukumuzu işletmemiz gerekiyor. 1952’de Uluslararası Basın Enstitüsü'nün ortaya koyduğu ilkeler Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi adı altında Türkiye’ye uyarlanmıştır. Bu ilkelerden ikisi şu şekilde:

“Ahlaka aykırı ve müstehcen yayın yapılamaz. Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz.”

Sosyal medya maalesef sallama, iftira, yalan medyasına dönüşmüş durumda. Bir düzenlemenin zamanı gelmiştir.

İftiraların, küfür ve hakaretlerin, itibar suikastlarının önüne geçecek ve özgürlükçü bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.

***

Barolar düzenlemesi

Baroların düzenlenmesi ile ilgili yasa teklifi TBMM’ye geliyor. Bir hukuk devletinde elbette ADALET olmalıdır. Baro düzenlemesi de ileride adaletsizliklere sebebiyet vermeyecek şekilde düzenlenmelidir. Barolar (bazı odalar gibi) bugün CHP’nin arka bahçesine dönmüş durumda. Bunun önüne geçilmesi gerekiyordu. Barolar hiçbir partinin (AK Parti, CHP, MHP) arka bahçesine dönüşmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Hukuk siyasallaşmadan, adaletsizliklere yol açmadan düzenlenmelidir.

***

Ayasofya ile ‘tanrı Atatürk’ten insan Atatürk’e geçiş

CHP, müzeye dönüştürülmesinde altında Atatürk’ün imzasının (imzanın sahte olduğu yönünde değerlendirmeler de var) olduğu Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılmasına ses çıkar(a)mıyor. Atatürk’ün cami kapatan ya da camiyi müzeye çeviren biri olarak tartışılmasını istemiyor. Böylece Atatürk, bir kısım CHP’liler de için tanrı olmaktan çıkıyor ve insan Atatürk oluyor.

CHP ilk defa altına Atatürk’ün imzasının olduğu bir icraata sesini çıkar(a)mıyor. Halkın tepkisini çekmemek için elbette. Yoksa CHP’nin gücü yetse, her ile bir cami bile bırakması zor. Böylece, Atatürk’ün kararlarının da sorgulanabileceği, Atatürk’e tanrı muamelesi yapmanın bir anlamının olmadığı da anlaşılmış olacak.

Erdoğan’la birlikte Atatürk aslında gerçek değerine kavuşmuş oluyor. Atatürk, Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasıyla birlikte, tanrı olmaktan çıkmış, kararları da sorgulanabilir bir insan hüviyetine kavuşmuş olacak.

Bunu da yine Erdoğan başarmış olacak. CHP’nin de tanrılaştırılmış bir puta değil, bilime değer veren, dünyadaki gelişmelere açık bir Atatürk’e ihtiyacı vardı. Erdoğan aslında, CHP ve Kemalistlere, gerçek Atatürk’ü, beşer Atatürk’ü hediye etmiş olacak. Bu da CHP ve Kemalistler için az şey değil.