Anadolu irfanı
Günlük hayatımızda karşılaştığımız kavramlardan biridir Anadolu İrfanı. Bilme, öğrenme, pratik bilgi, usul ve örf bilgisi gibi anlamlara gelen irfan kelimesinin Anadolu kültürüyle harmanlanarak bu toprakların kendine has usul ve esaslarının yoğunlaştırılmış halini almasına Anadolu İrfanı denir. Bu toprakların özünde, mayasında olan değerlerin yüzyıllar boyunca içselleştirilerek toplumun kültürünü oluşturan değerler bütününün kişilerin ruhuna nakşedilmesi diye de tabir edilebilir.
Ömer Seyfettin’in “Anadolu insanında ilim yok ama irfan var”
sözüne ithaf olarak Reşat Nuri Güntekin “Anadolu âlim değildir fakat âriftir. Kolay tesir
altında kalmaz; vakalar karşısında öyle sağlam mantığı, öyle umulmaz sezişleri
vardır ki insanı hayrette bırakır.” der.
Anadolu irfanı diye kullanılan tabire bu bakış açısıyla baktığımız
zaman okuyarak öğrenilmiş bir bilgiden ziyade yaşayarak tecrübe edilmiş
deneyimlerdir diyebiliriz. Bu açıdan duruma bakıldığında çoğumuzun diline
pelesenk olan atasözlerimiz bu irfanın ürünüdür. Bir yaşanmışlığın, tecrübe
edilmişliğin sonucunda söylenmiş sözler ve duruma gösterilen tepkilerin
toplamıdır. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşanıla gelen doğruluk ve hakikat
adına ortaya konulmuş birikimlerin konsantre halidir.
Eski toprak diye
nitelendirdiğimiz büyüklerimizin karşılaştığımız sorunlara karşı söylediği
sözler ve ortaya koydukları çözüm önerileri bu irfanın neticesidir. Yaşadığımız
toplumda hala böyle insanların var olması en büyük şansımızdır. Onların
sohbetleri de sözleri de hayatımız için ders niteliğindedir. Karşılaştığımız
sorunlara getirdikleri çözümler ve yerinde söyledikleri okkalı sözler içimizi
rahatlatmakta ve bize hakikat adına en güzel nasihat olmaktadır.
İçinde bulunduğumuz bu çağda nesiller arası oluşan kuşak
farklılıklarının teknolojinin hayatımıza iyiden iyiye yerleşmesiyle daha
belirgin hale geldiğine üzülerek şahit olmaktayız. Geçmişimize dönüp bakmak
yerine çağdaşlaşmak adı altında yozlaşmaya doğru gidiyoruz. Bu durum da baba
ile oğul arasındaki uçurumun gitgide büyümesine neden oluyor. Daha düne kadar
hayatımızın vazgeçilmezi olan davranışlar çok kısa zamanda geçmişin tozlu raflarında
yerini alabiliyor. Bu da maalesef yeni neslin geçmişe ket vurmasına neden
oluyor.
Kültürel yozlaşmayı ‘çağdaşlaşma’ olarak gören entelektüeller,
“Anadolu irfanı” tabirinin kültürel
tozlaşmalarının (Burada tozlaşma kavramını özellikle kullanıyorum.) önünde bir
engel olduğunu düşünmektedirler. Onlara göre çağdaşlaşmak geçmişinden bütünüyle
arınıp yeni bir kimliğe bürünmektir. Onlar geçmişin geçmişte kaldığını, hakikatin
yalnızca gelecekte olabileceğini iddia ederler. Ancak unuttukları bir şey var
ki; hiçbir hakikat köklerinden bağımsız bir şekilde var olamaz.
Filmin birindeki “Parayla her şeyin kabuğunu satın
alabilirsiniz, ancak hiçbir şeyin çekirdeğini satın alamazsınız.” diyordu.
İşte burada bahsedilen çekirdek irfandır. Bu toprakların çekirdeği de Anadolu
İrfanıdır. Bu özden yoksun bir ilericilik insanı gerinin de gerisine götürür.
Herkes âlim olamaz lakin âlim olmanın yolu marifetten yani
arif olmaktan geçer. Arif olmakla irfan sahibi olmak da aynı anlamdadır.
İrfanın hakikatine erenler hikmetin sırlarına da mazhar
olurlar. Bu sırra mazhar olanlar günden güne eksiliyor hayatımızdan. Ya bu
sırra erenlerden olmak gerekir ya da bu sırra ermiş olanlara yarenlik etmek,
onlarla dost olmak gerekir. O vakit hakikat yolculuğumuzun ışıkları yanık
olacaktır.
Ben hayatımda böyle insanların varlığından dolayı kendimi
şanslı sayıyorum. Bu anlamda da çalıştığım kurumda bulunan Cennet Ana’ya
saygılarımı sunuyorum Bazen en onulmadık zamanlarda öyle özlü bir söz söylerler
ki, o durum ile ilgili yazılmış onlarca kitap okumuş olmanız bile sizin için bu
kadar etkileyici olamaz. İyi ki böyle insanlar var ve iyi ki hayatımızdalar.
Eğer sizin de hayatınızda böyle güzide insanlar var ise
kendinizi şanslı hissetmelisiniz. Sözleri bazen tok, bazen ağır ve dahi yenir
yutulur olmasa dahi emin olun o sözlerin hayatınız için ziyadesiyle faydası
olacaktır. Çünkü onlar gece karanlığında yolumuzu aydınlatan sokak lambaları
gibidir.