Ana Meselemiz-2
HER meselede olduğu gibi insan ve toplum meselelerinde sistem, bir bütünü ifade eder. Parça parça meselelerin bir gaye/hedef için birlikte hareketini gerçekleştiren ve o gayeye hizmet/vasıtalık eden ideolojik bir zemin üzerine inşa edilmiş bir bütünü...
Sistem, parçaların belirli bir ahenk ile bir bütüne ircası ve doğal olarak bir dünya görüşünü de vaz’ etmek demektir. İdeolojinin dayandığı siyasi, iktisadi, askeri, içtimai ve ahlaki dünya görüşünü dayatmak yani…
Son yüzyılda dünyada egemen olan iki ideoloji/sistem vardı. Sosyalizm ve Kapitalizm. İki kutuplu
dünya dedikleri ve emperyalizmin iki ayağını oluşturan bu ideolojiler, son İslam Devleti Osmanlı’nın yıkılışı ve yaşanan Cihan Harplerinden sonra şekillenen yeni dünyada, Müslümanların yaşadığı coğrafyada devletlerin/iktidarların bu iki ideoloji/sistemden birisine yaslanmak/paryası olmaktan başka bir seçeneği olmadı.
Hem güç ve imkân açısından, hem de gücü oluşturup kullanacak olan, bu ideolojilerin karşısına
alternatif şekilde dikilecek bir dünya görüşü, bir sistem anlayışı koyamadığımızdan olmadı...
(Sebeplerine de değineceğiz.)
Sosyalizm, her ne kadar kapitalist ideolojiye göre daha müspet görünse de, pratik uygulamalarındaki yanlışlıkla birlikte, ideolojinin teorik olarak inancımıza, dünya görüşümüze ahlak anlayışımıza hasılı kelam yaşam tarzımıza uygun olmayan bir dünya görüşü ve sistem dayatıyordu. Yani kapitalist ideolojiyle farklılıklarının yanında, bize ve bizim gibi “dışında” kalan ülkelere bakışı, kapitalist ideolojiden farklı değildi. Tahakküm altına alınıp ideolojik kılıfla perdelenerek sömürülecek ülkeler/milletler…
***
“Her fikir kendini ortaya koyduğunda zıttını da işaret eder.”
Ve doğal olarak zıttını tahakküm altına almayı da…
“Kahrolsun emperyalizm” sloganı dışında bütün hayatı emperyalist Batıya endeksli olan solcuların bilip de üstüne yattıkları şey, Sosyalizmin kendi ideolojilerinin emperyalisti olmasıdır.
“Kahrolsun emperyalizm” klişesi, Amerika ve Batı sömürüsüne karşı çıkarken sosyalist güçlerin maddi manevi sömürüsüne rıza göstermek üzerine inşa edildi yıllarca. Çünkü vahşi kapitalizme alternatif olarak vahşi sosyalizmi koymuştu birileri…
Devlet planında çöken sosyalist sistemi, bizdeki yaşantısı kapitalist, ideali kapitalist yaşam tarzını
ayakta tutmak olan ve zihni kiralık belirli kesimler dışında öne süren de pek kalmadı.
Teorisyenlerinin de ifadesiyle “vahşi” olan, ellerine geçirdikleri güç ile “Tanrıcılık oynayan” belirli bir azınlığın doymak bilmez iştahını doyurabilmek dünyanın anasını ağlatan kapitalizmin ise menem bir şey olduğunu ise teorisi ve pratiğiyle yaşayarak iliklerimize kadar hissediyor, görüyoruz.
İdeolojilerinin hâkimiyetini sürdürmek için başlattıkları savaşlar, katlettikleri milyonlar, işgal
ettikleri ülkeler, yetiştirdikleri nesiller, dayattıkları yaşam tarzı ile demokrasi ve özgürlük vaat
ederek köleleştirdikleri milletleri, eşitlik vaadiyle paryalaştırdıkları insanları, modernlik hikayesiyle robotlaştırdıkları zihinleri ve hepsinden öte insanı ayakta tutan temel sabiteleri yıkarak (mukaddes bildiği her şeyi yıkıp maddeye tapar hale getirerek) insanlığın ruhunu iğfal edişlerini, siyasi, içtimai, iktisadi ve sosyal her hadisede görüyor, yaşıyor hissediyoruz.
***
Egemen dünya düzeninin çatırtıla6rını duyuyor olsak bile düzen hâlâ emperyalist düzendir. Çünkü
emperyalizm ile emperyalistlerin koyduğu kurallarla mücadele etmeye çalışıyoruz.
Önceki yazımızda, “Artık sistem değişikliği konuşulmalı. İktidar değişikliği, seçim sistemi değişikliği, yargı sistemi değişikliği, eğitim sistemindeki değişiklik, tarım politikasında yapılan değişiklikler değil, gerçek manada topyekün bir sistem değişikliğini konuşmalıyız” demiştik ve eklemiştik;
“Sistem değişikliği, Türkiye’nin tarihi misyonunu gerçekleştirecek ruh bünyesini diriltecek ve, içte ve dışta buna mani olmaya çalışacak zihniyetin hamlelerini durduracaktır.”
Süreci gören, hadiseleri okuyabilen ve vicdanının sesini duyabilen her insan bu zalim çarkın
yıkılmasını istiyor ve fakat bunun nasıl olabileceğine dair “alternatif dünya görüşü/sistem/anlayışın” hakim olması için adım at-a-mıyor.
Yanlışın yanlışlığını gösterip, kendi doğrusunu ortaya koyamamak…
Müslüman dünyanın her an her hadisede zulmüne maruz kaldığı emperyalist düzene karşı teklif ettiği “alternatif dünya görüşü” sistem nedir?
Devam edecek…