Ana babaya ihsan görevimiz
Bismillahirrahmanirrahim
Ana babaya ihsanı kendisine
ibadet görevi kılan yüce Allah'ımıza hamd ederim. Anaya ve babaya ilgisizliği
ve isyanı büyük günahlar arasında bizlere açıklayan aziz peygamberimiz, biricik
mi biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed'e salat ve selam ederim.
Yüce Rabbimiz bizleri
yaratırken ve de ilk büyük nimetlerini bizlere ikram ederken analarımızı
babalarımızı da aracı kılmaktadır. Bunun içindir ki yüce Mevla'mız İsra suresinin 23. ayetinde kendisine
ibadet etmekle yükümlü olduğumuzu bildirirken ardından ana babaya ihsanı da
emretmektedir. Değindiğimiz ayeti kerimede Mevla'mız söyle buyurur: …
“Rabbin yalnızca ve yalnızca kendisine ibadet etmenizi ve bir de ana
babaya ihsan etmenizi emir buyurdu…”
Burada,sürekli olarak
değindiğimizibadetin tanımı konusuna işaret etmeden geçemeyeceğim. İbadet Rabbimizin
her bir emrine ve her bir yasağına itaatetmektir. Ana babaya ihsan emri de Rabbimizin
Kur'ani buyruğudur. Bunun içindir ki ana babaya ihsan da Rabbimizin emri olduğu
için Rabbimize ibadettir.
Güzel kardeşlerim;
dikkatlerinizi çekmek isterim. Ana babaya itaat değil de ihsan emredilmektedir.
Açıklayacağım. Gerçi itaat de ihsan olarak görülebilir ama aralarında farklar
vardır.
İhsan’ın Üç Anlamı
İhsan üç anlamı
içermektedir. Bir işi "Allah görüyor" bilgisi ve bilinci
içinde yapmaktır. Bu birinci anlamdır. İkinci anlam; “ yapılan işi güzel
yapmak”tır. Üçüncü anlamı ise “maddi ve manevi iyiliklerde bulunmak”tır.
Yaptığımız bu açıklamadan
hareketle ifade edelim aziz kardeşlerim; ana baba ile olan ilişkiler, arkadaş
ilişkilerine benzemez, benzememelidir. Eş ile ilişkilere benzemez,
benzememelidir. Müşterimizle, öğrencilerimizle, öğretmenlerimizle
ilişkilerimize benzemez, benzememelidir. Ana babayla ilişkiler "Allah
görüyor" bilgisi ve bilinci
içinde yapılmalıdır. Son derece önemlidir. Onlara karşı sözlerimiz
davranışlarımız ve işlerimiz güzel olmalıdır. Güzel olmak durumundadır. Zengin
de olsalar, fakir de olsalar ana babaya maddî ve mânevî iyilikler sürekli olmalıdır.
Ana baba zengin olabilir ama ihsan ile yükümlü olduğumuz için onlara hediyeler
almalı, gönüllerini ve dualarını kazanmalıyız.
Analar Babalar da Çocuklar Gibi İlgiye Muhtaçtırlar
Analar babalar da çocuklar
gibi ilgiye muhtaçtırlar, ilgi isterler, ilgi beklerler. Fakir iseler zaten
nafakaları çocukları üzerinedir. Özellikle de erkek çocukların üzerindedir.
Erkek çocukların babaların mirasından kız çocuklarına nazaran iki kat
almalarının bir sebebi de fakirlikleri halinde ana babanın ihtiyaçlarını gidermekle
yükümlü olmalarıdır. Kur'an-ı Kerim'de fakir ana babayı da içine alan akrabaya nafaka
görevi İsra suresinin 26. ayetinde
açıklanırken; “Akrabaya hakkını
ver. Yoksula da ver, mültecilere de ver ama saçıp savurma” buyrulur. Burada nafaka hakkını verme emri
erkekleri de kadınları da içine almaktadır. Ama daha bir erkekler yükümlüdür
ana babanın nafakalarından.
Yüreğimizi Sızlatması
Gereken Konu
Sevgili kardeşlerim; tam
burada yıllardıryüreğimi sızlatan bir konuya değinmek istiyorum. Yüce Allah
kullarına merhametlidir. Ana babalara da, çocuklarına da. Merhametlidir. Mevla'mız
Nisa sûresinin 11. âyetinde
miras hükümlerini açıklarken şöyle buyurur:
“…Ölenin çocuğu varsa
ana babasından herbirinin mirastan altı da bir payı vardır. Çocuğu yoksa ana
babası ona varis olur…”
Ana Baba’nın Mîras Hakkı
Kişi
ölür, eşi vardır, erkek ve kız çocukları vardır, ana babası da vardır. Anne
baba altıda birer olmak üzeremalın üçte birinin varisidir. Yani Yaradan'ın koyduğu miras hukuku düzeninde
her halükârda malın üçte birini anne ve baba alır. Anne altıda bir alır, baba
altıda bir alır. Eğer ölen kişinin karısı var da çocukları yoksa kadın dörtte
bir alır, diğer kalan dörtte üç ana babaya kalır. Üçte bir ana alır, üçte ikisi
babaya verilir.
Ana babaların çocuklarından
önce ölmeleri yaygın bir kural gibidir. Ama yedi buçuk milyarlık insanlık camiasını düşünürseniz bu kuralın, pek
çok istisnaları olduğu da görülecektir. Şimdi ben buradan Müslüman kadın
derneklerine ve seküler kadın örgütlerine bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Anneler kadın değil mi? Neden onların haklarını savunmak için ayağa
kalkmıyoruz? ? Bu zulmün önüne geçmek için niçin bir mücadele vermiyoruz. Eğer ana
baba zenginlerse malın üçte birini alırlar ve onların ölümlerinde diğer
çocuklara ve miras alınan çocuğun varislerine de miras intikal eder. Böylece
toplumda servetin yaygınlaştığına tanık oluruz. Bilebildiğimiz ve bilemediğimiz
nice bereketler var bu ilahi taksim düzeninde.
Güzel kardeşlerim; Tarihi dönemler
botunca İslâm alimleri tarafından pek de anlaşılamayan ayetlerden bir tanesi de
Bakara suresinin 180. ayetidir. Bu ayeti bir türlü anlayamadık. Anlaşılamadı.
Bu ayeti kerimede ölüm yaklaşıldığında ana baba içinmirastan vasiyet yapılması şöylece
emrediliyor:
“Birinize ölüm gelip çattığı zaman eğer bir mal
bırakacaksa anaya babaya, en yakınlaraİslâm’ın genel ilkeleri ve olgun aklın
gereklerine uygun bir şekilde vasiyet etmek, Allah’ın emirleri ve yasaklarına
aykırılıktan korunanlar için yapılması gerekli bir vazifedir.”
Şöyle
deniyor: Nisa suresinin 11. ayetinde Allah miras haklarının belirlerken ana
babanın hakları/payları belirlenmiştir. Dolayısıyla ana babaya vasiyet gerekli
değildir. Peygamberimiz de “Allah her hak sahibine hakkını vermiştirBundan sonra varise
vasiyet yoktur.” buyurduğuna
göre bu âyet yürürlükten düşürülmüştür. Deniyor ama azim bir hata ediliyor.
Ana Baba’nın Mîras Hakkı Düşürülemez
Güzel kardeşlerim; İslam,
yalnızca İslam'ın bütünüyle egemen olduğu toplumda yaşanmaz. Yaşadığımız bu
seküler laik düzende de, gücümüz ölçüsünde İslam'ı yaşamakla yükümlü değil miyiz?
Şimdi size soralım, yaşadığımız İslâm dışı hukuk sistemindde, ana babaya miras
hakkı veriliyor mu? Verilmiyor. İşte değindiğimiz
Bakara sûresinin 180. âyeti,İslâm'ın
miras hukukunun yürürlükte olamadığı/ yakın gelecekte de olamayacağı toplumda
vasiyet yoluylaana babaların haklarını korumak için indirilmiştir. Yürürlükten
düşürülmüş de değildir.
Bugün de etrafımıza
baktığımız zaman, fakir analar babalar görüyoruz. Onlar çocuklarının ölümünde
torunlarının gelinlerinin ellerine bırakılmaktadır. Çocukların hakları var,
eşin hakkı var da ana babanın hakkı yok mu?
Ana baba İçin Vasiyet
Edilmelidir
Buradan maddi durumları iyi
olan mümin kardeşlerime hatırlatıyorum, anneleri babaları fakirse, sakın ha
onları unutmasınlar, torunlarına muhtaç duruma düşürmesinler. Yani Rabbimizin
emir buyurduğu gibi resmi olarak vasiyette bulunsunlar.
Güzel kardeşlerim! Ana
babaya karşı İhsan konusunu açıkladık. Ana babanın ihtiyarlık hallerinde ise İhsan
görevi daha bir boyutlanır.
Ana Babanın İhtiyarlık Halleri
İsra
sûresinin baştarafının anlamını sunduğumuz 23. âyetinin devamında ve 24. âyette
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“…Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlandıklarında
Sakın ha onlara öf bile deme. Sakın ha onları azarlama.Onların gönüllerini
mutlu edecek sözler söyle. Onlara merhametli vemütevazı ol. Onlar için şöyle
dua et: Allah'ım, ben küçükken onlar beni nasıl terbiye ettilerse, sen de
onlara merhamet et; onlara sağlık ver, onları yaşlılığın âcizliği ve
bunaklığından koru.”
Aziz kardeşlerim; ana baba
çocuklarını büyütmek için bakar. Biz de ana babamızı yaşatmak için
çalışmalıyız. Onların hayatları bereket bilinmeli, nimet görülmeli, rızık
sebebi olarak anlaşılmalıdır.
Bu arada sevgili
kardeşlerim; hatırlatmadan geçemeyeceğim, inşallah ihtiyarlığı konu alan bir
sohbet yaparız. O, çok çok okuduğumuz ama anlamını bir türlü merak etmediğimiz Yasin sûresinde Rabbimizşöyle buyuruyor:
"Biz insanı yaşattığımız ve yaşlılığa
erdirdiğimizde baş aşağı dönüştürürüz.Hâlâ aklınınızı kullanarak düşünmeyecek
misiniz.”
Allah rahmet eylesin;
Muhammed Hamidullah büyük bir İslam alimiydi. Pek çok dil bilirdi. Ahir ömründe
ana dili olan Orduca’dan başka hiçbir dili kullanamaz, ansiklopedik bilgilerini hatırlayamaz oldu.
Onun için aziz kardeşlerim; Peygamberimizin
yaparak öğrettiği şu duayı genç yaşlarımızda
itibaren yapmaya başlayalım:“Allah'ım!Erzeli’l - umurdan sana
sığınırım.”
Büyüklerimiz bu duayı şöylece tercüme ederek yaparlardı:“Allahım!
Elden ayaktan düşmekten ,ne söylediğini bilemez olmaktan sana sığınırım.”
Güzel kardeşlerim! Ana
babaya neden itaat değil de ihsan ile
yükümlüyüz?
Bir başka açıdan bu
konuya değinmeye çalışalım. İtaat; kayıtsız şartsız, ancak ve ancak Allah'a
yapılır. Peygamberimiz efendimize dahi itaat
şartlıdır. Mümtehine suresinin 12. ayeti
kadınlarımızın İslam toplumunda aktif unsurlar olmaları gereğine işaret eder.
Bu ayeti kerimede aziz Peygamberimize Müslüman kadınlarla Allah'a ortak
koşmayacaklarına, hırsızlık yapmayacaklarına, zina etmeyeceklerine, çocuklarını
öldürmeyeceklerine, kocalarının dışından çocuk peydahlayıp da kocalarının
üzerine yıkmayacaklarına ve bir de Hz. Peygambere maruf olan işlerde isyan etmeyeceklerine
dair biatlaşmasını Peygamberimize emir buyrulur bu ayette. Yani Müslüman
kadınlar Peygamberimize dahi ancak, peygamberin emirleri ve yasakları,
Yaradan'ın buyruklarına uygun olursa biz itaatle yükümlüyüz. Onun içindir ki Peygamberimiz daima şöyle buyururlardı. Ben
size Allah'ın dinindendir diyerek bir şeyi söylediğimde ona itaat edin. Ama
kendi görüşüm olarak bir şeyi size aktardığımda, ben de bir beşerim,
yanılabilirim de. Demek ki ana babaya ihsanla emrolunup da itaatle
emrolunmayışımızın sebebi, ana babaya da itaat şartlıdır.
Şimdi güzel kardeşlerim;
ana baba kafirse, ana baba İslam'ı yaşamayan isyankar bir tipse, namaz yok,
oruç yok, zekat yok, içki var, kumar var, zina var, böyle babalar yok mu? Var.
Ana baba kafirse veya isyankarsa veya İslam'ı yaşamamıza engel oluyorlarsa,
bizi İslam karşıtlığına çağırıyorlarsa o zaman ana babaya ihsan ile yükümlü
müyüz? Evet, ihsan ile yükümlüyüz. Kafir de olsa ana baba, Rabbinin emirlerini
ve yasaklarını tanımasa da, ana babaya nafaka, ilgi, alaka düşmez. Gene gidecek
annecim ve babacım diyeceksin. Elinden gelen iyilikleri yapacaksın. Ama seni
Allah'a kulluktan çevirmeye kalkıyorsa, kızım bu namaz nereden çıktı, oğlum bu
tesettür de nedir, diyor, senin Rabbine kulluğuna mani oluyorsa ona itaat edilmez.
Sevgili kardeşlerim; bu
sohbetlerimizde, söylenen her sözün Kur'an'a ve aziz Peygamberimizin
buyruklarına dayanması gereğine sık sık atıf yapıyorum. Hz. Ebubekir'in kızı Hz. Esma diyor ki; muhtemelen Hudeybiye
anlaşmasından sonra annem beni ziyarete geldi. Ama putperest bir kadındı. Ben
ne yapacağımız şaşırdım. Hemen peygamberimize koştum. Dedim ki; "Ya
Rasulallah, annem bir putperest ama beni ziyarete geldi. Ben ne yapayı, nasıl
davranayım?" Peygamberimiz bana "annene ihsan ile muamele et, gerekli
ilgiyi ve alakayı göster." buyurdular.
Bakınız güzel kardeşlerim;
sırası gelmişken değinelim; … (29:15)
bir Müslüman Allah'a isyan olan bir hususta ne ana babaya, ne yönetimlere itaat
edemez. İtaat Allah'a kulluk için yapılır. Bakınız Lokman suresinin 15. ayeti
bize nasıl delil veriyor: … Eğer anan baban bilmediğin konularda seni Rabbine
ortak koşmaya yönlendiriyor, isyana yönlendiriyorsa … ana babaya itaat etme bu
konularda ama … dünya hayatında onlara güzelce muamele et, ihsan ile ilgi
göster.
Evet, sevgili kardeşlerim;
inanın farkına varamamıştım, bu sohbeti hazırlarken ayetler aklıma düştü, şimdi
bizi İslami çizgiden saptırmaya çalışan ana babamıza bu noktada itaat yapılmaz,
bu bir. İki; Tevbe suresinin 23.
ayetinde böylesi bir ana babaya vekalet verilmez, böylesi, ana babaya bizim
adımıza tasarruf yapmaları, tasarrufta bulunmaları için hukuken yetki de
verilemez. Peki hangi ayettir bu: … Eğer, kâfirliği İslami iman üzerine tercih
ederlerse sakın ha ana babanızı ve kardeşlerinizi dahi veli edinmeyin. Onlara
sizi temsil etmeleri için sakın ha hukuken tasarruf hakkı vermeyin. Güncelleştirelim
konuyu: ana babanızı dahi, eğer İslami çizgide değilse oy verip
destekleyemezsiniz. Bir diğer nokta da, sizi İslami çizgiden koparmaya çalışan
ana babanızı, evet, ihsan ile muamele edersiniz ama yüreğinizi sevgiyle
açamazsınız. Mücadele suresinin 22.
ayeti: … Ey Peygamber sen Allah'a ve ahirete iman eden kişileri, Allah'a ve
Peygamberine savaş açmış kişileri yürekten sever bulamazsın. Onlar anneleri,
babaları, kardeşleri ve kendi akrabalarının üyeleri de olmuş olsa.
Güzel kardeşlerim; ana
babaya ihsan konusunda aziz
Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurur: O'na Allah'ın en çok sevdiği
ameller nelerdir Ya Resulallah diye sorulduğunda, Peygamberimiz; vaktinde namaz
kılmaktır, sonra ana babaya ihsanda bulunmaktır, sonra Allah yolunda cihat
etmektir, buyurdular. Geleceğin Mısır fatihi olan Amrublu As'ın oğlunun
anlatımına göre; bir zat geldi dedi ki
Ya Rasulallah ben Rabbimin rızasını kazanmak içi senin yanında savaşmak üzere
geldim. Peygamberimiz O'na annen baban sağ mıdır? Buyurdular. Sağdır Ya
Rasulallah. … Git anana babana ihsan ile muamele et, cennet annenin ayakları
yanındadır.
Güzel kardeşlerim; anaya
ayrıcalık var. Lokman suresinin 14.
ayetinde; … Biz insana ana babasına ihsanı emrettik. Ama hele hele anası. O
zaaf, acı ve zorluklarla çocuğunu karnında taşıdı. İki yıl içinde olmak üzere
de emzirdi. Ey insan, … bana şükret, … ana babana da teşekkür et. Onlara
teşekkürü unutma. … Çünkü bana şükretmemekten, ana babaya teşekkür etmemekten
ötürü huzurumda sorgulanacağınızı bilin. Bir zat geldi dedi ki Ya Rasulallah;
en ziyade iyiliğime layık olan kimdir? Peygamberimiz, annendir. Sonra kimdir Ya
Rasulallah, annendir. Sonra kimdir Ya Rasulallah, annendir. Sonra kimdir Ya
Rasulallah, babandır buyurdular. Demek ki anneler, anneler…
Aziz kardeşlerim; burada
bir İslam şairinin şu mısralarını hatırlatmadan geçemeyeceğim. Der ki; ben
anneme nasıl yürekten bir ilgi göstermeyeyim ki. O beni aylarca karnında,
yıllarca kucağında, bir ömür boyunca da kalbinde taşıdı ve taşıyor. İmam hatip
okulunda lise talebesiyken bir münazara için Beyazıt devle kütüphanesine
gitmiştim. Konu; anne ve babaydı. Orada Azerbaycan'da bir anah???? Kaidesinde
şu sözlerin yazılı olduğunu gördüm. Tam 50 yıldır unutamıyorum. Diyordu ki bu
sözlerde; hiçbir kadın anasına yürekten bağlı olmayan bir erkeğe gönül
vermesin. Eğer o erkekte bir kadına yürekten bağlılık yeteneği olsaydı önce onu
anasına gösterirdi. Ne gariptir. Şimdi gelinler, geleceğin eşleri olarak
kocalarına yarı ayrı yaşamaları şartını koşuyorlar. Yani önceden beni tercih
edeceksin diyorlar. Ana babayı tercih edemeyen seni ne ölçüde tercih edebilir?
Bunu akledemiyoruz. Demek ki vahiyle ayarlı olmayan akıllar gereğince
düşünemiyorlar.
Sevgili kardeşlerim; vaktimiz
daralıyor. Peygamberimiz efendimiz
buyuruyorlar ki; en büyük günahların da büyükleri olanlar nelerdir biliyor
musunuz? Allah'a ortak koşmak, ana babaya isyan, onları ihtiyaçlı iken kendi
hallerine terk etmek ve bir de yalan söz ve yalan şahitliktir. Aziz
kardeşlerim bu minval üzere çok çok hadis var. Bir tanesinde Peygamberimiz beddua ediyor. Yaşlılık döneminde anasından
babasından birine veya her ikisine yetişip de cennete hak kazanmayan mutluluk
yüzü görmesin buyuruyor Peygamberimiz.
Güzel kardeşlerim; ana
babaya isyanın cezası ahirete ertelenmekle birlikte Peygamberimizin
açıklamalarına göre dünyada da verilir. Ana babaya isyan arşı titretir. Eğer
çocuklarımızdan itaat bekliyorsak, çocuklarımızdan sevgi bekliyorsak, ihsan
bekliyorsak, ana babaya ihsanı ihmal etmemeliyiz. Peygamberimiz; ana babaya ihsan ile muamele edin ki, çocuklarınız da
size ihsan ile muamele etsinler.
Aziz kardeşlerim; çoğumuz
annelerimizin babalarımızın hayatlarında kıymetini bilemedik. Rahmetli
anneciğimin ayaklarının altını öperdim,
Peygamberimizin, cennet anaların ayağı altındadır hadisinin gölgesinde. O
hatıra dünyaya değer bir hatıra olarak kalmıştır. Ama ana babaların zaten birçok
nimetin kadri elimizdeyken bilinmiyor. Peygamberimize
soruyorlar; Ya Rasulallah, ölümünden sonra ana babalarımıza görevlerimiz var
mı? Peygamberimiz var buyuruyorlar. Onlara dua edersin, Allah'ın onları
bağışlamasını istersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını korumaya
çalışırsın, dostlarına da ikram edersin. Hz. Ömer'in oğlu Abdullah ibn Ömer,
bir gün çarşıda bir bedeviye, köylüye rastlıyor, hemen devesinden iniyor, onu
devesine çıkarıyor, bir de başındaki sarığı ona geçiriyor, koyuyor. Diyorlar ki
Ya ABDULLAH, BU BASİT BİR KÖYLÜDÜR. BU KADARI GEREKMEZDİ. BUYURUYOR Kİ aziz Peygamberimiz
efendimizden işittim, ana babaya görevlerimizden biri de onların dostlarına
ikramda bulunmaktır. Bu zat benim babamın dostuydu.
Sevgili kardeşlerim;
özetlersek; ana baba, Peygamberimizin
ifadelerini arzediyorum, bizim
cennetimiz ve cehennemimizdir. … Onlara ihsan cennete girmemize, onları
kaderine terk etmek ise cehenneme girmemize sebep olabilir.
Sizlere bizi ana babaya ihsana da yönlenmenin enerjisini kazandıracak olmazsa olmaz göreviniz olan namazı bir defa daha hatırlatıyor, hepimize, ana babalarınıza karşı ihsanla dolu ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.