Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.65
Gram Altın
2900.47
BIST 100
9395.39
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 May 2022

Ana babaya ihsan görevimiz

Bismillahirrahmanirrahim

Ana babaya ihsanı kendisine ibadet görevi kılan yüce Allah'ımıza hamd ederim. Anaya ve babaya ilgisizliği ve isyanı büyük günahlar arasında bizlere açıklayan aziz peygamberimiz, biricik mi biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed'e salat ve selam ederim.

Yüce Rabbimiz bizleri yaratırken ve de ilk büyük nimetlerini bizlere ikram ederken analarımızı babalarımızı da aracı kılmaktadır. Bunun içindir ki yüce Mevla'mız İsra suresinin 23. ayetinde kendisine ibadet etmekle yükümlü olduğumuzu bildirirken ardından ana babaya ihsanı da emretmektedir. Değindiğimiz ayeti kerimede Mevla'mız söyle buyurur: …

Rabbin yalnızca ve yalnızca kendisine ibadet etmenizi ve bir de ana babaya ihsan etmenizi emir buyurdu…”

Burada,sürekli olarak değindiğimizibadetin tanımı konusuna işaret etmeden geçemeyeceğim. İbadet Rabbimizin her bir emrine ve her bir yasağına itaatetmektir. Ana babaya ihsan emri de Rabbimizin Kur'ani buyruğudur. Bunun içindir ki ana babaya ihsan da Rabbimizin emri olduğu için Rabbimize ibadettir.

Güzel kardeşlerim; dikkatlerinizi çekmek isterim. Ana babaya itaat değil de ihsan emredilmektedir. Açıklayacağım. Gerçi itaat de ihsan olarak görülebilir ama aralarında farklar vardır.

İhsan’ın Üç Anlamı

İhsan üç anlamı içermektedir. Bir işi "Allah görüyor" bilgisi ve bilinci içinde yapmaktır. Bu birinci anlamdır. İkinci anlam; “ yapılan işi güzel yapmak”tır. Üçüncü anlamı ise “maddi ve manevi iyiliklerde bulunmak”tır.

Yaptığımız bu açıklamadan hareketle ifade edelim aziz kardeşlerim; ana baba ile olan ilişkiler, arkadaş ilişkilerine benzemez, benzememelidir. Eş ile ilişkilere benzemez, benzememelidir. Müşterimizle, öğrencilerimizle, öğretmenlerimizle ilişkilerimize benzemez, benzememelidir. Ana babayla ilişkiler "Allah görüyor" bilgisi ve bilinci içinde yapılmalıdır. Son derece önemlidir. Onlara karşı sözlerimiz davranışlarımız ve işlerimiz güzel olmalıdır. Güzel olmak durumundadır. Zengin de olsalar, fakir de olsalar ana babaya maddî ve mânevî iyilikler sürekli olmalıdır. Ana baba zengin olabilir ama ihsan ile yükümlü olduğumuz için onlara hediyeler almalı, gönüllerini ve dualarını kazanmalıyız.

Analar Babalar da Çocuklar Gibi İlgiye Muhtaçtırlar

Analar babalar da çocuklar gibi ilgiye muhtaçtırlar, ilgi isterler, ilgi beklerler. Fakir iseler zaten nafakaları çocukları üzerinedir. Özellikle de erkek çocukların üzerindedir. Erkek çocukların babaların mirasından kız çocuklarına nazaran iki kat almalarının bir sebebi de fakirlikleri halinde ana babanın ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü olmalarıdır. Kur'an-ı Kerim'de fakir ana babayı da içine alan akrabaya nafaka görevi İsra suresinin 26. ayetinde açıklanırken; “Akrabaya hakkını ver. Yoksula da ver, mültecilere de ver ama saçıp savurma” buyrulur. Burada nafaka hakkını verme emri erkekleri de kadınları da içine almaktadır. Ama daha bir erkekler yükümlüdür ana babanın nafakalarından.

Yüreğimizi Sızlatması Gereken Konu

Sevgili kardeşlerim; tam burada yıllardıryüreğimi sızlatan bir konuya değinmek istiyorum. Yüce Allah kullarına merhametlidir. Ana babalara da, çocuklarına da. Merhametlidir. Mevla'mız Nisa sûresinin 11. âyetinde miras hükümlerini açıklarken şöyle buyurur:

“…Ölenin çocuğu varsa ana babasından herbirinin mirastan altı da bir payı vardır. Çocuğu yoksa ana babası ona varis olur…”

Ana Baba’nın Mîras Hakkı

Kişi ölür, eşi vardır, erkek ve kız çocukları vardır, ana babası da vardır. Anne baba altıda birer olmak üzeremalın üçte birinin varisidir. Yani Yaradan'ın koyduğu miras hukuku düzeninde her halükârda malın üçte birini anne ve baba alır. Anne altıda bir alır, baba altıda bir alır. Eğer ölen kişinin karısı var da çocukları yoksa kadın dörtte bir alır, diğer kalan dörtte üç ana babaya kalır. Üçte bir ana alır, üçte ikisi babaya verilir.

Ana babaların çocuklarından önce ölmeleri yaygın bir kural gibidir. Ama yedi buçuk milyarlık insanlık camiasını düşünürseniz bu kuralın, pek çok istisnaları olduğu da görülecektir. Şimdi ben buradan Müslüman kadın derneklerine ve seküler kadın örgütlerine bir hatırlatma yapmak istiyorum. Anneler kadın değil mi? Neden onların haklarını savunmak için ayağa kalkmıyoruz? ? Bu zulmün önüne geçmek için niçin bir mücadele vermiyoruz. Eğer ana baba zenginlerse malın üçte birini alırlar ve onların ölümlerinde diğer çocuklara ve miras alınan çocuğun varislerine de miras intikal eder. Böylece toplumda servetin yaygınlaştığına tanık oluruz. Bilebildiğimiz ve bilemediğimiz nice bereketler var bu ilahi taksim düzeninde.

Güzel kardeşlerim; Tarihi dönemler botunca İslâm alimleri tarafından pek de anlaşılamayan ayetlerden bir tanesi de Bakara suresinin 180. ayetidir. Bu ayeti bir türlü anlayamadık. Anlaşılamadı. Bu ayeti kerimede ölüm yaklaşıldığında ana baba içinmirastan vasiyet yapılması şöylece emrediliyor:

“Birinize ölüm gelip çattığı zaman eğer bir mal bırakacaksa anaya babaya, en yakınlaraİslâm’ın genel ilkeleri ve olgun aklın gereklerine uygun bir şekilde vasiyet etmek, Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan korunanlar için yapılması gerekli bir vazifedir.”

Şöyle deniyor: Nisa suresinin 11. ayetinde Allah miras haklarının belirlerken ana babanın hakları/payları belirlenmiştir. Dolayısıyla ana babaya vasiyet gerekli değildir. Peygamberimiz de “Allah her hak sahibine hakkını vermiştirBundan sonra varise vasiyet yoktur.” buyurduğuna göre bu âyet yürürlükten düşürülmüştür. Deniyor ama azim bir hata ediliyor.

Ana Baba’nın Mîras Hakkı Düşürülemez

Güzel kardeşlerim; İslam, yalnızca İslam'ın bütünüyle egemen olduğu toplumda yaşanmaz. Yaşadığımız bu seküler laik düzende de, gücümüz ölçüsünde İslam'ı yaşamakla yükümlü değil miyiz? Şimdi size soralım, yaşadığımız İslâm dışı hukuk sistemindde, ana babaya miras hakkı veriliyor mu? Verilmiyor. İşte değindiğimiz Bakara sûresinin 180. âyeti,İslâm'ın miras hukukunun yürürlükte olamadığı/ yakın gelecekte de olamayacağı toplumda vasiyet yoluylaana babaların haklarını korumak için indirilmiştir. Yürürlükten düşürülmüş de değildir.

Bugün de etrafımıza baktığımız zaman, fakir analar babalar görüyoruz. Onlar çocuklarının ölümünde torunlarının gelinlerinin ellerine bırakılmaktadır. Çocukların hakları var, eşin hakkı var da ana babanın hakkı yok mu?

Ana baba İçin Vasiyet Edilmelidir

Buradan maddi durumları iyi olan mümin kardeşlerime hatırlatıyorum, anneleri babaları fakirse, sakın ha onları unutmasınlar, torunlarına muhtaç duruma düşürmesinler. Yani Rabbimizin emir buyurduğu gibi resmi olarak vasiyette bulunsunlar.

Güzel kardeşlerim! Ana babaya karşı İhsan konusunu açıkladık. Ana babanın ihtiyarlık hallerinde ise İhsan görevi daha bir boyutlanır.

Ana Babanın İhtiyarlık Halleri

İsra sûresinin baştarafının anlamını sunduğumuz 23. âyetinin devamında ve 24. âyette Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“…Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlandıklarında Sakın ha onlara öf bile deme. Sakın ha onları azarlama.Onların gönüllerini mutlu edecek sözler söyle. Onlara merhametli vemütevazı ol. Onlar için şöyle dua et: Allah'ım, ben küçükken onlar beni nasıl terbiye ettilerse, sen de onlara merhamet et; onlara sağlık ver, onları yaşlılığın âcizliği ve bunaklığından koru.”

Aziz kardeşlerim; ana baba çocuklarını büyütmek için bakar. Biz de ana babamızı yaşatmak için çalışmalıyız. Onların hayatları bereket bilinmeli, nimet görülmeli, rızık sebebi olarak anlaşılmalıdır.

Bu arada sevgili kardeşlerim; hatırlatmadan geçemeyeceğim, inşallah ihtiyarlığı konu alan bir sohbet yaparız. O, çok çok okuduğumuz ama anlamını bir türlü merak etmediğimiz Yasin sûresinde Rabbimizşöyle buyuruyor:

"Biz insanı yaşattığımız ve yaşlılığa erdirdiğimizde baş aşağı dönüştürürüz.Hâlâ aklınınızı kullanarak düşünmeyecek misiniz.”

Allah rahmet eylesin; Muhammed Hamidullah büyük bir İslam alimiydi. Pek çok dil bilirdi. Ahir ömründe ana dili olan Orduca’dan başka hiçbir dili kullanamaz, ansiklopedik bilgilerini hatırlayamaz oldu. Onun için aziz kardeşlerim; Peygamberimizin yaparak öğrettiği şu duayı genç yaşlarımızda itibaren yapmaya başlayalım:“Allah'ım!Erzeli’l - umurdan sana sığınırım.”

Büyüklerimiz bu duayı şöylece tercüme ederek yaparlardı:“Allahım! Elden ayaktan düşmekten ,ne söylediğini bilemez olmaktan sana sığınırım.”

Güzel kardeşlerim! Ana babaya neden itaat değil de ihsan ile yükümlüyüz?

Bir başka açıdan bu konuya değinmeye çalışalım. İtaat; kayıtsız şartsız, ancak ve ancak Allah'a yapılır. Peygamberimiz efendimize dahi itaat şartlıdır. Mümtehine suresinin 12. ayeti kadınlarımızın İslam toplumunda aktif unsurlar olmaları gereğine işaret eder. Bu ayeti kerimede aziz Peygamberimize Müslüman kadınlarla Allah'a ortak koşmayacaklarına, hırsızlık yapmayacaklarına, zina etmeyeceklerine, çocuklarını öldürmeyeceklerine, kocalarının dışından çocuk peydahlayıp da kocalarının üzerine yıkmayacaklarına ve bir de Hz. Peygambere maruf olan işlerde isyan etmeyeceklerine dair biatlaşmasını Peygamberimize emir buyrulur bu ayette. Yani Müslüman kadınlar Peygamberimize dahi ancak, peygamberin emirleri ve yasakları, Yaradan'ın buyruklarına uygun olursa biz itaatle yükümlüyüz. Onun içindir ki Peygamberimiz daima şöyle buyururlardı. Ben size Allah'ın dinindendir diyerek bir şeyi söylediğimde ona itaat edin. Ama kendi görüşüm olarak bir şeyi size aktardığımda, ben de bir beşerim, yanılabilirim de. Demek ki ana babaya ihsanla emrolunup da itaatle emrolunmayışımızın sebebi, ana babaya da itaat şartlıdır.

Şimdi güzel kardeşlerim; ana baba kafirse, ana baba İslam'ı yaşamayan isyankar bir tipse, namaz yok, oruç yok, zekat yok, içki var, kumar var, zina var, böyle babalar yok mu? Var. Ana baba kafirse veya isyankarsa veya İslam'ı yaşamamıza engel oluyorlarsa, bizi İslam karşıtlığına çağırıyorlarsa o zaman ana babaya ihsan ile yükümlü müyüz? Evet, ihsan ile yükümlüyüz. Kafir de olsa ana baba, Rabbinin emirlerini ve yasaklarını tanımasa da, ana babaya nafaka, ilgi, alaka düşmez. Gene gidecek annecim ve babacım diyeceksin. Elinden gelen iyilikleri yapacaksın. Ama seni Allah'a kulluktan çevirmeye kalkıyorsa, kızım bu namaz nereden çıktı, oğlum bu tesettür de nedir, diyor, senin Rabbine kulluğuna mani oluyorsa ona itaat edilmez.

Sevgili kardeşlerim; bu sohbetlerimizde, söylenen her sözün Kur'an'a ve aziz Peygamberimizin buyruklarına dayanması gereğine sık sık atıf yapıyorum. Hz. Ebubekir'in kızı Hz. Esma diyor ki; muhtemelen Hudeybiye anlaşmasından sonra annem beni ziyarete geldi. Ama putperest bir kadındı. Ben ne yapacağımız şaşırdım. Hemen peygamberimize koştum. Dedim ki; "Ya Rasulallah, annem bir putperest ama beni ziyarete geldi. Ben ne yapayı, nasıl davranayım?" Peygamberimiz bana "annene ihsan ile muamele et, gerekli ilgiyi ve alakayı göster." buyurdular.

Bakınız güzel kardeşlerim; sırası gelmişken değinelim; … (29:15) bir Müslüman Allah'a isyan olan bir hususta ne ana babaya, ne yönetimlere itaat edemez. İtaat Allah'a kulluk için yapılır. Bakınız Lokman suresinin 15. ayeti bize nasıl delil veriyor: … Eğer anan baban bilmediğin konularda seni Rabbine ortak koşmaya yönlendiriyor, isyana yönlendiriyorsa … ana babaya itaat etme bu konularda ama … dünya hayatında onlara güzelce muamele et, ihsan ile ilgi göster.

Evet, sevgili kardeşlerim; inanın farkına varamamıştım, bu sohbeti hazırlarken ayetler aklıma düştü, şimdi bizi İslami çizgiden saptırmaya çalışan ana babamıza bu noktada itaat yapılmaz, bu bir. İki; Tevbe suresinin 23. ayetinde böylesi bir ana babaya vekalet verilmez, böylesi, ana babaya bizim adımıza tasarruf yapmaları, tasarrufta bulunmaları için hukuken yetki de verilemez. Peki hangi ayettir bu: … Eğer, kâfirliği İslami iman üzerine tercih ederlerse sakın ha ana babanızı ve kardeşlerinizi dahi veli edinmeyin. Onlara sizi temsil etmeleri için sakın ha hukuken tasarruf hakkı vermeyin. Güncelleştirelim konuyu: ana babanızı dahi, eğer İslami çizgide değilse oy verip destekleyemezsiniz. Bir diğer nokta da, sizi İslami çizgiden koparmaya çalışan ana babanızı, evet, ihsan ile muamele edersiniz ama yüreğinizi sevgiyle açamazsınız. Mücadele suresinin 22. ayeti: … Ey Peygamber sen Allah'a ve ahirete iman eden kişileri, Allah'a ve Peygamberine savaş açmış kişileri yürekten sever bulamazsın. Onlar anneleri, babaları, kardeşleri ve kendi akrabalarının üyeleri de olmuş olsa.

Güzel kardeşlerim; ana babaya ihsan konusunda aziz Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurur: O'na Allah'ın en çok sevdiği ameller nelerdir Ya Resulallah diye sorulduğunda, Peygamberimiz; vaktinde namaz kılmaktır, sonra ana babaya ihsanda bulunmaktır, sonra Allah yolunda cihat etmektir, buyurdular. Geleceğin Mısır fatihi olan Amrublu As'ın oğlunun anlatımına göre; bir zat geldi dedi ki Ya Rasulallah ben Rabbimin rızasını kazanmak içi senin yanında savaşmak üzere geldim. Peygamberimiz O'na annen baban sağ mıdır? Buyurdular. Sağdır Ya Rasulallah. … Git anana babana ihsan ile muamele et, cennet annenin ayakları yanındadır.

Güzel kardeşlerim; anaya ayrıcalık var. Lokman suresinin 14. ayetinde; … Biz insana ana babasına ihsanı emrettik. Ama hele hele anası. O zaaf, acı ve zorluklarla çocuğunu karnında taşıdı. İki yıl içinde olmak üzere de emzirdi. Ey insan, … bana şükret, … ana babana da teşekkür et. Onlara teşekkürü unutma. … Çünkü bana şükretmemekten, ana babaya teşekkür etmemekten ötürü huzurumda sorgulanacağınızı bilin. Bir zat geldi dedi ki Ya Rasulallah; en ziyade iyiliğime layık olan kimdir? Peygamberimiz, annendir. Sonra kimdir Ya Rasulallah, annendir. Sonra kimdir Ya Rasulallah, annendir. Sonra kimdir Ya Rasulallah, babandır buyurdular. Demek ki anneler, anneler…

Aziz kardeşlerim; burada bir İslam şairinin şu mısralarını hatırlatmadan geçemeyeceğim. Der ki; ben anneme nasıl yürekten bir ilgi göstermeyeyim ki. O beni aylarca karnında, yıllarca kucağında, bir ömür boyunca da kalbinde taşıdı ve taşıyor. İmam hatip okulunda lise talebesiyken bir münazara için Beyazıt devle kütüphanesine gitmiştim. Konu; anne ve babaydı. Orada Azerbaycan'da bir anah???? Kaidesinde şu sözlerin yazılı olduğunu gördüm. Tam 50 yıldır unutamıyorum. Diyordu ki bu sözlerde; hiçbir kadın anasına yürekten bağlı olmayan bir erkeğe gönül vermesin. Eğer o erkekte bir kadına yürekten bağlılık yeteneği olsaydı önce onu anasına gösterirdi. Ne gariptir. Şimdi gelinler, geleceğin eşleri olarak kocalarına yarı ayrı yaşamaları şartını koşuyorlar. Yani önceden beni tercih edeceksin diyorlar. Ana babayı tercih edemeyen seni ne ölçüde tercih edebilir? Bunu akledemiyoruz. Demek ki vahiyle ayarlı olmayan akıllar gereğince düşünemiyorlar.

Sevgili kardeşlerim; vaktimiz daralıyor. Peygamberimiz efendimiz buyuruyorlar ki; en büyük günahların da büyükleri olanlar nelerdir biliyor musunuz? Allah'a ortak koşmak, ana babaya isyan, onları ihtiyaçlı iken kendi hallerine terk etmek ve bir de yalan söz ve yalan şahitliktir. Aziz kardeşlerim bu minval üzere çok çok hadis var. Bir tanesinde Peygamberimiz beddua ediyor. Yaşlılık döneminde anasından babasından birine veya her ikisine yetişip de cennete hak kazanmayan mutluluk yüzü görmesin buyuruyor Peygamberimiz.

Güzel kardeşlerim; ana babaya isyanın cezası ahirete ertelenmekle birlikte Peygamberimizin açıklamalarına göre dünyada da verilir. Ana babaya isyan arşı titretir. Eğer çocuklarımızdan itaat bekliyorsak, çocuklarımızdan sevgi bekliyorsak, ihsan bekliyorsak, ana babaya ihsanı ihmal etmemeliyiz. Peygamberimiz; ana babaya ihsan ile muamele edin ki, çocuklarınız da size ihsan ile muamele etsinler.

Aziz kardeşlerim; çoğumuz annelerimizin babalarımızın hayatlarında kıymetini bilemedik. Rahmetli anneciğimin ayaklarının altını öperdim, Peygamberimizin, cennet anaların ayağı altındadır hadisinin gölgesinde. O hatıra dünyaya değer bir hatıra olarak kalmıştır. Ama ana babaların zaten birçok nimetin kadri elimizdeyken bilinmiyor. Peygamberimize soruyorlar; Ya Rasulallah, ölümünden sonra ana babalarımıza görevlerimiz var mı? Peygamberimiz var buyuruyorlar. Onlara dua edersin, Allah'ın onları bağışlamasını istersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını korumaya çalışırsın, dostlarına da ikram edersin. Hz. Ömer'in oğlu Abdullah ibn Ömer, bir gün çarşıda bir bedeviye, köylüye rastlıyor, hemen devesinden iniyor, onu devesine çıkarıyor, bir de başındaki sarığı ona geçiriyor, koyuyor. Diyorlar ki Ya ABDULLAH, BU BASİT BİR KÖYLÜDÜR. BU KADARI GEREKMEZDİ. BUYURUYOR Kİ aziz Peygamberimiz efendimizden işittim, ana babaya görevlerimizden biri de onların dostlarına ikramda bulunmaktır. Bu zat benim babamın dostuydu.

Sevgili kardeşlerim; özetlersek; ana baba, Peygamberimizin ifadelerini arzediyorum, bizim cennetimiz ve cehennemimizdir. … Onlara ihsan cennete girmemize, onları kaderine terk etmek ise cehenneme girmemize sebep olabilir.

Sizlere bizi ana babaya ihsana da yönlenmenin enerjisini kazandıracak olmazsa olmaz göreviniz olan namazı bir defa daha hatırlatıyor, hepimize, ana babalarınıza karşı ihsanla dolu ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.