Ana !
Özellikle KADIN söz konusu olduğunda İslam'ın kadına bakışı konusuna dair yanılgı zirve yapmakta.
Bu yanılgı tek taraflı bir yanılgı değil. Kendini geleneksel Müslüman olarak tanımlayan da çoğu zaman yanılgı içinde; seküler olarak tanımlayan da...
Son dönemde İstanbul Sözleşmesi bağlamında kadın üzerinden yeniden ve bitmeyen tartışma başladı.
Sadece Müslüman coğrafyada değil, tüm dünya, kadınların toplumdaki yerini düzenleyen kanunlara sadece sınırlı bir ölçüde bağlı kalıyor. Burada gelenekler, genel kültür düzeyi, eğitim düzeyi önemi rol oynar.
Birbirine benzer kanunların uygulandığı ülkelerde dahi önemli farklılıklar ortaya çıkabilir.
Mesela; İngiltere ,Amerika,Fransa,,Almanya aynı hayat tarzlarının etkisinde görünseler de,pratikte önemli farklılıklar gösterirler .Bu sebeple kanunlar pratikte ne kadar size ve inandığınız değerlere cevap verebiliyorsa
o ölçüde sizin aktinizdir. Bu da kanunların toplum gerçekliğinden beslenmesi ile mümkündür.
Yaratılışta eş - eşit olan kadın ve erkek hayat pratiğinde kadının erkek 'ERK'ine toslamasıyla bozuluyor!
Oysa Islami prensipler üzerinden hareket edersek ,kalbimiz ve aklımız insan onuruna yakışan cevapları verecektir. Çünkü İslam rasyonel bir dindir ve bu doğrultuda kadının içtimai ve iktisadi hayatta insani sorumlulukları erkeklerden farklı değildir.Kadın-erkek eşit midir?
Kur’an’a göre kadın ve erkek tamamen denktir.
Dini vazifelerinde , tüm ahlaki sorumluluklarında aralarında hiçbir fark yoktur. Sorumluluklarının denk olması sebebiyle kadınla erkeğin DEĞERLERİ de denktir; zira tüm kanunlarda sorumluluğun temeli değerdir. Bu nedenle herhangi bir cinsin ayrıma ya da ayrıcalığa tabi tutulması sakattır!
Kadınla erkek arasındaki zeka seviyelerinin farklılığına ilişkin çalışmalar ,farkın zeka seviyesinden çok zeka türünde olduğunu göstermiştir.
Kadınlar dikkat ve doğrudan ezber testlerinde erkeklerden daha başarılılar.Erkekler ise sayılar ve mekanik problemleri çözmede başarılı.
Erkek zekası daha özgür ve dış dünyaya dönükken, kadın zekası daha az özgür ve hayata ,şahsiyete ve duygusallığa dönük.
Bu fark kadının yaşam başlangıcı ve devam ettrilmesindeki rolünün farklı olmasındandır.
Kadın bereketin, doğumun, nesillerin ve sonsuz değişiminin sembolüdür.
Yaşamın, bu her şeyden mühim olan yönünden dolayı kadın, doğrudan faildir.
Burada sözünü ettiğimiz bir cinsiyet üstünlüğü ya da ayrıcalığınden bağımsız olarak tek başına tüm tartışmaları yok edecek bir kavram olan ANNELİKTİR.
Yaratıcının yaratma gücünü kanıtladığı iklimdir kadın!
Bu nedenle tüm dinlerde kadın kutsaldır. İslam ise kadını öyle bir yere koymuştur ki bu, hem kadının muhataplarına hem de kadına apaçık bir mesajdır!
"Cennet ANALARIN ayakları altındadır!"
Bu müthiş vaat; tüm nesillere ANNE kavramı üzerinden kadına verilmesi istenen değeri ifade ederken; diğer yandan KADIN için üstün vazifeyi sürekli hatırlatır.
Bu bakımdan, insanlığı ikaz edici bu müthiş söz asla unutulmayacak bir yere konmalıdır.
Kadın ,ancak anne olarak mutlak ve yeri doldurulamaz bir değere sahiptir. Çünkü annelik; sadece kaldırılması mümkün olmayan bir imtiyaz değil;aynı zamanda insanlığın bildiği en kadim imtiyazdır.
Bu vesile ile tüm annelerin anneler gününü kutluyorum