Amor Fati / Kaderini Sev
Amor fati…
Kaderini sev…
Amor Fati; Nietzsche’nin kullandığı bir ifade olup, “Kaderini
sevmek” demektir. Yaşamın hiçbir alanı, hiçbir varlık, kaderden beri değildir. Yaşam;
kaderin tecelligâhıdır. İnsan, yaşamının her anında kaderin hükmü altındadır. Kâinatta,
zamanın ilk ânından bugüne dek süregelen bir sebepler zinciri yaşanmaktadır.
Tüm sebeplerin de tek bir müsebbibi vardır. O da Allah’tır.
İnsanın yaşam doyumunda en önemli şeylerden biri, yaşadığı
olaylardaki hikmet ve manayı görebilmesidir. Yani yaşamın özündeki ilahi kural
ve yasaları idrak edebilmesi. Başımıza gelen şeyler ki bunlar zahiren kötü bile
olsa, mutlaka içinde insan için bir fayda, gelişme ve öğrenme fırsatı taşır.
Yani hiçbir şey salt kötü değildir. Gazali’ye göre üç şey iman alametidir: belaya
sabır, nimete şükür, kadere rıza.
Kadere rıza göstermek Allah’ın razılığını kazanmaktır ve bu
yaşamdaki en yüksek kazançlardan bir tanesidir. Düşüncem odur bir insan için en
değerli yaşam başarısı,sınırlı ve aldatıcı bir dünya hayatının sonunda, Allah’ın
rızasını yani sonsuz saadeti kazanabilmektir.
Kuran-ı Kerim’de, kader ile ilgili çok sayıda ayet yer
almaktadır.“Yeryüzünde vuku bulan veya
başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta
yazılı olmasın. Kuşkusuz bu Allah’a göre kolaydır” (Hadîd Suresi / 22. Ayet)ve“Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o
gelir, O bizim mevlâmızdır.” Müminler yalnız Allah’a güvenip dayansınlar”
(Tevbe / 51) ayetleri gibi.
İnsanı kaderinden ayırmak yahut başına gelecek bir hadiseden
mutlak anlamda korumak mümkün değildir. Bu hususta Hz. Ömer hakkında anlatılan
şu olay ne kadar güzel bir örneklik teşkil eder.
Hz.Ömer, Şam yolundayken şehirde veba salgını başladığı
haberini alır. Ve geri dönmeye karar verir.Yanındaki kişilerden bazıları;
-Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? Diyerek tepki
gösterirler.
Hz.Ömer cevap verir:
-Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın başka bir kaderine
kaçıyoruz.
Evet insanın dünyadaki seyri bir kaderden başka bir kadere
intikal etmektir.İnsanı yazgısından ayırmak olası değildir. İnsan, kaderine
razı olmalı ve kaderin üstünde bir karar olduğunu hatırda tutmalıdır. Böyle bir
anlayış ve kabul gerçekleştiğinde insanın kaygısı ve mutsuzluğu azalacak yaşam
doyumu ve huzuru artacaktır.
Viktor Emil Frankl, “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında;insan
ile kader arasındaki ilişkiyive kaderin nasıl anlaşılması gerektiğini şu
şekilde ifade eder:“İnsan her yerde
kaderle yüzleşir ve kendi ıstırabından bir şeyler kazanma şansı elde eder.”Evet,
insanı kaderinden ayırmak mümkün değildir ve ıstırabın içinde bizi
geliştirecek, güçlendirecek fırsatlar vardır.
Kısacık ömrümüzde bir yılı daha geride bıraktık. Bazen
sevinç, bazen keder; yenilgiler ve zaferler, başlangıçlar ve bitişler
içerisinde geçti bir yıl daha. Ömür gibi, zaman gibi, kader gibi. Şimdi yeni
başlangıçların arifesindeyiz. İşte yeni bir yıl ve mübarek üç aylarımız
başladı. Her iki başlangıcında dünya ve ahiret hayatımız için hayırlara vesile
olmasını dilerim.
Kalan ömrümüzün, geçen ömrümüzden daha hayırlı olması
niyazıyla…
Kaderimizi ve kaderimizin sahibini sevelim…
Vesselam…