Amerikalıların 1. ABD'nin 45. Başkanı
ABD halkı; dünyayı yönetmenin ve sömürmenin konforunu yaşayan bir entegre halklar topluluğudur. Amerikalılar; ne ABD emperyalizmine, ne dünya insanlığının acı çekmesine, ne de zulme karşı duran bir toplum değil.. Amerikalılar'ı; dünyadaki insanlık dramları karşısında da, meydanlarda göremiyoruz. Adaleti, insanca yaşamayı, refahı, insan haklarını, demokrasiyi,u2026 sadece kendileri için istiyorlar.
Amerikalılar; ABD'nin; arkasında olduğu darbelere, diktatörlerle ilişkilerine, işgallerine, sömürüsüne,u2026 ciddi bir ses çıkarmıyorlar.
ABD, İslam beldelerini işgal edip zulüm yaptığında da Amerikan Halkı'ndan ciddi bir ses çıkmamıştı. Saddam Kürtler'i Halepçe'de kimyasal gazla katlettiğinde de, ABD Irak'ı işgal edip milyonlarca insanın acı çekmesine sebep olduğunda da, Amerikalılar'dan ciddi bir tepki görmemiştik.
***
İşte ortalama Amerikalı da neredeyse budur. Yani gerçek Amerikalı budur. Toplumlar kendilerine benzeyenleri seçerler. Peygamber efendimiz (S.A.V) bir hadisi şeriflerinde: "Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz." buyurmuşlardır. ABD için TRUMP'in seçilmesi de budur. Ne diyordu TRUMP? : "Kamuoyu benimle aynı fikirde."
10 Temmuz 2016 tarihinde bir twitter mesajımda: "Donald TRUMP; Amerikan insanının çoğunluğunun genel ve gerçek karakterini temsil etmektedir. TRUMP, gerçek Amerika'dır Halk 'kendisi'ni seçer" demiştik. Birçok aktörün ve ABD'deki güç odaklarının tahminlerin tamamen aksine, Donald TRUMP başkan seçildi.
TRUMP, seçim kampanyası boyunca akıl sınırlarını zorlayan vaatleriyle de pek çok kez gündem olmuştu. Müslümanlar hakkında kurduğu cümlelerden birkaçı ise şöyle: "Onların bu ülkeye girişinin engellenmesi gerek.", "Başkan seçilmem durumunda tüm 'CAMİLERİ' kapatacağım.", "Tüm göçmenleri ülkelerine geri göndereceğim.", "Hayatınızda karşılaşabileceğiniz en az ırkçı kişiyim." Bunlar TRUMP'tan inciler.
Fakat, her şeyin bir bedeli vardır. Dünyadaki zulümlere, ki çoğu ABD patentlidir, ses çıkarmayan Amerikalılar; gün gelir dünyanın en acı çeken halkı durumuna düşebilirler. İlahi adalet bu şekilde tecelli edebilir.
***
TRUMP Amerikalıların 1. ABD'nin 45. Başkanı mı?
Donald TRUM, güç odaklarının belirlediği kişiler arasında oylama yapan Amerikalılar'ın, kendi iradeleri ile seçtikleri belki de ilk başkan. Fakat, TRUMP gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak ve düşündüğü her şeyi söyleyip yapamayacaktır. Çünkü, sonuçta bir de dünya güç dengesi var.
TRUMP, 7 Ekim 2016'da tüm Müslümanların Amerika'ya girişini yasaklayacağını vaad etmişti. Bu İslamofobik söylemini; kazandığının kesinleşmesi üzerine, resmi web sitesinden kaldırarak, bir yumuşama sinyali verdi. Geri aldığı ilk adımı da bu oldu.
Donald TRUMP, seçim sürecinde olası politikaları hakkında da bazı ipuçları verdi. Fakat, dünya güç dengesi bu söylemlerini büyük ölçüde değiştirmesine sebep olabilir. Bu politikalar;
TÜRKİYE: "Türkiye ile birlikte bir şeyler yapabilirsek harika olur."
SURİYE'DE UÇUŞA YASAK BÖLGE: "Suriye'de uçuşa yasak bölge gibi konularda Türkiye ile bir işbirliği içerisinde olmak istiyoruz."
Türkiye ile işbirliği yapma zorunluluğunu bu mesajdan çıkarıyoruz.
IRAK: "Irak'taki savaşa Ortadoğu'yu istikrarsızlaştıracağı için karşıydım. Bundan en büyük faydayı Irak'ı ele geçirip petrol rezervlerine erişen İran oldu."
İRAN: "Obama, İran ile felaket bir anlaşma yaptı. İran çok büyük bir sorun ama başkan seçilirsem belayla nasıl başa çıkacağımı biliyorum."
MUSUL OPERASYONU: "Irak'ı İran'a teslim ettiniz. İran uzun süredir bunu istiyordu. Hillary Clinton'a teşekkür mektubu yollayacak."
İran politikasında değişiklik beklenebilir.
NATO: "Avrupa ve Asya'ya güçlü bir savunma sağlamak için trilyonlarca dolar harcadık. Savunduğumuz ülkeler bunun bedelini ödemeli. Ödemiyorlarsa, kendi kendilerini savunsunlar."
Bu politika NATO'nun dağılmasına sebep olabilir. Hatta bu, AB'nin dağılmasını bile tetikleyebilir.
MISIR: "Obama, Mısır'da İsrail'le dost bir rejimin devrilmesini destekledi. Sonra da Müslüman Kardeşler'i iktidara taşıdı. Sisi çok iyi bir iş çıkardı."
TRUMP bir darbeci hayranı olduğunu açık bir şekilde söylüyor.
FİLİSTİN: "Filistinli çocuklar büyüyüp terörist olmayı öğreniyor. Bıçaklama olaylarına son verip İsrail'in bir Yahudi devleti olarak saygı göstermeliler."
Terör devleti İsrail'e karşı mücadele eden Filistinliler'i terörist olarak görüyor.
İSRAİL: "Kudüs 3 bin yıldır Yahudi halkının ebedi başkenti. Benim yönetimimde ABD Kudüs'ü nihayet İsrail devletinin bölünmez başkenti olarak kabul edecek"
Bu ifade, 'KUDÜS KANTONU' için ilk adım olarak da görülebilir.
RUSYA: "Rusya ile olan gerginliğin yumuşamasının ve ilişkilerin iyileşmesinin kesinlikle mümkün. Rusların makul davranmayacaklarını söyleyenler var. Niyetim bunu öğrenmek."
Rusya ile ilişkilerde yeni bir döneme işaret olarak görülebilir.
DEAŞ: "DEAŞ ile mücadele konusunda Rusya ile ortak dil geliştirebileceğimize inanıyorum."
DEAŞ ile daha sert bir mücadele olarak değerlendirilebilir. Fakat, bu konuda ABD derin devletinin, Anadolu (Ortadoğu) coğrafyasını şekillendirmek için, DEAŞ'e olan ihtiyacı ile çatışacaktır.
ESAD: "Esad ve DEAŞ'a karşı eşzamanlı savaş sürdürme yaklaşımı bana göre aptallıktı."
ESAD iktidarının ömrünü uzatabilir.
YPG: "PKK ABD'ye göre bir terör örgütü. PKK ile operasyonel bağı olan her grupla ilgili işbirliği gözden geçirilir. Biliyorsunuz PKK'nın daha önce de Esad rejimiyle ilişkisi vardı." Aynı TRUMP, "ben Kürtler'in hayranıyım" da diyen biri.
TRUMP, PKK'nın Mehdi'si de olabilir.
FETÖ: TRUMP'ın dış politika danışmanı Walid Phares: "Bir NATO üyesi olan Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü kişilerin, Clinton Vakfı'na bağış yapmış olması şoke edici olur. Trump yönetiminin ilk bakacağı dosyalardan biri bu olacaktır."
Ama, TRUMP; Fethullah GÜLEN'i Türkiye'ye teslim etmek yerine, Kanada, Güney Afrika,u2026 gibi bir ülkeye sınır dışı edebilir.
Yukarıdaki söylemler üzerinden ortaya çıkan ipuçları, Donald TRUMP'ın işinin ne kadar zor olduğunu da gösteriyor. Evet ABD dünyayı yönetiyor ama, dünyayı tek başına yönetecek bir pozisyonda da değil. Başka aktörler de devreye giriyor. TRUMP da ABD de başka aktörleri dikkate almak zorundadırlar. Aksi taktirde, ABD için bir çöküş dönemi tarihi belirlenecekse, bu TRUMP'ın göreve başladığı tarihten itibaren olur.
Devletler; doğar - büyür u2013 çöker. Tarihçiler; ABD'nin çöküş tarihini, çöküş dönemini,... Donald TRUMP ile başlatabilirler.
***
ANADOLU MERKEZLİ TROYKA (DÜNYA YÖNETİMİ)'ya DOĞRU
Uluslar arası ilişkiler (dünya siyaseti,u2026) 3 kişinin yönlendireceği (fiili) bir sürece doğru gidiyor.
- Recep Tayyip ERDOĞAN, 2. Donald TRUMP, 3. Vladimir PUTİN
***
DÜNYA 3 KUTUPLU OLMAYA DOĞRU GİDİYOR
Şu anda dünya fiili olarak 3 kutuplu bir durumdadır ve aslında dünya, Anadolu (Ortadoğu) merkezli olarak dönüyor. Türkiye de buna göre stratejiler üretmelidir. Çünkü; uluslar arası ilişkiler, dünya siyaseti, gün geçtikçe daha fazla Anadolu (Ortadoğu) merkezli olarak şekilleniyor. Türkiye, ABD ve Rusya fiili olarak dünya siyasetine yön veriyorlar. Diğer aktörler, bu 3 gücün, aktörün,u2026 etrafında adeta birer uydu aktörler konumundadırlar. Şu anda dünya siyasetine, dış politikasına, uluslar arası ilişkilere yön veren (merkez aktör Türkiye olmakla birlikte) 3 temel aktör vardır;
- TÜRKİYE, 2. ABD, 3. Rusya
Diğer aktörler (Uydu Kutuplar); Kanada, Brezilya, İngiltere, Almanya, Fransa, İran, Suudi Arabistan, Çin, Hindistan, Pakistan, Japonya, Kore (Kuzey-Güney), Endonezya, Avustralya, Güney Afrika, Nijerya, Mısır,u2026
bu 3 gücün, aktörün etrafında adeta birer uydu aktör konumundadırlar. Merkez aktör olmaya en uygun ülke ise Türkiye'dir.
***
DÜNYA KANTONLAŞMAYA DOĞRU GİDİYOR
51 eyaletli (kanton) ABD, özellikle Anadolu (Ortadoğu,u2026) Coğrafyasını kantonlaştırmaya çalışıyor. ABD'nin Anadolu coğrafyasını kantonlaştırmaya çalışması, domino etkisi oluşturabilir ve ABD'nin de kantonlaşmasına - bölünmesine zemin hazırlayabilir. ABD, 51 eyaletten daha fazla kantona dönüşebilir.
Dünya kantonlaşmaya (site devletlerinin modern hali) doğru gidiyor. İlkçağların site/şehir devletlerine doğru gidiyoruz. Binlerce kantondan oluşan federal, konfederal bir tek dünya devletine doğru gidiyoruz. Bu şekilde giderse, binlerce devletçik, KANTON şeklinde kurulabilir. Her etnik, dini,u2026 yapının bir veya birkaç kantonu olabilir. Dünya bölünmeye doğru gidiyor. Çünkü; devletler bölünüyor. Devletlerin bölünmesi demek; insanların acı çekmesi, ağır bedellerin ödenmesi ve kan dökülmesi demektir.