Amerika kimin müttefiki?
Suriye savaşı, aslında küresel güçlerin savaşıdır. Suriye'de savaşanlar, aslında arkalarındaki büyük güçler adına savaşmaktadırlar. Suriye savaşının vekalet savaşı olarak nitelenmesinin nedeni budur. Asiller ve vekiller, Suriye savaşının sahne ve sahne arkası karanlık ilişkilerini, çıkarlarını ve çatışmalarını oluşturan ikili aktörler dünyasının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Amerika ve Rusya, Suriye savaşına büyük yatırımlarda bulunmuşlardır. Suriye üzerinden Rusya ve Amerika, Ortadoğu genelinde büyük bir paylaşım ve hakimiyet mücadelesi vermektedirler. Esed rejimini ve İran'ı destekleyen Rusya, Suriye'de asli aktörün kendisi olduğu mesajını vermektedir. Amerika ise, İsrail ve Suriye Demokratik Güçleri üzerinden varlığını ve gücünü etkili bir şekilde ortaya koymaya çalışmaktadır.
Türkiye Suriye'de barışçıl bir çözüme ulaşılması için yoğun bir çaba sarf etmektedir. Rusya ve İran'la beraber Astana sürecini başlatan Türkiye, Suriye'de daha fazla kanın dökülmesini engellemek için elinden geleni yapmaktadır. En son olarak Astana toplantısından Türkiye, İran ve Rusya'nın garantörlüğünde Suriye'de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması konusunda uzlaşmaya varılmıştır. Amerika, Astana sürecine etkili bir şekilde destek vermemekte ve orada alınan kararları önemsemeyen bir tutum takınmaktadır.
Amerika, Suriye konusunda belirsiz bir politika izlemekle eleştirilmektedir. Obama döneminin gelgitler şeklinde seyreden politikasının Suriye'de Rusya ve İran'a geniş alan açtığı ve çatışmanın derinleşmesine neden olduğu ifade edilmektedir. Yeni Amerika Başkanı Trump'ın Suriye konusunda daha pasif bir politika izleyeceği ve Amerika güçlerini Ortadoğu'dan çekme yönelimi içinde olacağına dair spekülasyonlar yapılmaktaydı. Amerika için Suriye ve Irak'ta birinci tehdit, DAİŞ'in varlığıdır. Amerika DAİŞ'le mücadele bağlamında Irak'ta Musul'un, Suriye'de Rakka'nın kurtarılmasını, Ortadoğu'daki varlığı için stratejik önemde görmektedir.
Irak'ta DAİŞ'e karşı en etkili mücadeleyi Peşmerge güçleri vermektedir. Suriye'de Suriye Demokratik Güçleri isimli yapının DAİŞ'e karşı mücadelede en etkili yapı olarak değerlendirilmesi, Amerika ve SDG arasındaki ilişkilerin güçlenmesini sağlamıştır. Suriye Demokratik Güçleri'nin omurgasını Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) askeri kanadı YPG'nin oluşturması, Türkiye-Amerika ilişkilerinde büyük bir krizin oluşmasına neden olmuştur.
Türkiye, PYD-YPG'nin terörist örgütler olduğunu ve bu yapıların PKK'nın Suriye uzantıları olduğunu Amerika başta olmak üzere bütün dünya devletlerine anlatmaya çalışmaktadır. Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde hiçbir oluşuma izin vermeyeceğini net bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır. Türkiye, Fırat Kalkanı Operasyonuyla PYD-YPG'nin ilerlemesine engel olmuş ve Suriye'de gerektiğinde askeri güç kullanacağını ortaya koymuştur.
Amerika ve PYD-YPG arasındaki ilişkiler, Türkiye'yi her zaman rahatsız etmiştir. Türkiye, Amerika'nın bir terör örgütünü kendisine müttefik olarak kabul edemeyeceğini, bir terör örgütüne karşı diğer bir terör örgütüyle birlikte hareket edilmeyeceği argümanını dile getirmektedir. Amerika'nın şimdiye kadar Türkye'nin bu argümanına uygun bir şekilde hareket etmediği görülmektedir. Amerika, Suriye'de Türkiye ve PY-YPG arasında sıkışmış durumdadır.
Başkan Trump, Amerika'nın Suriye Demokratik Güçlerine Rakka operasyonu için ağır silahlar vermesini öngören planı onaylamıştır. Amerika'nın Suriye Demokratik Güçlerini silahlandırması, Türkiye'nin sert tepkisiyle karşılaşmıştır. Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri'nin silahlandırılmasını terörizmin desteklenmesi ve güçlendirilmesi olarak değerlendirmektedir.
Amerika, Suriye'de YPG ve Suriye Demokratik Güçleri'ni kendisine müttefik olarak kabul etmektedir. Suriye Demokratik Güçleri olmadan Rakka'yı DAİŞ'ten alamayacağını hesaplayan Amerika, Rakka operasyonunu daha fazla erteleyerek daha fazla zaman kaybetmeyi göze alamamaktadır. Amerika, kısa zamanda Rakka'nın DAİŞ'ten alınmasını istemektedir. Suriye Demokratik Güçlerine ağır silahların verilmesine karar verilmesini, Amerika'nın çok hızlı bir şekilde harekete geçme yönünde bir planı uygulamaya koyduğunun göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Rakka yolunda en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Tabka ilçesinin ve barajının SDG tarafından ele geçirilmesini, Rakka operasyonunun çok hızlı bir sürece girmesi olarak görmek mümkündür.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Başkan Trump'la 16 Mayısta Washington'da Suriye, FETÖ ve Irak konularının konuşulacağı bir görüşme yapacaktır. Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin SDG'nin silahlandırılmasından duyduğu endişeleri detaylarıyla Başkan Trump'a aktaracağını ifade etmiştir. Cumhurbaşkanımızın Washington ziyaretinden önce Amerika'nın SDG'ye silah desteği planını onaylamasını, Astana zirvesinden çıkan çatışmasızlık bölgelerinin kurulması girişimine bir cevap olarak değerlendirebiliriz. Amerika, Suriye'de çözümü değil, Irak'ta olduğu gibi çatışma ve kaos ortamının devam etmesini kendi çıkarlarına daha uygun görmektedir.
Amerika için, NATO artık müttefiklik ilişkisi kurmanın tek ölçüsü değildir. Amerika pragmatik bir şekilde Suriye Demokratik Güçleri gibi devlet statüsünde olmayan bir yapıyı, müttefik olarak seçebilmektedir. Son gelişmeler, Amerika'nın Türkiye'yi tek müttefik olarak görmediğini göstermektedir. Amerika, Türkiye'ye, birçok müttefik arasından herhangi bir müttefik olarak yaklaşmaktadır. Ülkemizin Amerika'yı en stratejik müttefik olarak değil, herhangi bir müttefik olarak değerlendirip değerlendirmeyeceğine karar vermesini Türkiye'nin önünde duran büyük bir meydan okuma olarak görebiliriz.