Amaç Türkiye'yi tüketmek
Milletimiz, Türkiye’nin eski karanlık dönemlerden çok çekti, canı fena yandı. Onlarca siyasal ve ekonomik kriz yaşandı. Kavga dövüşlü günler ve her on yılda bir gerçekleşen darbeler milletimizi adeta canından bezdirmişti.
Yıllarca
sağ-sol çatışmalarıyla Türkiye’nin enerjisi tüketildi. Alevi-Sünni ayırımıyla
kaosa sürüklenmek istendi. Amaç, Türkiye’nin tüketilmesiydi. Böylece,
Türkiye’nin ABD ve Batı bağımlılığı devam ettirilmiş olacaktı. Allah’tan mezhep
nedenli çatışma planları tutmadı.
Evet,
Türkiye’nin seksenli yıllarında aynı silahla hem solcular hem de sağcılar
öldürüldü. Ölen de tezgâha gelmişti, öldüren de. Her taşın, her kriz ve darbenin
altından ABD çıktı. Bugün de Türkiye’ye kurulan tuzakların, sıkılan kurşunların
arkasında yine ABD ve Batı var.
FETÖ
o dönenlerde palazlandı, ülkemizin kılcal damarlarına o dönem sızdı. Bu tür
sızıntılar bir devlet yardımıyla olabilir. Bugün de, Türkiye’yi vuran terör
örgütlerinin ve PKK’nın arkasında yine aynı güçler var.
Varlığımıza kasteden her eylemin altından ABD ve Batı’dan bazı ülkeler
çıkıyor.
Türkiye
imanı kuvvetli, sağlam bir kaledir. Büyük birikim ve tecrübeye sahip güçlü bir
yönetim var. Öyle üç beş arsıza ve soysuza, hain ve gâvura pabuç bırakacak
bir ülke değiliz. Milletimizin çelik yumruğu gerektiği zamanda düşmanın
tepesine iniyor. Milli birlik ve beraberliğimize, devletimizin ve
milletimizin varlığına kasteden her türlü saldırı ve hain girişimler Erdoğan’ın
güçlü liderliğinde yenilgiye uğruyor.
PKK,
ABD ve Batı’nın çabası boşunadır. Asla ve kata yanımızda ötemizde bir
terör devletine izin verilmeyecektir. Ev içinde ev kabul etmeyeceğiz.
Çünkü bizim tek bir devletimiz var o da Türkiye’dir. Türkiye, bizim tek ve
ebedi evimizdir ve evimizi başımıza yıktırmayacağız.
Asıl
tehlike bu topraklarda FETÖ gibi Suret-i Haktan görünen din tüccarlarının ve
siyasal zemini kullanan terör destekçilerinin, bunlara destek verenlerin hala
destek ve alan bulmalarıdır. Din tüccarlarının açığa çıkmamasının en
önemli nedeni her renge, her çevreye ve her kalıba kolayca girebilmeleridir.
Bunların ortak tavrı; duruma göre milletimize karşı alaycı, aşağılayıcı ve sert
olmalarıdır. Milletimizin birliğini ve dirliğini bozmada, fitne ve fesat
çıkarmada üstlerine yoktur.
Bir
de aramızda siyaset simsarları var, menfaat, samimiyet ve ülke sevgisi arasında
gidip gelirler, en son menfaatte karar kılarlar. Bunların vatan ve millet
sevgisi makama, paraya pula endekslidir. Menfaat yoksa vatan ve millet
sevgisi de yoktur.
Bu
başlığı biraz daha açalım…
PKK’ya
terör örgütü diyemeyen Türkiye’yi yönetmeye talip siyasetçilerin tek amacı
Erdoğan’ın gitmesidir. Türkiye umurlarında bile değil. Türkiye teröre,
PKK’ya karşı operasyon yapıyor bunların çıtı çıkmıyor, PKK’yı kınamak bu kadar
mı zor geliyor size. Nerdeyse, Türkiye’yi suçlayacaklar. Ülkemizin onca yılı bu
tür siyasetçiler eliyle zayi olup gitti.
Bunların
kimler olduklarını biliyorsunuz, siyaseti şahsi istikbal alanı, kavga ve döğüş
yeri olarak görüyorlar. Bu yüzden siyasi ömürleri kısa oluyor. Erdoğan ise
yirmi yıldır iktidarda çünkü hizmetleri ve icraatları ile ön plana çıkıyor. Canı
pahasına Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyor. Bu da olmaz
denilen şeyleri başarıyor.
Milletimiz,
şahsi ikbalini ve kendi çıkarını ülke menfaatleri üstünde tutan siyasileri çok
gördü. Bu zihniyet sahipleri Erdoğan’ın gitmesi için şeytanla bile işbirliği
yapmaya hazır görünüyor. Allah, şeytanla iş tutanlara hiç bir şekilde yardım
etmez.
Şimdiden,
Erdoğan’ın 2023 iktidarı hayırlı olsun.