Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2965.14
BIST 100
9656.43
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ekim 2015

Amaç iç savaş çıkartmak!

Ankara'da barış mitingi öncesi, "mitinge katılacakların toplandığı yerde" iki ayrı patlama meydana geldi. Ve ne yazık ki patlamalarda son verilere göre 86 kişi yaşamını yitirdi. 186 kişi yaralanarak tedavi altına alındı. Yaralılardan 28'i yoğun bakımda. İnşallah iyileşirler.. Öncelikle terör saldırısında yaşamlarını yitiren insanlara Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar dilerim. Eğer Türkiye'de yaşıyorsanız bu tür bombalı saldırılarda söze "bu kaçıncı" diyerek başlarsınız. Çünkü 60 yıldır bu ülkede bombalar patladı, siyasetçiler, yazarlar ve hatta başbakanlar, cumhurbaşkanları öldürüldü. Bu tür saldırılara, operasyonlara alışkın bir toplumuz. Gladyo ve içerideki derin yapıların taktiği ise son 60 yıldır hiç değişmedi. Bu yapılar önce öldürür sonra suçu bir diğerine fatura eder sonra da buradan kaos ortamı yaratarak iktidar alanlarını güçlendirme yoluna giderler. Dolayısıyla bu ülkede yerli siyasetçilerin boy göstermesine ve ülke siyasetine yön vermesine asla müsaade edilmez. Menderes ve Özal bunun bedelini ağır ödemiş yerli siyasetçilerdir.

Halkı, yıllardır eski Türkiye rejiminin sahnelediği oyunda figüranlık yaptıran küresel baronlar ve taşeronları Türkiye'nin dimdik ayakta durmasını ve kendi politikalarını kendisinin üretmesini asla müsaade etmedi. Tayyip Erdoğan'ın siyaset sahnesine girmesiyle birlikte hedefe konulması onun buraya ait yerli bir siyasetçi olmasıyla yakından bir ilgisi bulunmaktadır. Öyle ki Erdoğan, yıllardır Türkiye için çizilen çerçevenin dışına çıkarak ülkenin kendi ayakları üzerinde durması, zenginleşmesi, demokratikleşmesi ve birliği için büyük gayret gösterdi. Çözüm süreci tam da bu noktada önemli bir projeydi. Kürt sorununun ilk defa sahici anlamda masaya yatırıldığı, Türk Kürt ittifakının medeniyet perspektifli ele alındığı, Ortadoğu'yu da kapsayan yerli ve özgün bir projeden bahsediyoruz.

Bir taraftan içeride köklü reformlar yapan Türkiye diğer taraftan Kuzey Irak'la sağlam anlaşmalara imza attı. Barzani ve Erdoğan'ın eş zamanlı operasyon geçirmesinin bir nedeni de budur. Erdoğan liderliğinde 2071'e hedef yapan bir Türkiye, 100 yıldır Ortadoğu'nun yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömüren küresel baronlar tarafından rahatsızlık uyandırdı.. Yıllardır ülkeyi Ergenekon yapılanmasıyla kontrol altında tutan bu güçler Ergenekon'un tasfiye olmasıyla birlikte devreye paralel yapıyı onun da deşifre olmasıyla terör örgütlerini ve medyasını yeniden dizayn ederek karşımıza çıkardı. Deyim yerindeyse Türkiye'ye bir ceza kesildi. Erdoğan bu sebeple diktatör, Yezid ve iktidarlığı uğruna ülkesini harabeye döndüren bir lider olarak takdim edildi/edilmekte... AK Parti'nin 2002 yılından beri ardı ardına operasyon geçirmesinin en önemli nedeni bu partinin ülkeyi bağımsız, özgür ve demokratik bir ülke yapmak istemesinden ötürüdür. Bilhassa son yıllarda yaşanan saldırı hadiselerinin arka planına bakmadan sağlıklı bir netice elde edemeyiz.

Ankara'da görülen o ki dış istihbarat desteği alınarak yapılan profesyonel bir saldırıyla karşı karşıyayız. İşin propaganda kısmı ise ilgili kesimlere havale edilmiş gibi... Bombalı saldırının hemen ardından "Katil Erdoğan" şeklinde atılan sloganlardan, bu minvalde ardı ardına yapılan açıklamalardan ve sosyal medya da yürütülen algı faaliyetlerinden anlıyoruz ki bu saldırı, üzerinde çalışılmış, algısı ve kurgusu önceden hazırlanmış organizeli bir saldırı... Bu operasyon HDP'nin oylarını arttırmaya dönük bir operasyon olmaktan ziyade iç savaş çıkartmaya dönük bir hamledir. Gezi'den beri Yeni Türkiye'yi hedefe koyan bu kirli yapılar ülkedeki toplumsal barışı bozmak ve bir iç savaş çıkartmak için her yolu deniyorlar. Lakin bugüne kadar emellerine ulaşamadıkları gibi bundan sonra da ulaşamayacaklardır. Ne HDP'nin provokatif dili ne de görevlendirilen yazar-çizer takımının tahrikleri Türkiye'yi yolundan geri adım attırmayacaktır. Bunlar nafile çabalar..

PKK'nın 7 Haziran'dan sonra savaşı başlatarak Kürt illerini harabeye döndürmesi Kürt kamuoyu tarafından sorgulanıyor. Örneğin Azadiye Hareketi bu sebepten ötürü HDP ile olan ittifakını bitirdi. HDP tabanının bile bu çatışmalı ortamı yaratan PKK'yı sorgulamaya başladığı bir dönemde böyle bir hadisenin yaşanması akla Diyarbakır ve Suruç patlamasından sonra yapılan propagandaları ve bundan elde edilen kazanımları(!) akla getiriyor. Çünkü saldırının hemen ardından "barış için inadına HDP" yorumlarının yapılması ve suçu MİT'e ve elbette Erdoğan'a kesmeleri niyetlerini açık ediyor. Peki, bunca cana değer mi? Bir katliamdan nasıl oy devşirme yoluna gidilir? Bu nasıl bir ahlaktır, vicdandır. İnanın insan inanmakta güçlük çekiyor.

Bu saldırının failleri tez zamanda bulunmalıdır. Hükümet bu konuda titiz bir çalışma başlattı. Umarız tez zamanda netice verir. Diğer taraftan bu kirli ortamda bundan böyle HDP mitinglerinin ve özellikle Kürt siyasetçilerinin güvenliği üst düzey sağlanmalıdır. Yeni Türkiye'yi engellemek için tüm gemileri yakan, gözünü kan bürümüş bu yapılardan her şey beklenir. Çok dikkat edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Netice itibariyle emellerine ulaşamayacaklar. Bu kesin... Türkiye hem içeride hem de bölgede arzu ettiği politikalarını gerçekleştirecek ve gittikçe özgürleşecektir. Bu tür kırılgan süreçlerde bize düşen, tahriklere kapılmadan aklıselim ve sağduyulu davranmak olmalıdır. Rica ederim iç savaş senaryolarına alet olmayalım.

@sivildemokrat

[email protected]