Altı/üstü masa
Altı
üstü masanın müdavimleri toplanıp iktidarın ülkeyi iyi yönetemediğinden dem
vurduktan sonra dağılıp yazılı açıklama altına ıslak imzalarını atmaya devam
ediyorlar. Önümüzdeki günlerde tekrar randevulaştıklarını bizler de medyadan
öğrendik. Altılılar iktidarının yaptıklarını/ettiklerini tenkit ederken kendilerinin
ne yapacakları ciddi bir şey olmadığından gündemlerine almamaya dikkat
ediyorlar ama milletimizin ferasetini düşünmüyorlar.
Tayyip Erdoğan
üzerinden ‘istemezük’ tarzı
söylemlerle günü kurtardıklarını sananlar bir kere daha yanıldıklarını
anlayacaklar. 2023 seçimlerinde milletimiz en iyi kararı verecektir. Güzel
ülkemin güzel insanları bu konuda duyarlıdır. Bugüne kadar kendisine
yapılanları unutmaz. Burada geçmiş 20 yılın muhasebesini yapacak değilim. Hatta
şunu yapmadılar mı, bunu düzeltmediler mi diyerek bize ayrılan sütunu da dolduracak
değilim.
Ülkemizin
kalkınmasına yönelik, daha demokrat, özgür ve refah içinde yaşamamız için
iktidara talip olan altılı masanın iyi niyetli olup olmadıklarını test etmesi
için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan alayına “Ülkemiz sizin de ifade ettiğiniz gibi kaosta ise, kalkınmamız ve
dünyada söz sahibi olmak için hep birlikte bir olalım, daha iyi olması için ne
gerekiyorsa fikirlerinizi gelin söyleyin değerlendirelim, içlerinde
uygulanabileceklerini seçelim ve seçime kadar ülkeyi düzlüğe çıkaralım”
diye çağrı yaparsa iyi olur değil mi?
Neden
iyi olur derseniz açıklayalım: Eteklerindeki taşları dökerler. Ülkemizin
kalkınması, daha güzele kavuşması ve diğer dileklerinde samimilerse mevcut iktidara
yardımcı olurlar. Ülkemiz ve insanımızın müreffeh toplum olmasıyla ilk seçimde
iktidara gelirler. Yok, sadece dillerindeki tenkit ve diğer kaba ifadelere
devam ederlerse bu milletin feraseti yüksektir biline.
Milletimizin
ferasetine itimat eden birisi olarak bu mevzuda kalem oynatmak istemezdim ama
son günlerde yaptıkları açıklamalar neticesinde işin farklı boyutlara gittiğini
hissedince yazalım dedik. Seçime fazla zaman kalmadı, onların sloganıyla ‘geliyor gelmekte olan’ veya ‘az kaldı’ desek altılı masanın propagandasını
mı yapmış; ‘Çoğu gitti azı kaldı’ dersek de
yanlış anlaşılmış oluruz.
Bu
masada daha önce Ak Parti
hükümetlerinde danışman, bakanlık ve başbakanlık yapan olduğu gibi ekonomiden
sorumlu bakanlık koltuğunda kasılarak oturmuş olanı olduğunu biliyorsunuz. Yani
kendi deyimleriyle tecrübeliler. Neler neler yaptılar biliyorsunuzdur.
Ekonomideki tüm iyileştirmelerde bunların izleri olmasaydı başaramazdı Ak Parti (!). Suriye meselesinde ve dış
politikadaki başarıların arkasında da bu zevat-ı muhteremler olduğunu nasıl
bilmezsiniz. İkisini de parlamentodan bildiğim için anlattıklarına gülüp
geçiyorum. Bırakın vatandaşla selamlaşmayı, konuşmayı, hal ve hatır sormayı
yanından geçerken tebessümü bile çok gören bu çok başarılı adamları övenlere “Hadi oradan, ben onları bilirim”
dememek için kendimi zor tutuyorum. Geçtiğimiz günlerde bu altılı ortaklarla
siyasi hayatına devam eden eski bir milletvekilimizle karşılaştığımda yukarıda
yazdıklarıma benzer ifade ettiğimde yanında bulunan eşi “Şimdi simitçiye, boyacıya ve sokaktakilere selam veriyorlar”
deyince güldük.
Geçmiş
olsun, yollarına Gül dökecek halimiz
yok ve’s-selam.