Altındağ olaylarının ardında yatanlar
Gazetemizin Ankara
Temsilciliği’nin Altındağ’da bulunması, geçtiğimiz gün kamuoyunda infiale
neden olan olayları yakından takip etmemize neden oldu.
Emirhan Yalçın’ın
hayatına mal olan o kavga sonrası çıkan olaylar 76 kişinin gözaltına
alınmasıyla sonlandı.
Sosyal medyanın ne kadar kışkırtıcı bir platform olduğunu
bir kez daha görmüş olduk.
Yalnız Milat Gazetesi’nin
manşetten verdiği “Göç Bakanlığı Kurulsun”
çağrısı dikkate değer...
Ahmet Hakan da
Milat gazetesinin bu önerisini köşesine taşıyarak destek verdi.
Resmi rakamlara göre 4 milyona yakın, gayriresmi birçok
rapora göre ise 7 milyondan fazla olduğu düşünülen göçmen / mülteci / sığınmacı sorununa katkı sunacak bir bakanlık
kurulması kamuoyunun ortak düşüncesi hâline geldi.
Bana göre mülteci meselesinde en büyük problem ise: Kayıtdışılık
İnsanlarımızın misafirlere olan olumsuz bakışı gençler
arasında artan işsizlik oranıyla yükselişe geçti.
Milletimiz ve devletimiz zulüm gören insanlara meşrebine
bakmaksızın yardım eli uzatmayı kendisine bir görev biliyor.
Ama bu insanî görev ülkenin vatandaşlarına bir haksızlık
olarak dönünce sabır taşı da çatlıyor.
Sanırım bayramlarda memleketlerine dönen Suriyelilerin
tekrar Türkiye’ye geri gelmesi, toplumu mültecilerin gördüğü birçok zulmü bile görmezden
geleceği bir raddeye getirdi.
Araçlarda ÖTV değişimi
Araç satışlarındaki ÖTV matrah hesaplaması değiştirilerek
aşağı çekildi.
Nisan’da yükseltilen ve elektrikli araçların dezavantajlı
bir noktaya getiren düzenleme sonrasında elektrikli araçlar lehine gelen yeni bir
düzenleme şaşkınlığa neden oldu.
Üstelik bu kararın Türkiye’nin
Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Yönetim Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyareti sonrasında gelmesi dikkat çekici
bir durum...
Yerli otomobil için piyasa hazırlanıyor gibi...
Türkiye’nin ev ve
araba çıkmazı
Vatandaşların büyük çoğunluğunun bir araba alacak durumda
olmamasına rağmen araç alım piyasasındaki bu değişikliğe olan ilgisinin sebebi
arabayı bir yatırım aracı olarak görmesi.
Araçların enflasyona karşı bir değer koruma, hatta değer
kazanma unsuru olarak görülmesi finans piyasalarından uzak durmak isteyen vatandaşların
güvenilir bir yatırım olarak gördükleri bu piyasada kalmasına neden oluyor.
Türkiye birçok uğraşa rağmen yastık altındaki birikimleri finans
piyasalarına kazandıramıyor.
Temel bir ihtiyaç olarak görülmesi gereken arabaların
üzerlerine koyulan ekstra vergilerle değerli hale getirilmesi kâr elde etmek
isteyenlerin ilgisini çekiyor.
Benzer şekilde şehirlerdeki imar planlarının sürekli
değiştirilmesi ve bu değişikliklerin önceden kamuoyuna deklara edilmemesi bir
anda şehrin merkezinde gökdelenler dikilerek emlak rantı ortaya çıkarıyor.
Bu gibi alışkanlıklar insanları yastık altındaki birikimlerini
daha fazla getirisi olan ve finans piyasalarının aksine gözle görülür elle
tutulur bir yatırım olarak değerlendirilen ev ve arabaya almaya yönlendiriyor.
Bu nedenle ülkemizdeki birikimler finans sistemine kazandırılıp
yatırımlara dönüşmek yerine daha fazla döviz talebine neden olan ve enflasyon
artıran araba ve konuta kanalize oluyor.
Aşısız aşılama oyunu
Bir süredir çevremden duyuyorum.
Aşı yapılmasının toplum sağlığını temin edeceği ve
ekonominin devamlılığını sağlayacağını söyleyen uzmanlar aşı konusunda tereddüt
edilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Fakat salgının arkasında bambaşka nedenler olduğunu düşünen
ülkemizin neredeyse yüzde 30’a yakın kesimi aşıdan uzak durmayı tercih ediyor.
Buna rağmen aşı olmayanlara getirilmeye başlanan sosyalleşme
sınırlaması bazılarının başka başka yollara tevessül etmesine neden oluyor.
Bir süredir kulağıma çalınan olaylar İzmir’de adli bir
vakaya dönüştü.
İzmir’deki bir hastanede görevli bir hemşire, sistem
üzerinden 2 yakınına aşı olmuş gibi sahte aşı kartı düzenlediği iddiasıyla
gözaltına alındı.
Sağlık Bakanlığı da hemen işlem başlattı.
Bana gelen duyumlara bakacak olursak buna benzer olayların
ortaya çıkması işten bile değil.
Üstelik bir de uzmanların aşılananların da Delta varyantına
yakalandığını açıklaması, bu haberlerin üzerine tuz biber oluyor.
Daha okulların açılması faslı var.
Bakalım ne olacak?