Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Haziran 2022

Altındağ Anadolu İmam Hatip Lisesi

Dünyayı kasıp kavuran ve ülkemizdeki eğitim işleyişine büyük hasarlar veren pandemi dönemi gösterdi ki eğitim kurumlarımız nizam meclisleri, disiplin mahfilleridir. Sadece öğrenimle sınırlı kalmayan okullarımız kültürü omuzları üzerinde yükselten; sanat ve edebiyatı eğitimin önemli bir parçası gören eğitimcilerimiz ise öğrencinin zihnî olduğu kadar ruhî tekâmülüne de önem veren kıymetlerimizdir.

Edebiyat öğretmenimiz Ali Ören’in çok ince ve kıymettar davetleri üzerine 25 Mayıs 2022’de Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin konuğuydum. Burası yeni, geniş, caddeye bakan heybetli bir bina… Edebiyat öğretmenlerimizin aralarındaki güzel rabıta, okulun kapılarını sanat ve edebiyat faaliyetlerine açmış durumda. Daha önce de erkek talebelerimiz için Serdar Tuncer, Ahmet Bulut gibi yazarlarımız ağırlanmış Altındağ Anadolu İmam Hatip’te. Kurumda bizi davet sahibi Ali Ören öğretmenim karşılıyor. Kendisi şaire önem veren bir edebiyatçı olmanın ötesinde, sağlam bir kalem, derinliği olan bir şair… Ricam üzerine bana göndermiş olduğu on kadar şiirini durup durup okuyorum. Bir diğer edebiyat öğretmenimiz Tuncay Demirel de zümre başkanı ve gençlerin gelişimine katkı sağlayan değerli bir eğitimci. Yine edebiyat öğretmenlerimizden Özlem Sarıalan Güler kendisi ile güzel bir hasbihâl imkânı yakaladığım, samimi bir eğitimci. Bana, program saatini beklerken dokuz ve onuncu sınıfları ihtiva eden “Okuyorum” projesinden bahsediyor. Her ay belirlenen kitap üzerinden ay sonunda gerçekleştirilen filmle karşılaştırma, canlandırma, araştırma gibi etkinlikler oldukça dikkat çekici. Özlem öğretmen kendisi yazmasa da yanındaki kabiliyetleri keşfetmeye azmetmiş. Okumayan ve yazan öğrencilerimizin ısrarlı adımlarla duruyor üzerinde. Kızlarımız ise ilgi ve alakası yüksek gençler. Programdan önce çevremde yarım bir halka oluşturup heyecanlarından, edebiyata ilgilerinden, çalışmalarından bahsederek kendilerini anlatıyorlar. Bu vesileyle kurumun Anadolu Mektebi, Bilge Yazarlar Projesi gibi önemli faaliyetler içinde yer aldığını öğreniyorum.

Söyleşi, öğretmen ve öğrencilerimizin hazırladığı şiir dinletisi ile başlıyor. Daha önce hiç karşılaşmadığım bu güzel program, öğrencilerin sesinden kendi şiirlerimi duymanın o heyecanlı, anlatılmaz, müthiş hazzına taşıyor beni. Müdür yardımcımız Fatma Tankuş hanımefendi dinleti esnasında kısa cümlelerle tanımlamaya çalışıyor birbirinden değerli kabiliyetleri. Kendisinin de şiirle iştigal ettiğini öğrendiğim Zeynep Aydemir’den “Çöl” adlı şiirimi dinliyorum ilkin. Yine meraklı ve derin bir yazar olan Zişân Gül Odabaşı “Sora Sora Sonbahar” adlı çalışmama ses veriyor. Bu arada Zîşan’a isminin anlamını sorduğumda onurlu, değerli, gizli gibi alanlara işaret ediyor. Eve geldiğimde onun bir lâle türü olduğunu ve “canlı” manası taşıdığını da öğreniyorum. Anadolu Mektebi öğrencilerinden bir kitap kurdu olan Ayşe Nazlı Olgun ise “Sancı ve Yalnız” adlı çalışmama ruh üflüyor. Güzel bir kalem taşıyan Ayşe Nazlı ile döndükten sonra da devam ediyor görüşmelerimiz. Elif Ebrar Bulut “Pitoresk Çağrı”ya, yine kendisi ile sıcak bir diyalog geliştirdiğimiz Melek Üren “Bülbülün Nidası”na ses veriyor. Ali Ören hocamın okuduğu şiirse kendine ait, derin ve felsefî bir güzellik. Her birine sözü, ses kıymeti ile güzelleştirdikleri için teşekkür ediyorum.

Söyleşimiz esnasında öğrencilerimizden sorduğum sorulara aldığım cevaplar oldukça ilginç. Okuduğu kitaplarda daima kendini bulduğunu söyleyen Selinay’a, okuma yolculuğunun arayış ve kendini keşif üzerine geliştiğini söyleyen Cemre Su’ya, tecrübe edemeyeceği pek çok hayatı tanıma gayesi güttüğünü söyleyen Ayşe Pınar’a Ali hocamın “başkalaşım yolculuğu” ve Tuncay Demirel hocamın “okumak için gönderildik.” söylemi mühür vuruyor. İmza faslında da güzel soruları üzerinden kendilerini anlatıyorlar bana gençler. Bilge Yazarlar projesinden Ayşe Pınar Baran’a ve her an yanımda olan, resimlerimizi çeken, sonrasında da iletişim hâlinde bulunduğum samimi ve derin kardeşim Hatice Kübra Biçer’e, Anadolu Mektebi’nden Merve, Nisa, Ayşe Naz ve İrem Ilgaz’a; hem Bilge Yazarlar ve hem de Anadolu Mektebi’nde yer alan kardeşlerim Zişan Gül Odabaşı ve İrem Karaçor’a kıymetli katkılarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca söyleşimize farklı renklerle ses veren Sude, Meryem, Beyza, Ebrar, Selinay, Hamide, Ayşenur ve ezelî kelimelerimizi çağın üzerinde uygulama kabiliyetiyle şiirler yazan Esma Kocaer’e bu sayfadan sonsuz sevgilerimi gönderiyorum.