Altındağ Anadolu İmam Hatip Lisesi
Dünyayı kasıp kavuran ve ülkemizdeki eğitim işleyişine büyük hasarlar veren pandemi dönemi gösterdi ki eğitim kurumlarımız nizam meclisleri, disiplin mahfilleridir. Sadece öğrenimle sınırlı kalmayan okullarımız kültürü omuzları üzerinde yükselten; sanat ve edebiyatı eğitimin önemli bir parçası gören eğitimcilerimiz ise öğrencinin zihnî olduğu kadar ruhî tekâmülüne de önem veren kıymetlerimizdir.
Edebiyat öğretmenimiz Ali
Ören’in çok ince ve kıymettar davetleri üzerine 25 Mayıs 2022’de Anadolu İmam
Hatip Lisesi’nin konuğuydum. Burası yeni, geniş, caddeye bakan heybetli bir
bina… Edebiyat öğretmenlerimizin aralarındaki güzel rabıta, okulun kapılarını
sanat ve edebiyat faaliyetlerine açmış durumda. Daha önce de erkek talebelerimiz
için Serdar Tuncer, Ahmet Bulut gibi yazarlarımız ağırlanmış Altındağ Anadolu
İmam Hatip’te. Kurumda bizi davet sahibi Ali Ören öğretmenim karşılıyor.
Kendisi şaire önem veren bir edebiyatçı olmanın ötesinde, sağlam bir kalem,
derinliği olan bir şair… Ricam üzerine bana göndermiş olduğu on kadar şiirini
durup durup okuyorum. Bir diğer edebiyat öğretmenimiz Tuncay Demirel de zümre
başkanı ve gençlerin gelişimine katkı sağlayan değerli bir eğitimci. Yine edebiyat
öğretmenlerimizden Özlem Sarıalan Güler kendisi ile güzel bir hasbihâl imkânı
yakaladığım, samimi bir eğitimci. Bana, program saatini beklerken dokuz ve
onuncu sınıfları ihtiva eden “Okuyorum” projesinden bahsediyor. Her ay
belirlenen kitap üzerinden ay sonunda gerçekleştirilen filmle karşılaştırma,
canlandırma, araştırma gibi etkinlikler oldukça dikkat çekici. Özlem öğretmen
kendisi yazmasa da yanındaki kabiliyetleri keşfetmeye azmetmiş. Okumayan ve
yazan öğrencilerimizin ısrarlı adımlarla duruyor üzerinde. Kızlarımız ise ilgi
ve alakası yüksek gençler. Programdan önce çevremde yarım bir halka oluşturup
heyecanlarından, edebiyata ilgilerinden, çalışmalarından bahsederek kendilerini
anlatıyorlar. Bu vesileyle kurumun Anadolu Mektebi, Bilge Yazarlar Projesi gibi
önemli faaliyetler içinde yer aldığını öğreniyorum.
Söyleşi, öğretmen ve
öğrencilerimizin hazırladığı şiir dinletisi ile başlıyor. Daha önce hiç
karşılaşmadığım bu güzel program, öğrencilerin sesinden kendi şiirlerimi
duymanın o heyecanlı, anlatılmaz, müthiş hazzına taşıyor beni. Müdür yardımcımız
Fatma Tankuş hanımefendi dinleti esnasında kısa cümlelerle tanımlamaya
çalışıyor birbirinden değerli kabiliyetleri. Kendisinin de şiirle iştigal
ettiğini öğrendiğim Zeynep Aydemir’den “Çöl” adlı şiirimi dinliyorum ilkin.
Yine meraklı ve derin bir yazar olan Zişân Gül Odabaşı “Sora Sora Sonbahar”
adlı çalışmama ses veriyor. Bu arada Zîşan’a isminin anlamını sorduğumda
onurlu, değerli, gizli gibi alanlara işaret ediyor. Eve geldiğimde onun bir
lâle türü olduğunu ve “canlı” manası taşıdığını da öğreniyorum. Anadolu Mektebi
öğrencilerinden bir kitap kurdu olan Ayşe Nazlı Olgun ise “Sancı ve Yalnız”
adlı çalışmama ruh üflüyor. Güzel bir kalem taşıyan Ayşe Nazlı ile döndükten
sonra da devam ediyor görüşmelerimiz. Elif Ebrar Bulut “Pitoresk Çağrı”ya, yine
kendisi ile sıcak bir diyalog geliştirdiğimiz Melek Üren “Bülbülün Nidası”na
ses veriyor. Ali Ören hocamın okuduğu şiirse kendine ait, derin ve felsefî bir
güzellik. Her birine sözü, ses kıymeti ile güzelleştirdikleri için teşekkür
ediyorum.
Söyleşimiz esnasında
öğrencilerimizden sorduğum sorulara aldığım cevaplar oldukça ilginç. Okuduğu
kitaplarda daima kendini bulduğunu söyleyen Selinay’a, okuma yolculuğunun
arayış ve kendini keşif üzerine geliştiğini söyleyen Cemre Su’ya, tecrübe
edemeyeceği pek çok hayatı tanıma gayesi güttüğünü söyleyen Ayşe Pınar’a Ali
hocamın “başkalaşım yolculuğu” ve Tuncay Demirel hocamın “okumak için
gönderildik.” söylemi mühür vuruyor. İmza faslında da güzel soruları üzerinden
kendilerini anlatıyorlar bana gençler. Bilge Yazarlar projesinden Ayşe Pınar
Baran’a ve her an yanımda olan, resimlerimizi çeken, sonrasında da iletişim
hâlinde bulunduğum samimi ve derin kardeşim Hatice Kübra Biçer’e, Anadolu
Mektebi’nden Merve, Nisa, Ayşe Naz ve İrem Ilgaz’a; hem Bilge Yazarlar ve hem
de Anadolu Mektebi’nde yer alan kardeşlerim Zişan Gül Odabaşı ve İrem Karaçor’a
kıymetli katkılarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca söyleşimize farklı
renklerle ses veren Sude, Meryem, Beyza, Ebrar, Selinay, Hamide, Ayşenur ve
ezelî kelimelerimizi çağın üzerinde uygulama kabiliyetiyle şiirler yazan Esma
Kocaer’e bu sayfadan sonsuz sevgilerimi gönderiyorum.