Altın Nesilden (GÜLEN) Altın Yargıya (PERİNÇEK)
Altın Nesilden (Hoca GÜLEN) Altın Yargıya (Şeyh PERİNÇEK) mı gidiyoruz? Altın Nesil, Fethullah GÜLEN'in, yıllarca üzerinden hareket ettiği bir kavramdı. Eğitim yolu ile bir nesil yetiştirilecek ve bu nesil Türkiye ve dünyaya; ADALET, barış/SELAM, huzur,u2026 getirecekti. Özellikle mütedeyyin/dindar insanlar buna inanmak istedi, hatta inandı. Bunun için Anadolu insanı, her türlü fedakarlığı da yaptı. Türkiye'de ve dünyada Müslümanların (mütedeyyin/dindar); hor, hakir görülerek ötekileştirilmesiu2026 hareketin büyümesini sağlayan en önemli etkendi. Daha sonra, CEMAAT'ten FETÖ'ye dönüşecek olan bu hareketin; eksiklikleri, yanlışları,u2026 geleceğin altın nesli hatırına görül(e)medi, görülmek de istenmedi.
Nasıl ki; İslam (Sünni) toplumundan DEAŞ, Alevilerden DHKP-C, Kürtlerden de PKK çıktıysa, Cemaatten de FETÖ çıktı. Cemaatin tepesi bir çete tarafından ele geçrildi. Cemaat tabanı bu çeteyi, 15 Temmuz gecesine kadar, ALTIN NESİL hatırına hep tolere etti.
Bir harakiri çetesinin, CEMAAT'i ele geçirip, FETÖ'yü meydana getirmesiyle; Altın Nesil de altın nesil için çalışan (özellikle ÖĞRETMENLER) samimi insanlar da perişan olurken, Anadolu insanı da tam manasıyla bir hayal kırıklığına uğradı.
Şimdi yeni bir altın söylemi ile karşı karşıyayız. Bu söylemin adı: 'Altın Yargı' ve söyleminin sahibi ise, Doğu PERİNÇEK.
Ne diyor Doğu PERİNÇEK? Ahmet TAŞGETİREN'in köşesinden aynen aktarıyorum.
"1970'lerde Denizleri idam eden yargıdan, bugün 70 bin FETÖ ve PKK mensubunu tutuklayan yargıya geldik. Yargının altın devri değil de ne? 12 Eylül 1980'de 650 bin devrimciyi gözaltına alan ve tutuklayan yargıdan, bugün 70 bin FETÖ ve PKK mensubunu tutuklayan yargıya geldik. Dün binlerce Türk subayını ve Vatan Partisi yöneticilerini hapislere atan yargıdan, 70 bin FETÖ ve PKK mensubunu tutuklayan yargıya geldik. Perinçekleri ve Başbuğları tutuklayan yargıçlar ve savcılar, bugün Silivri'de yatıyor. Yargının altın devri değil de ne?"
Devam ediyor PERİNÇEK;
"FETÖ bağlantılı 4 bini aşkın yargıç ve savcının görevine son verildi. Yargının altın devri değil de ne? Yargıtay ve Danıştay'dan toplam 300'ün üzerinde Yüksek Yargıç FETÖ bağlantıları nedeniyle temizlendi. Yargının altın devri değil de ne? Ergenekon dönemi iddianamelerine günümüz savcıları "Çöp Tenekesi" diyor. Yargının altın devri değil de ne? Dün FETÖ mensubu yargıçlar yargılıyordu, bugün Cumhuriyet yargıçları onları yargılıyor. Yargının altın devri değil de ne?"
Yukarıdaki sözler, Doğu PERİNÇEK'e ait. Eğer adalet sistemimiz bir cemaatten diğer cemaate geçecekse; FETÖ'den PERİNÇEK Cemaatine geçecekse, oradan kesinlikle ADALET çıkmaz. Türkiye'nin de dünyanın da en büyük sorunu adalettir. Adalet sistemimizi, liyakat esasına göre kurmalıyız. Bu fırsat yakalanmıştır ve kaçırılmamalıdır. Adalet sistemi hiçbir parti, tarikat,u2026 eline verilmemelidir. Adalet sistemimiz; ADALET ve Kalkınma Partisi, MHP, CHP, Vatan Partisi,u2026 gibi herhangi bir parti, tarikat veya cemaat elinde olmamalıdır. İlk önce düzeltmeye başlayacağımız yer, adalet sistemimizdir.
FETÖ cuntasından PERİNÇEK Cuntasına mı gidiyoruz?
FETÖ cuntasından kurtulalım derken, PERİNÇEK cuntasına zemin hazırlamayalım. Artık hiçbir cunta da darbe yapmayı başaramaz. Darbeye kalkışan, ilk önce kendisi darbe teşebbüsünün altında kalır. Anadolu (TEK MİLLET) Milletine artık darbe yapılamaz. Bu gerçek, 15 Temmuz gecesi ispatlanmıştır. Herkes hesabını ona göre yapsın. Doğu PERİNÇEK, 15 Temmuz FETÖ ve koalisyon (Kemalist, ABD, NATO,u2026) ortaklarının yaptığı darbeye karşı, üzerine düşeni yapmıştır. Ama, bunu bir fırsata dönüştürerek; yargıda, TSK'da,u2026 bir cemaatleşme ve cunta kurmasına asla ve asla müsaade edilmemelidir.
Türkiye'nin en büyük tarikatı KEMALİZM
CHP'nin önemli bir kısmı,u2026 dine tam manasıyla düşman olanlar, ERGENEKONCULAR ve sol, sürekli FETÖ üzerinden cemaat ve tarikatları kötülüyorlar. Aslında asıl dertleri İSLAM. FETÖ üzerinden dinle, İSLAM ile uğraşıyorlar, hesaplaşıyorlar. Dindar insanları devletin bütün mekanizmalarından atmak istiyorlar. Bunu da Adalet ve Kalkınma Partisi ve ERDOĞAN üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Halbuki Türkiye'nin en büyük tarikatı Kemalizm'dir. CHP ve Atatürkçüler (Atatürk adını kullananlar), Atatürk'ü bir şeyh gibi kullanıyorlar.
ADALET ve Kalkınma Partisi ile CHP Adaleti
ADALET ve Kalkınma Partisi, ADALET vaadi ile toplumdan büyük destek görmüştür ve görmeye de devam etmektedir. CHP ve zihniyetinin neredeyse 90 yıllık adaletsizlik geçmişi, ADALET ve Kalkınma Partisi'nin, kitleler tarafından bir kurtuluş olarak görülmesine sebep olmuştur. Şimdi CHP, kendi yerine Adalet ve Kalkınma Partisini, Adalet ve Kalkınma Partisi yerine de kendisini koyarak bir strateji belirlemiş durumda. CHP, kendi geçmişini, Adalet ve Kalkınma Partisine yükleyerek, buradan vurmaya çalışıyor. Özellikle tek parti dönemi uygulamalarının neredeyse bütün günahlarını, şimdi yaşanıyormuş gibi göstererek, Adalet ve Kalkınma Partisini ve ERDOĞAN'ı yıpratmaya çalışıyor. Aslında, Adalet ve Kalkınma Partisini tek parti dönemi CHP'si, ERDOĞAN'ı da ATATÜRK, daha çok da İsmet İNÖNÜ olarak göstermeye çalışıyor.
CHP zihniyeti, aslına hep iktidardı. TSK, eğitim, adalet, üniversiteler,u2026 neredeyse devletin bütün kurumlarına hakimdi. CHP iktidar olamadı ama, zihniyeti hep Kemalizm kılıflı olarak iktidardaydı. CHP zihniyeti, kendi uydurduğu ve ATATÜRK adını da alet ettiği Kemalizm ile yıllardır hep iktidardaydı. Ta ki; 15 Temmuz akşamına kadar. 15 Temmuz gecesi, halk; ERDOĞAN liderliğinde bir devrim yaptı ve CHP iktidarı tamamen bitti. Halk, 15 Temmuz gecesi, CHP iktidarını (Kemalizm) tamamen bitirdi.
CHP, adaletsiz geçmişini kamufle ederek, adalet yürüyüşü ile aslında, kaybettiği eski asker vesayetli iktidarını arıyor şimdi. ABD (CIA/MOSSAD) destekli Kemalist bir darbeye zemin hazırlamaktan tutunda, PKK ile işbirliğine kadar her yolu deniyor. Türkiye'yi derinleşmiş bir iç savaşa, bölünmeye götürebilecek bir süreçte bile rol oynamaya hazır bir CHP var şimdi. Yeter ki; eski asker vesayetli Kemalist düzenine geri dönebilsin. CHP, Türkiye'yi ateşe atmaya bile hazır görünüyor. CHP; PKK ve diğer destekçileri ile birlikte, Türkiye'yi kaosa sürüklemeye hazır.
CHP, Türkiye'yi kaosa sürükleyip, ABD destekli Kemalist bir darbe zemini oluşturmaya çalışırken, PKK da CHP ile işbirliği yaparsa, CHP ile işbirliğinin sonucu ya da bir darbe ortamında; özerklik elde edebileceğini ve Abdullah ÖCALAN'ı da serbest bıraktırabileceğini hesaplıyor. Aynı zamanda, CHP ve PKK, HDP üzerinden, tek parti olarak, birleşmeye doğru da gidiyor. 2019 seçimlerinde tam bir işbirliği yapmayı planlıyorlar. Ortak aday göstermenin alt yapısını oluşturuyorlar şimdiden.
PKK, 2019 seçimlerinde, CHP adayını destekleme sözü verirken, CHP'de özerklik ve ABDullah ÖCALAN'ı serbest bırakma sözü mü vermiştir? Bu işbirliği bu anlama mı gelmektedir? Bunu, 2019 sürecinde daha net bir şekilde göreceğiz.
CHP'ye tavsiyemiz; herkes için istediği adalette samimi olması ve Türkiye'yi kaosa sürükleyecek eylemlerden vazgeçmesidir. CHP, terör (PKK/PYD, DHKP-C,u2026) örgütleri ile arasına mesafe koymalıdır. Aksi halde, CHP % 10 barajının altında bile kalabilir.
ADALET kavramı CHP tekeline girmemelidir.
Adalet ve Kalkınma Partisi, bundan böyle, kısaltma adını değil, ADALET ve Kalkınma Partisi adını kullanmalı. ERDOĞAN ve ADALET ve Kalınma Partisi'nin amacı; Türkiye ve dünyaya, İSLAM Adaletinin hakim olmasını sağlamaktır. Erdoğan da Adalet ve Kalkınma Partisi de bu misyonuna göre hareket etmelidir. İSLAM, ADALET ile eşittir. Bir ülkede Adalet varsa, o ülke zaten bir İSLAM ülkesidir. Bir ülkede ADALET yoksa, o ülke bir İSLAM ülkesi, devleti değildir, olamaz da.
***
DAVOS ve BİLDERBERG toplantıları
Dünya, DAVOS ve BİLDERBERG benzeri organizasyonlar ile yönlendiriliyor. Türkiye; DAVOS ve BİLDERBERG benzeri oluşumlar kurmalı ve dünyayı yönlendirebilecek stratejiler üretmelidir. Dünya ekonomik forumu, İSLAM ekonomi forumu olarak ve Türkiye liderliğinde yapılmalıdır. Davos yerine; İstanbul Zirvesi, VAN Zirvesi,u2026 gibi zirveler olmalıdır.
***
Dünya tarihi yeniden yazılmalıdır.
Dünya tarihi yalanlarla doludur. Aynı zamanda Batı merkezli bir dayatma da söz konusudur. Türkiye liderliğinde; Dünya Tarihi Yazma Bilim Kurulu kurulmalı ve dünya tarihi en baştan, bütün gerçekleriyle birlikte yeniden yazılmalıdır. Dünya Tarihini yazan, dünyayı da yönlendirir ve yönetir.
***
Faizsiz (İSLAM) Ekonomi Sistemi (Önce İnsan Merkezli)
Türkiye liderliğinde, Türkiye ve bütün dünyada faizsiz bir ekonomi sistemi nasıl uygulanabilir? Sorusuna cevap aranmalıdır. Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri, üniversiteler, STK'lar, düşünce kuruluşları,u2026 faizsiz ekonomi sistemi üzerinde çalışmalı. Dünya insanlığının barış içinde yaşaması ancak, faizsiz bir ekonomi istemi ile mümkündür. İSLAM ekonomi sistemi merkezli bir ekonomi sistemi inşa etmeliyiz.