Altın nereye gidiyor?
Altın, dünyanın her yerinde güvenli bir liman olarak görülür.
Özellikle iktisadi ve siyasi krizlerde tasarrufları koruyacağına dair yaygın bir kanaat hakimdir.
Türk halkının da altına karşı özel bir ilgisi ve merakı vardır.
Onun için hem yatırım aracıdır hem de kara günde kullanacağı dostudur.
Türkiye'de yastık altında 3 ila 5 bin ton altın olduğu tahmin ediliyor.
"Yastık altındaki altın" kavramına açıklık getirmek için bir parantez açalım; ilk nazarda ekonomi dışı bir ürün şeklinde değerlendirilebilir.
Halbuki, "yastık altındaki altın" eğer yasal yollarla kazanılarak satın alınmış ise bu altının parasal değeri, gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) dahil edilmiş demektir.
Parantezi kapatıp altın fiyatlarını irdeleyelim; altının ons fiyatı şu sıralar son 5,5 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor.
Ons fiyatı yani 31,1 gram altın, 1.100 doların altını test etti.
Euro Bölgesi'nde yaşanan Yunanistan krizi ve dünyanın dört bir köşesindeki siyasi gerginlikler bile altının düşüşünü önleyemiyor.
Öte yandan dünyada faizler yerlerde sürünüyor.
Hatta İsviçre, Almanya, Finlandiya ve bazı ülkelerin tahvilleri negatif gelir sunuyor.
Bunun anlamı şu; yatırımcıya, devlet tahviline bağladığı parası için vade sonunda faiz ödenmediği gibi anaparasından dakesinti yapılıyor.
Reel kaybı da cabası.
Böyle bir finansal ortamda altın fiyatlarının yükselmesi gerekiyor.
Ama düşüyor.
Neden?
Bu soruyu cevaplamaya çalışmadan önce 2008 yılına uzanalım.
2008'de Lehman Brothers olayı ile patlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan krizde altın güvenli liman olarak görüldü, ons fiyatı 907 dolara çıktı.
Doların değeri zayıfladıkça altının fiyatı 2011 yılında 1.900 dolara yükseldi.
ABD Merkez Bankası (FED) bilançosunun 3 trilyon dolar genişlemesi, doların değerini düşürdü, altını tırmandırdı.
2013'te hava değişti.
FED'in parasal genişlemeyi sonlandıracağını açıklaması üzerine rüzgar tersten esmeye başladı.
FED'in 'faiz artışına gideceği beklentisi' paranın yönünü altından ABD tahvillerine çevirdi.
Altın siyasi ve ekonomik türbülanslardan beslenir.
Ortalık yatışınca altın da sakinleşir.
Bu bağlamda İran ile Batı dünyası arasındaki gerilimin anlaşma ile sonuçlanması altın fiyatını düşüren etkenlerden biri olarak gösteriliyor.
Keza Yunanistan krizinin şimdilik atlatılması da diğer bir etken.
Bir sebep de Çin.
Çin Merkez Bankası, altı yıldır açıklanmayan altın rezervlerinin 1.658 ton olduğunu kamuoyuna duyurdu.
Beklentilerin altında kaldı.
Bu durum altın satışlarını artırdı, altının bir günde yüzde 5'e yakın değer kaybetmesine neden oldu.
Bundan sonra altın ne yönde hareket eder?
Dünya Altın Konseyi, altın fiyatlarının seyrinde FED'in bu yıl sonunda faizlerde artırıma gideceği ihtimalinin etkili olduğu değerlendirmesinde bulunarak, yılın ikinci yarısında fiyatlarda kayda değer bir yükseliş beklemediklerini bildirdi.
Olağanüstü iktisadi ve siyasi bir gerginlik olmadığı sürece bu yıl sonuna kadar altının ons fiyatının 1.050-1.090 dolar aralığında seyredeceğini tahmin ediyoruz.