Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2960.70
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Nisan 2023

​Altı Ok'un saplandığı yer!

GEÇTİĞİMİZ günlerde dostlarla sohbet ediyoruz. Konu partilere, seçime gelince bir arkadaşımız neden CHP’ye ve CHP’nin içinde yer aldığı ittifaka oy veremeyeceğini anlattı. Bu konuda farklı düşünenler de oldu. O gece eve geldiğimde çok düşündüm. CHP sadece adından dolayı değil, tam 100 yıllık siyasetinden dolayı oyumuzu almayı hak etmedi. Aynı zamanda CHP’nin içinde yer aldığı bir ittifak da –başka hiçbir sebep olmasa da- sırf CHP o ittifaktadır diye oyumuzu almayı hak etmiyor.

Bir partide değişim olamaz mı?

Elbette olur. Hatta sadece değişim değil, dönüşüm de yaşayabilir bir parti. Ne var ki bunu isteyerek ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirmesi, samimi uygulamaları ile göstermesi gerekir, aksi halde sergileyeceği kimi şovlarında hinlikler arama hakkımız doğar.

Meselâ 2010 kaset kumpası olmadan, demokratik kural ve teamüllere göre CHP’de bir lider değişikliği yaşansaydı ve bu değişiklikten sonra parti 13 yıllık süre içinde FETÖ, PKK ve DHKP-C ile yakınlaşacağına, toplumun bütün kesimlerine yönelik bir açılım başlatmış olsaydı tabi ki inandırıcı olabilirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu CHP'ye genel başkan olur olmaz hem uluslararası arenada hem yurt içinde sözüyle, davranışlarıyla milletin güvenine mazhar imzalar atsaydı CHP eskiden beri kalıplaşmış “ötekileştirici” zihniyetten sıyrılabilir ve bugün milletin CHP’ye bakışı farklı olabilirdi.

Tuttu Kılıçdaroğlu, “Helalleşiyoruz” dedi, ama nasıl, ne ile helalleşeceğini bir türlü söylemedi. Oysa söylemesi gereken ve inandırıcı olabilen o kadar başlık vardı ki.

Nasıl mı?

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “Biz CHP olarak 100 yıl boyunca Cumhuru değil, maalesef hep azgın bir kesimi kolladık, bu yüzden pas tutmaya mahkûm ettiğimiz ‘Cumhuriyetçilik Oku’muzu kırıyoruz” deseydi,

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “Biz CHP olarak dindarlara çok acılar yaşattık. Laiklik okumuzu dindar vatandaşlarımızın kalbine sapladık. Bu yüzden kin ve nefrete boyadığımız ‘Laikçilik Oku’muzu kırıyoruz” deseydi,

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “CHP’nin tek parti döneminden bugüne kadar Alevilere karşı uyguladığı inkârcı, asimile edici, imha edici bütün uygulamalara imza attık. Kürtleri yok saydık, Çerkezleri tanımadık, ne zaman ki Kürtler ve Çerkezler biz kardeşiz, dediyse biz ulusçuluk okumuzu onların yüreklerine sapladık. Bu sebeple kana buladığımız bu ‘Ulusçuluk Oku’muzu da kırıyoruz” deseydi,

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “Köylü milletin efendisidir, diyen partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e rağmen köylünün işine, aşına zerre katkı sunmadık, şehirlerdeki “beyazların” zenginleşmesi için çalıştık, hedefini şaşırttığımız ‘Halkçılık Oku’muzu da kırıyoruz” deseydi,

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “Son yıllarda bile parti olarak dış ilişkilerimizde ülkemizin menfaatlerini zedeleyen açıklamalarla devletimizi yıprattık, bu hiç doğru değildi, dolayısıyla eğip-büktüğümüz ‘Devletçilik Oku’muzu da kırıyoruz” deseydi,

Meselâ, Kılıçdaroğlu, “Biz devrimciliği yanlış uyguladık. Darbecilerin meşru iktidarlarını ‘devrim’ kabul ederek ve son yıllarda terörist grupların ‘devrimcilik şarkılarına’ kendimizi kaptırarak ülkemize ve milletimize zarar verdik, dolayısıyla kirlettiğimiz ‘Devrimcilik Oku’muzu da kırıyoruz” deseydi,

Vallahi de billahi de tek başına iktidara gelecek oyu almaya yakın olabilirdi. Ama bu haliyle 22 yıldır yüzde 25’in üstüne çıkamadığı gibi sittin sene daha bu orandan fazla oy alamaz.

CHP oklarını kırmadan milletin teveccühüne mazhar olamaz. Elbette ki oklarını kırarken CHP(liler) laik olmasın, halkçı olmasın, milliyetçi olmasın… demiyoruz.

CHP yanlış uyguladığı 6 Ok ilkelerini 85 milyonuyla milletin, devletin yararına kullansın diyoruz.

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu;

ABD’nin değil Türkiye'nin yararlarını öncelesin,

Türkiye'yi karakolu gibi yönetmek isteyenlerle mesafeli olsun,

Batılılara değil, 85 milyonun derdine ortak olsun…

Nerdeee?