Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2959.22
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Nisan 2016

'Altı Ok'tan zehir damlıyor

(Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.) [İ.Asakir]

Yıllarca demokratikleşmeye direnip, statükodan beslenen CHP'de değişen bir şey yok. Yeni CHP sloganıyla 'Cumhuriyet Halk Partisi'nin PR çalışmasını yapanlar da geri çekildi, liberaller de tezlerinin çöküşüyle sessizliğe gömüldü. "Yeni CHP" başlığıyla atılan manşetler, yazılan makaleler de çöktü.

CHP'de bir değişim yok; aksine bir makyaj vardı. Jakoben bir zihniyet, baskıcı bir tutum, yasakçı anlayış, ırkçı politikalar, ötekileştiren söylemler ve milleti yok sayan anlayışa makyaj tutmadı.

İlkesizlik ve ahlaksız dışa vurumlar ise hep devam etti. Baykal, bir kaset darbesiyle gönderildi, yerine atanan Kemal Kılıçdaroğlu, 6 ok'unu millete çevirdi, yetmedi oklarının ucuna zehir koyarak atışlar yapmaya başladı.

Hedefinde;

Millet,

Milletin değerleri,

Milletin seçtikleri,

Milletin özgürlükleri,

Milletin ahlak kriterleri vardı.

Değişim yoktu. 1940 model anlayış ve eski Türkiye stratejileriyle modernizm altında ahlaksızlığı yaygınlaştırma projesi sürüyordu. Üstelik bu ahlaksızlık projesini "Ahlak Müfettişliği" maskesiyle yapıyor, "Ahlaksız Toplum" hedefleri doğrultusunda münferit vakaları toplumsal gerçeklik ve toplumsal çoğunluk algısı üretmek için kullanıyorlardı.

Hem de hiç utanmadan.

Sıkıştıklarında ise metotları belliydi: Ahlaksızlık bataklığını kurutmak için mücadele edenleri "İrticacı" ilan et, önlemler alındığında "Laiklik" elden gidiyor propagandası ile değerler siyasetini öne alanları etkisizleştir... Ahlaksızlıkla mücadeleyi "Ahlaksızlık" olarak göstermek bile CHP'nin kirli yöntemiydi. Formülleri; 'Ürettikleri göz yaşartan repliklerle kamuoyunu aldatmak, milletin sinir uçlarına dokunarak erdemliler hareketini zayıflatmak' şeklindeydi.

Hedef aldıklarına zehirli oklarını atarken, kendilerini atayanların talimatları doğrultusunda "Aydınlanma" diyerek "Karanlığı" dayatıyordu.

Dünyevileşme ile birlikte, yüzünü öbür dünyadan tamamıyla bu dünyaya çeviren kadrosuyla "Demokrasi" yalanıyla "Kapitalizmi", Modernizmin ahlaki tutarsızlığını dayatan anlayışıyla ise "Özgürlük" adı altında "Ahlaksızlığı" sunuyordu.

Başkalarının haklarını düşünmekten alıkoyan bir anlayışla siyaset üreten CHP'nin, kadın algısında da değişen bir şey yok. CHP, bütün kadınların refah ve mutluluğunu hedeflemekten uzak, inançlı kesimleri öteki gören, İslami ve tarihi gerçekleri yok sayan bir düşünce sistemiyle şekillenen siyasetiyle kadını yücelten manevi değerlere saldırılarını sürdürüyor. Geliştirdikleri Kemalist kadın söyleminin ötesine geçemiyor, Cumhuriyet"in bir ulus "inşa etme" ve devlet kurma sürecinde kadına biçtiği rolden vazgeçmiyorlar. Cumhuriyet kurulurken canını feda etmekten çekinmeyen kahraman kadınlar çizdikleri portreye uymadığında görmezden geliyor, gösterilmesini de engelliyorlar. Bu kahramanlardan birisi olan Makbule Hanımın fedakarlıkları hiç dile getirilmez. Nam-ı diğer Kara Fatma da onlar için önemsizdir. Onlar için çizilen Cumhuriyet kadını resminden ötesi sakıncalıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sema Ramazanoğlu da onların sakıncalılar listesinde en baştadır. Çünkü Ramazanoğlu yerlidir. Bu toprakların öz çocuğudur. Eğitimlidir. Dindardır. Rol modeldir. CHP'nin dayattığı kriterlere göre değil, kadını yücelten değerleri kendisine kriter aldığı için hedeftir. Onurludur. Dirençlidir. İyiliği yaymak için sorumluluk almıştır. Aldığı sorumluluğu hakkıyla yerine getirmek için verdiği mücadeleyi zayıflatmak için CHP önce karakter suikastı denemiş, tutmayınca, hakaretlere sarılmıştır. Direnç karşısında CHP, edep sınırlarını aşarak, ahlaksızlığa sarılmıştır. Siyasette dibe vuran anlayış, ahlaki değerlerde de dibe vurmuştur.