Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Şubat 2023

​Alternatif muhalefet

“Efendim deprem olmuştur.”

“Evet. Her yer yıkılmıştır.”

“Şimdi yeni binaların yapılması lazımdır.”

“Doğru, yoksa dışarıda kalacaksın.”

“Yeni binaların daha sağlam yapılması gerekir.”

“Tabi zaten yıkılan binalar, çürük olduğu için yıkıldı. Başka?”

“Deprem olmuştur.”

“Herkes biliyor.”

“Binalar yıkılmıştır.”

“Herkes biliyor.”

“Sen farklı ne anlattın?”

“Nasıl yapılacak?... Bilinenleri anlattılar sadece…”

Ülkemizde yaşanan acı ve yıkıcı deprem, büyük siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi. Getirmeye de devam edeceği aşikâr.

Sonuçta ortada var olan büyük bir depremdir. Deprem olmuş ve depremin zarar ziyanı bertaraf edilmeden, “Hasar tespit” ve Sebep tespit” çalışmaları yapılmadan siyasetçinin deprem ile ilgili umumi konuşması yanlıştır. Bir taraftan can kurtarmak, bir taraftan hasar azaltmak zorundasınız. Yani maddi manevi olarak zararları bertaraf etmek zorundasınız. Bir taraftan da ülkenin diğer bölümlerinde yaşamı devam ettirmek zorundasınız.

Ancak zarar ziyan bertaraf işinden sonra siyasetçinin istediği “Sebep tespit”, “Sorumlulara millet adına hesap sorma” ve “Çözüm ve önerilerimiz” işini gerçekleştirmesi en doğru olan ve en doğal hakkıdır.

1980’li yıllardan günümüze kadar gelen tüm iktidar ve muhalefet partilerine şahitliğimiz var. Tanıklığımız o günden bugüne istisnalar hariç mevcut muhalefet partilerinin iktidarı zayıflatmak ve hükumetten düşürmek üzerine bir siyaset işletmeleridir. Maalesef ki bu durumun doğru olduğuna katiyen inanmaktalar.

Aslında ne amaçla olursa olsun iktidarı zayıflatmak demek, milletin en ihtiyacı olan ülke birliğini zayıflatmak demektir. Ülke Birliği, “La yüsel bir iktidar var” kabulü demek değildir. Ülke Birliği, farklılıkları bir kenara bırakmak demek de değildir. Farklılıklarla beraber büyük millet ve büyük ülke idealinde bir olmak, beraber olmak ve herkes sorumlu demektir.

Mevcut iktidarlar, hatalar yapabilir. Yapıyorlar da… Keşke yapmasalar. Mevcut iktidarlar, yeterince becerikli davranmayabilir. Davranmıyorlar da… Keşke davranmasalar.

Ama her iktidarın belli bir hükumet süresi vardır değil mi? Yerine mutlaka birileri gelecek değil mi? İktidar gittiği için değil muhalefet geldiği için iktidar gider değil mi?

İktidarın yerine gelebilecek olan sadece muhalefet partileri ise gelememesi de muhalefet partilerinin hataları ve beceriksizlikleridir değil mi?

Siyaset bir kültür işidir, bir gelenek işidir. Bu kültür ve geleneği ayakta tutmak görevi daha çok muhalefet üzerinden yürür. Kendini yeterince güçlü, güvenli ve becerikli gösteremeyen bir muhalefet, alternatif olamayan muhalefet, iktidar olsa ne olur olmasa ne olur? Sadece seçmenlerine sadece Ülke Birliğine zarar verir.

Siyasetçinin deprem alanına girmesi, millet adına yapılanları takip etmesi, sorması ve sorgulaması da bir kültür işidir ve ayrıca görevidir. Ancak cenazede yas tutulması, düğünde oynanması esas olandır. Ancak yine ne cenazede ne de düğünde milletin acısı ve sevinci üzerine siyaset yapmak esas olmayandır. Esas olan; geldik, gördük ve gayrete, tere şahit olduk. Şu konularda da noksanlar var. Buyurun destek veriyoruz, elbirliğiyle çözüyoruz demektir.