Alternatif muhalefet
“Efendim deprem olmuştur.”
“Evet.
Her yer yıkılmıştır.”
“Şimdi yeni binaların yapılması lazımdır.”
“Doğru,
yoksa dışarıda kalacaksın.”
“Yeni binaların daha sağlam yapılması
gerekir.”
“Tabi
zaten yıkılan binalar, çürük olduğu için yıkıldı. Başka?”
“Deprem olmuştur.”
“Herkes
biliyor.”
“Binalar yıkılmıştır.”
“Herkes
biliyor.”
“Sen
farklı ne anlattın?”
“Nasıl
yapılacak?... Bilinenleri anlattılar sadece…”
Ülkemizde
yaşanan acı ve yıkıcı deprem, büyük siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Getirmeye de devam edeceği aşikâr.
Sonuçta
ortada var olan büyük bir depremdir. Deprem olmuş ve depremin zarar ziyanı
bertaraf edilmeden, “Hasar tespit” ve “Sebep
tespit” çalışmaları yapılmadan siyasetçinin deprem ile ilgili umumi konuşması
yanlıştır. Bir taraftan can kurtarmak, bir taraftan hasar azaltmak zorundasınız.
Yani maddi manevi olarak zararları bertaraf etmek zorundasınız. Bir taraftan da
ülkenin diğer bölümlerinde yaşamı devam ettirmek zorundasınız.
Ancak
zarar ziyan bertaraf işinden sonra siyasetçinin istediği “Sebep tespit”, “Sorumlulara
millet adına hesap sorma” ve “Çözüm
ve önerilerimiz” işini gerçekleştirmesi en doğru olan ve en doğal hakkıdır.
1980’li
yıllardan günümüze kadar gelen tüm iktidar ve muhalefet partilerine
şahitliğimiz var. Tanıklığımız o günden bugüne istisnalar hariç mevcut
muhalefet partilerinin iktidarı zayıflatmak ve hükumetten düşürmek üzerine bir
siyaset işletmeleridir. Maalesef ki bu durumun doğru olduğuna katiyen
inanmaktalar.
Aslında
ne amaçla olursa olsun iktidarı zayıflatmak demek, milletin en ihtiyacı olan
ülke birliğini zayıflatmak demektir. Ülke Birliği, “La yüsel bir iktidar var” kabulü demek değildir. Ülke Birliği,
farklılıkları bir kenara bırakmak demek de değildir. Farklılıklarla beraber
büyük millet ve büyük ülke idealinde bir olmak, beraber olmak ve herkes sorumlu
demektir.
Mevcut iktidarlar,
hatalar yapabilir. Yapıyorlar da… Keşke yapmasalar. Mevcut iktidarlar, yeterince
becerikli davranmayabilir. Davranmıyorlar da… Keşke davranmasalar.
Ama her iktidarın belli bir hükumet süresi
vardır değil mi? Yerine mutlaka birileri gelecek değil mi? İktidar gittiği için
değil muhalefet geldiği için iktidar gider değil mi?
İktidarın yerine gelebilecek olan sadece
muhalefet partileri ise gelememesi de muhalefet partilerinin hataları ve
beceriksizlikleridir değil mi?
Siyaset
bir kültür işidir, bir gelenek işidir. Bu kültür ve geleneği ayakta tutmak
görevi daha çok muhalefet üzerinden yürür. Kendini yeterince güçlü, güvenli ve becerikli
gösteremeyen bir muhalefet, alternatif olamayan muhalefet, iktidar olsa ne olur
olmasa ne olur? Sadece seçmenlerine sadece Ülke Birliğine zarar verir.
Siyasetçinin deprem alanına girmesi, millet
adına yapılanları takip etmesi, sorması ve sorgulaması da bir kültür işidir ve
ayrıca görevidir. Ancak cenazede yas tutulması, düğünde oynanması esas olandır.
Ancak yine ne cenazede ne de düğünde milletin acısı ve sevinci üzerine siyaset
yapmak esas olmayandır. Esas olan; geldik, gördük ve gayrete, tere şahit olduk.
Şu konularda da noksanlar var. Buyurun destek veriyoruz, elbirliğiyle çözüyoruz
demektir.