Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2957.23
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2020

Altan Tan ve Ayhan Bilgen, vebal altındaki Kürtler

Kürtlerin omuzundaki en büyük vebal (yük), yıllardır kan döken PKK’nın (HDP) vebalidir.

Kürtler artık bu vebalin altında gün geçtikçe daha çok eziliyor.

Yıllardır İslam dünyasında kan dökülüyor.

Kan dökenlerin en başında da PKK (HDP) geliyor.

Kürtlerin bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı maalesef PKK’yı destekliyor. Önemli bir kısmı PKK’ya sessiz kalarak tepki gösterirken, çok az bir kısmı da seslerini yükselterek, açık ve cesur bir şekilde PKK’ya karşı çıkıyor.

PKK’ya açıkça karşı çıkanların en büyük korkusu ise; Kürtlere ihanet eden hain olarak anılma korkusudur. Bundan dolayı da PKK katliamlarına ses çıkaranlar azınlıkta kalıyor. Ama, bu korku gün geçtikçe aşılıyor. Bu korkunun aşılmasında en büyük pay sahibi Diyarbakır’da PKK (HDP) il binasının önünde eylem yaparak çocuklarını HDP’den isteyen ve PKK’ya hesap soran yürekli analardır. Yürekli anaların açtığı yol, PKK’ya ses çıkaramayan Kürtleri gün geçtikçe daha da cesaretlendiriyor.

PKK içinde tepkiler artıyor

Tabandan gelen tepki, PKK adına siyaset yapanları da etkiliyor.

HDP'nin belediye başkanı ve milletvekillerinden parti içinde eleştiriler gün geçtikçe artıyor. Kobani soruşturması kapsamında tutuklanan eski HDP sözcüsü ve Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in "İmralı ve Kandil için pozisyon belirlemeye çalışan bir parti" sözlerinin ardından eski milletvekili Altan Tan da "Silah ve demokrasi yan yana olamaz" diyerek partisini eleştirdi. Tan, HDP'nin marijinal sol dışında Türkiyeli tanımadığını dile getirerek, parti içi uygulamalara da tepki gösterdi.

Altan Tan, "Silahla demokrasi yan yana olmaz. HDP ya PKK'nın sürdürdüğü siyaseti sürdürecek ya da yeter diyecek. Bugün demokratik ülkelerde silahla, şiddetle, terörle varılacak bir yer yok. Partiyle PKK ilişkisi gizli saklı bir mevzu değil. Bunu devekuşu gibi kafayı toprağa gömerek gizlemeye çalışmak beyhude. Açılım sürecinde de ondan önce de demokratik mücadele vereceğiz, dedik. Demokrasi platformu olarak girdik. Her defasında bu sözler yenildi yutuldu” diyerek tepkisini gösterirken,

Ayhan Bilgen, “Bugün itibarıyla HDP, kendi geleceği ve ülkenin geleceğini ittifak stratejilerine endekslenmiş görünmekle birlikte, hiçbir parti kendisiyle açık ittifak yapmayı göze alamamaktadır. HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kalıcı sanmış ve kişisel başarı olarak yorumlamayı tercih etmiştir. Hem müdahaleden şikâyet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili bir handikaptır. Sadece son iki kongre süreci ve aday belirleme süreçlerine kimin, neden, hangi dayatmalarla müdahale ettiğine bakılırsa sorunun tam da benim ‘tersine Türkiyelileşme’ diye tarif ettiğim kişisel hesaplarla bir siyasi mücadeleyi kontrol altında tutma eğiliminden kaynaklandığı görülecektir” diyerek ufak bir özeleştiri yaptı.

Altan Tan ve Ayhan Bilgen gibilerin bugün gösterdiği bu cılız tepki, 30 yıl önceki bir ortaokul öğrencisinin (Galip İlhaner) gösterdiği tepki (basiret) kadar bile değil.

Bilgen ve Tan gibiler, yıllardır PKK’nın döktüğü kana seslerini çıkarmadıkları için büyük bir vebal altındadır.

Ünleri, güçleri, etkileri olduğu halde ses çıkarmayan her Kürt, PKK’nın döktüğü kanın vebali altındadır.

Altan Tan ve Ayhan Bilgen gibiler eğer samimilerse;, HDP’ye (PKK) alternatif bir hareket (parti) başlatarak işe başlayabilirler. HDP (PKK) asla ve asla Türkiyeleşmez. Dış istihbarat örgütlerinin yönettiği bir hareketin millileşmesi, Türkiyeleşmesi mümkün değildir.

Bir Kürt olarak bütün Kürt önderlere ve Kürtlere çağrı yapıyorum.

Gelin, PKK’nın (HDP) vebalinden kurtulmak için sesimizi yükseltelim.

Büyük İsrail’e alan açan PKK’ya sesimizi daha çok yükseltelim.

Aynı şekilde; CHP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, SP ve İYİ Parti’ye de çağrı yapıyorum.

HDP ve PKK’lı Selahattin Demirtaş üzerinden, PKK’yı meşrulaştırıcı adımlar asla ve asla atmayın.

HDP üzerinden birkaç oy kazanalım derken, PKK’yı meşrulaştırarak ve büyüterek bütün Kürtleri (PKK’ya iterek) kaybedersiniz.

Yapılması gereken;

HDP’den (PKK) uzak durarak,

HDP (PKK) ile seçim ittifakları yapmayarak,

HDP’yi (PKK) gün geçtikçe marjinalleştirmektir.

HDP ile seçim ittifakları yapılarak, terörle mücadele edilemez.

HDP’yi ve PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı savunan hiç kimse, PKK’ya karşıyım diyemez. Diyorsa yalan söylüyor demektir. PKK (HDP) ile seçim ittifakı yapıp, PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı suçsuz görerek PKK’ya karşı olunamaz.