Alparslan'dan Yavuz'a
İçinde bulunduğumuz Ağustos, 'Zaferler Ayı'dır. Tarih boyunca büyük zaferler elde etmiş, geçmişe unutulmaz şanlı galibiyetler armağan etmişiz. Mesela Anadolu'nun kapılarını Müslüman Türklere açan ve 26 Ağustos 1071 tarihinde gerçekleşen Malazgirt Zaferi, bir savaş olmanın ötesinde bir tarih, bir destandır. Ömer Öztürkmen, bestelenen "Malazgirt Marşı"nda bu ihtişamı bir tablo gibi resmeder: "Bir Cuma sabahı Allah'a karşı / Malazgirt'te elli dört bin er / Bestelediler en güzel marşı / Allahü ekber, Allahü ekber / Bayrak bayrak Fetih müjdesi / Parça parça Diyar-ı Urum / İlk denizlerde ilk seccadesi / Alparslan ordularının Anadolu'm / Geliyor ışıktan kopmuş askerler / Allah'a uzanmış eller geliyor / Kalk ayağa kubbe ol ey yer / Göklerce minareler geliyor / Onlar ki ilahilerle yıkandılar / Kırklarca okunmuş bir namazlı su / Vaktiyle dağlardan inen bozkurtlar / Şimdi son Peygamberin ordusu."
Destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu da mehter ve kahramanlık marşları arasına giren muhteşem şiiri "Malazgirt Marşı"nda ruh dünyamızı dualarla anlatmıştı. Çok sevilen şiir şöyle başlar: "Aylardan Ağustos, günlerden Cuma, / Gün doğmadan evvel İklim-i Rum'a, / Bozkurtlar ordusu geçti hücumau2026 / Yeni bir şevk ile gürledi gökleru2026 / Ya Allahu2026 Bismillahu2026 Allahuekber." Alparslan, Malazgirt Zaferiyle Anadolu'yu bize vatan yapmıştı.
11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi'nin ardından 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferimiz var. 24 Ağustos 1516 tarihinde ise, Mercidabık Muharebesi gönülleri şad eder. Fetihler şairi üstat Yahya Kemal bu kutlu günün şiirine şöyle başlar: "Seyreylesün felek kaderin şehsüvarını / Fethetti bir sefer de nebu00eeler diyarını" Heybeti ve öfkesiyle nam salan padişahımız Yavuz Sultan Selim, 500 yıl önce askeriyle Mercidabık'a, yani Suriye'nin Cerablus kasabası yakınlarına gelmişti. Memluklu ordusunu hezimete uğratarak büyük bir zafer elde etmişti. Suriye'yi, Lübnan'ı, Filistin topraklarını 24 Ağustos 1516 tarihinde Osmanlı Devleti'ne katmıştı. Dört gün önce bizim ordumuz, Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla aynı bölgeye girdi. Cuma günü Yavuz Sultan Selim'in isminin verildiği, dünyanın en büyük köprüsü İstanbul Boğazı'nda açıldı. Bunlar boş tesadüfler değil. Güzel rastlantılar veya tevafuk denilebilir belki. Köprüler kurulmalı yurdumda, yollar açılmalı memlekette boydan boya. Ordu yürümeli ve zafer elde edilmelidir. Hak ve adalet uğrunau2026
Belgrad'ın Fethi 29 Ağustos 1521 tarihinde gerçekleşir. Mohaç Harbi ise 29 Ağustos 1526 günü tecelli eder. 1 Ağustos 1571'de Kıbrıs'ın Fethi var. Arif Nihat Asya "Kıbrıs Kanlar İçinde" ağıtında yavru vatanın hüzünlü hikayesini anlatır: "Söyle, ey Adacık neden / Yerle gök, duman içinde ? / Nerdedir geçmiş gelecek; / Olan olmuş an içinde! / Ağla Arif Nihat ağla / Ağlayamayan için de!" Yakın tarihe geldiğimizde düşmana karşı "Büyük Taarruz"umuz var. Yahya Kemal, "26 Ağustos 1922" şiirinde Yaradana şöyle dua eder: "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbu00ee / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbu00ee / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et çünkü bu son ordusudur İslam'ın"
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu açıldı. Bu gurur milletimizin, ülkemizin, yani hepimizin. 1408 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek kulelerine sahip, 59 metre ile dünyanın en geniş, Türkiye'nin 8 şeritli kara yolu ve 2 şeritli raylı sisteme sahip ilk asma köprüsü. 3 yıl, 8 binden fazla çalışan, 14 milyar liralık dev yatırım! Boğaza inci üçüncü bir inci gerdanlık gibi yerleşen ve İstanbul'a çok yakışan köprünün muhteşem açılışı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım'ın yanı sıra konuk devlet adamlarının katılımlarıyla, 26 Ağustos Cuma günü gerçekleşti. Vatanımıza, milletimize ve bütün insanlığa hayırlı uğurlu olsun.
Bugün birlik ve beraberlik ruhuna ne kadar çok ihtiyacımız olduğu aşikar. Selimu00ee mahlasıyla şiirler de yazan Yavuz Sultan Selim, bu ruhu yüzyıllar önce şu dörtlüğünde çok güzel dile getirmiş: "Ümmetimde ihtilaf ü tefrika endişesi / Ku00fbşe-i kabrimde hatta bu00eekarar eyler beni; / İttihadken savlet-i a'da-yı def'a çaremiz, / İttihad etmezse millet, dağıdar eyler beni." Aynı hassasiyeti gösteren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, milletiyle beraber muhteşem Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açmaya gitmeden önce padişahın Fatih'te Sultan Selim Camii haziresinde bulunan türbesini ziyaret etmesi, manidar ve vefalı bir davranış oldu.
İç ve dış düşmanlarımızın alçakça, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'yi işgal teşebbüsüne aziz milletimiz izin vermedi. Şehitler vererek, gazilerini feda ederek meydanlarda ihanet şebekelerini püskürttü. Bu zaferin muazzam buluşması ise 7 Ağustos'ta Yenikapı'da 'vatan buluşması' şeklinde tecelli etti. Meydanda 5 milyon, Türkiye genelinde 10 milyon kişi şahlandı, dünyaya gücünü gösterdi. 15 Temmuz "Şehitler Günü". 7 Ağustos da "Vatan Bayramı" olarak kutlanmalı. Vefat eden ama ardından güzel eserler bırakan herkesi rahmetle anarken bugün de hizmet etmeye devam eden, aziz milletimizin ve kutlu ümmetin biricik ümidi olan devlet adamlarımıza sağlıklı, huzurlu, hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum. Yazıyı Yahya Kemal Beyatlı'nın "Selimnamesi" ile bitirmek güzel olur: "Devr-i Sultan Selu00eem'i yazmak içün / Seyf-i meslu00fbl kıldı hamesini / Halk Yahya Kemal'e rahmet okur / Gu00fbş ederken Selu00eemname'sini"