Alo! Aloo! Alooo!
— Efendim.
— Neden telefonu açmıyorsun?
— Müsait değildim.
— Ben kaza yaptım.
— Eyvah eyvah! Arabaya bir şey
oldu mu? Ciddi bir hasar var mı arabada?
— Yok yok merak etme. Sadece
sağ kapı biraz içeri girdi. Bir de ön çamurluk biraz ezildi. Ha bir de tampon
çatlamış galiba.
— Yahu nasıl bir şey yok. Araba
komple gitmiş. Bir de bir şey yok diyorsun. Yüz defa sana dedim arabayı
dikkatli kullan.
— Suç tamamen karşı
taraftadır diye düşünüyorum.
— Yüz defa sana… La havlevela
kuvvete….
— Ne yapayım. Karşı taraf
acemi ise ben ne yapayım.
— Karşı taraf acemiyseymiş!
— Şimdi suçlu ben mi oldum?
Polis suçu karşı tarafa veriyor, sen ise beni suçluyorsun.
— Umarım bana doğruyu
söylüyorsun. Arabada daha fazla hasar yoktur.
— Be adam. Sen nasıl bir
herifsin. Karıcım sana bir şey oldu mu, çok korktun mu, bir tarafında bir incinme
var mı diyeceğine arabayı sorup duruyorsun.
—
Aman sen de. Kötüye bir şey
olmaz. İyileri de zaten Allah korur. Sen asıl arabadan haber ver.
HHH
— Alo! Aloo! Alooo!
— Efendim karıcım.
— Bey ben kaza yaptım.
— Nerede?
— Evin oradan ana caddeye çıkarken.
— Sen de bir şey yok değil mi.
Sana bir şey olmadı inşallah.
— Yok yok. Sadece göğsüm
direksiyona çarptı biraz sertçe o kadar.
— Umarım çok korkmamışsındır.
Ah canım.
— Çok korktum vallahi. Bir
anda her şey sinema şeridi gibi gözümün önünden geçti.
— Bekle hemen geliyorum. Sana
bir şey olmasın da gerisi önemli değil. Allah daha büyüklerinden korusun.
— Bey!
— Efendim.
— Araba çok hasar gördü. Sana
nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Çok zahmetlerle almıştık bu arabayı.
— Yahu be kadın sana bir şey olmasın
ve karşı tarafın canına zarar gelmesin gerisi gelir. Sen şimdi düşünme bunları.
Hem karşı tarafta da bir şey yoktur inşallah.
— Yok yok. Ama adam biraz
huysuz ve sinirli gibi. Bayan olmazsam vallahi beni dövecek gibi.
— Aman Hanım! Sakin ol ve hemen
polisi ara.
— Aradık zaten. Polis gelmek
üzere.
— Ben de geliyorum.
HHH
— Alo! Aloo! Alooo!
— Ne öyle durmadan çaldırıp
duruyorsun telefonumu. Bilmiyor musun toplantıda olduğumu!
— Ben kaza yaptım.
— Geçmiş olsun.
— Yok yok ama…
— O zaman kendin durumu idare
et. Toplantım devam ediyor. Sonra görüşürüz.
— Adam iş kolik.
Ben burada kaza yaptım diyorum. O toplantım var diyor. Sanki dünyayı
kurtaracak. İnsan bir sorar değil mi: “Karıcım sana bir şey oldu mu, karşı
tarafa bir şey oldu mu. O kadar işlek bir yerde kaza yaptın Allah korusun
vatandaşlara zarar oldu mu. Hadi benden geçtin be adam, malından da mı
evladından da mı geçtin. İnsan bir sormaz mı çocuklara servis çekiyordun
onlarda bir şey yok mu diye. Arabada çok hasar var mı? Karşı taraf nasıl birisi
zararı çok var mı suç kimde…” Nerede bizde o bey. Parayı ve arabayı ver, bütün
işleri yaptır ama problemini de kendin çöz.
HHH
— Alo! Aloo! Alooo!
— Ne var ne var? Alo aloo
allooo?
— Nasıl söylesem?
— Yoksa kaza mı yaptın?
— Öyle bir şey…
— Ne demek öyle bir şey. Ya
kaza yaptın ya da yapmadın.
— Kaza yaptım ama suç karşı
tarafta.
— İyi halt işledin. Bir de suç
da sende olsaydı.
— Ama ne yapayım. Kaza
geliyorum demiyor ki. İnan Bey bütün tedbirleri almıştım.
— Bir şey hariç değil mi…
— Ne o? Yine beni mi
suçlayacaksın.
— Her zamanki gibi yine
telefonla konuşuyordun değil mi, hem de annenle.
— Şey... İnan bu defa
kulaklıkla konuşuyordum. Ama anlayamadım o araba birden nereden çıktı.
— Peki karşı tarafta çok hasar
var mı?
— Hayır. Onun arabası biraz
lüks ve sağlam bir arabaydı ve adam pek umursamadı gitti.
— Yani demek istiyorsun ki
anlayacağın olan bizim arabaya oldu.
— Biraz öyle ama benim
birikmişim var, sana yardımcı olurum tamirinde inşallah.
-Buyur bir de buradan yak.
Birikmişmişi varmış hanımefendinin.
HHH
— Alo! Alo! Alooo! Baba kaza
yaptım.
HHH
— Alo! Alo! Alooo! Patron kaza
yaptım
…..
Ve uzayıp giden kaza yaptım kaygılı cümlesi ve ardından
beklenen cevaplar.
Ne çok çabuk belli ederiz
bu gibi durumlarda kimlik ve karakterimizin rengini vesselam...