Almanya'dan Notlar
Geçen haftadan beri Almanya’dayız. Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius,’’Amerika Birleşik Devletleri’nin güvenlik odağı Hint-Pasifik’e kaydığını’’ söylemişti. Bunun üzerine Alman medyası, bu konu etrafında yoğun olarak tartışıyor. Avrupa’da çıkabilecek yeni askeri tehditlere karşı Pistorius, ‘’Avrupa kendini daha iyi savunabilmesi için hızlanması gerektiğini’’ söyledi.
Pistorius, Alman
Welt Gazetesi’ne verdiği mülakata ‘’Biz
Avrupalılar kendi kıtamızda güvenliği sağlamak için daha fazla taahhütte
bulunmalıyız’’ dedi. Ancak kıtanın kendi silah üretimini arttırmasının
zaman alacağını belirten bakan, ‘’Silahlı
kuvvetler, sanayi ve toplum açısından arayı kapatmak için yaklaşık 5 ile 8
yılımız var’’ diye konuşması, Avrupa’da derin bir endişeye neden oldu.
Alman medyası, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini sürdürmek için
silah üretimini arttırdığını, Baltık ülkeleri, Gürcistan ve Moldova’yı tehdit ettiğini
söylüyor. Bunun üzerine Pistorius, ‘’NATO
savunma planları temelinde doğu kanadını savunmak için kendimizi en iyi nasıl
hazırlayabileceğimizi hesaplamamız gerekiyor’’ dedi. Pistorius’un NATO’nun
doğu kanadı vurgusu altı çizilmesi gereken bir nottur.
Görüldüğü gibi Alman medyası ile Savunma bakanın
açıklamaları birbiriyle örtüşüyor. Belli ki Pistorius’un açıklamalarının
üzerinde düşünülmüş, tartışılmış, kişisel görüşünden çok Alman Devlet politikası
olduğu anlaşılıyor. Bu hususun altını özellikle çizmemizin nedeni, Savunma
Bakanı durup dururken neden ‘’kendimizi
savunmak için hızlanmamız lazım’’ veya neden ‘’5 ile 8 yılımız var’’ desin? Bu, dikkate alınması gereken bir
sorudur.
Nitekim Pistorius, Alman ZDF televizyonuna yaptığı
açıklamada, ‘’Avrupa’da bir savaş
tehdidi olabileceği fikrine alışmalıyız’’ dedi. Köklü bir geçmişi olan
Almanya gibi bir devletin Savunma Bakanın bunları söylemesi, durumun
ciddiyetini gösteriyor.
Dünya, kötü insanların ürettiği çarkların dönüşüne kendini
kaptırmış süratle gidiyor ve bu çarklar birbirini takip ediyor. Bunlar öyle
çarklar ki, birini kaçırdığınız vakit, bir çölün ortasında, trenden atılmış bir
yolcu gibi yapayalnız kalırsınız.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’Türkiye kendi eksenini kuruyor’’ ifadesi,
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Balkanlar’daki diplomatik temasları çok
önemliydi. Bu, Türkiye’nin dönen çarkları çok iyi takip ettiğini gösteriyor. Almanya’dan
bakınca, Türkiye’nin emin ve ehil bir kadro tarafından yönetildiğini çok net
görüyorsunuz.
Erdoğan’ın ‘’Türk
ekseni’’ çıkışı buralarda çok dikkat çektiğinin altını çizerek not etmemiz
gerekir. Televizyonda Yunan aksanı ile konuşan bir adam: ‘’Erdoğan bölgesel ve küresel dengeleri etkilemek için Türk eksenini
kuruyor’’ dedi. Aynı konuşmacıdan aldığım başka bir notta ise, ‘’Amerika dünyadaki bütün önemli
gelişmeleri yönlendirebilme güç, yetenek ve iradeye sahiptir. Ancak Erdoğan’ın
Türkiye’si, Amerika’nın gücüne meydan okuyor’’ diyerek Amerika’yı tahrik
etmeye çalıştığını da not edelim.
Son bir not: Erdoğan’ın şahsında Türkiye ayrı bir ilgiye
mazhar olmuş görünüyor buralarda. Daha başka notlarımız da var ama yeri
geldikçe diğer yazılarımızda paylaşırız inşallah. Şimdilik Almanya’nın
Frankfurt Şehrinden güzel ülkemin güzel insanlarına selam ve sevgiler.