Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ekim 2018

Almanya samimi ise

ABD’nin tasallutundan kurtulmak isteyen ülkelerden biri de Almanya. ABD’nin katılması ile 2. Dünya Savaşı’nı ağır yenilgi alarak kaybeden Almanlar ülkelerini ABD’ye teslim etmek zorunda kaldılar. Bu teslimiyet sonucunda ordusu dağıtılan, asker dahi bulundurma hakkından mahrum bırakılan Almanya savaşın hemen ardından ABD tarafından kalkındırıldı da.

Yukarıdaki tenakuzu fark ettiğinizi biliyorum ama doğru olan bu; ABD Almanya’yı hem teslim aldı hem de kalkınması için gereken teknolojik ve finans desteğinde bulundu. Sadece Almanlara değil, Japonlara da gerekli teknolojik ve dolar desteği vererek atom bombasıyla 250 bin insanını öldürdüğü Japonya’yı kalkındırdı.

Küreselleşme ile alakalı bu hikâye uzun, biz konumuza geçelim.

ABD’nin 10 Ağustos 2018 günü sabaha karşı Türkiye’ye karşı başlattığı dolar operasyonu ile hedefi Türkiye ekonomisini çökertmekti. Kırılgan olan ekonomimiz bu operasyonla ağır bir yara aldı. Bu operasyon başta Almanya olmak üzere Avrupa’yı ciddi anlamda tedirginliğe sevk etti. Çünkü Türkiye ekonomisinin ABD tarafından çökertilmesi ABD’nin daha güçlü bir şekilde AB’ye müdahale etmesini ve akabinde birliğin çökmesini getirebilirdi.

Göz ardı etmememiz gereken önemli bir husus; AB çökerse sadece AB çökmüş olmayacak, ABD Avrupa’ya yeniden büyük üstünlük sağlayacak ve 1940’larda olduğu gibi yeniden ABD hegemonyası ile bütün Avrupa ABD’ye bağlı eyaletlere dönüşecek.

Anlayacağınız ABD’nin asıl “tehdit” olarak belirlediği güç ne Rusya ne de Çin’dir, asıl tehdit AB’dir. AB deyince de iki ülke akla geliyor; Almanya ve Fransa. ABD Trump ile bu ülkeleri rakip değil “ekonomik düşman” olarak ilan etti. AB ile ABD arasında dünya ticaretinde sahip oldukları pay sürekli ABD aleyhine değişiyor. Bunun neticesinde Amerika’nın 1940’larda, 1950’lerde dünya ticaretinde sahip olduğu pay yarıya düşmüş durumda ve bu durum ABD hegemonyasının sonuna gelindiğini gösteriyor.

ABD, Almanya ve Fransa’nın AB’den aldığı güçle kıta Avrupa’sında kendisine daha ciddi sorunlar çıkarabileceğini biliyor. Hem Almanya Ortadoğu ile bugün değil, ikinci dünya savaşı sırasında tanklarının bir kısmını Libya çöllerine gönderirken ilgileniyordu. Almanya’nın bölgeye bu ilgisi ABD için kabul edilebilir bir durum değil.

Demem o ki ABD Almanya’nın güçlenmesini kendisi için “tehdit” olarak görmektedir. Bu tehdidi bertaraf etmek için ABD’nin cebr de dahil her yola başvuracağından şüphe duymuyorum.

Peki, Almanya bunu bilmiyor mu?

Ben bildiğime göre bu soru abes kaçar, tabi ki Almanya bunun farkında, işte bu yüzden Almanya bu süreçte bizi desteklemek zorunda kaldı. Çünkü batırdığı bir Türk ekonomisi ile ABD’nin kıta Avrupa’sında sağlayacağı avantaj ve üstünlüğün Almanya ve Avrupa ülkelerine faturası ağır olur.

O zaman Almanya bu süreci doğru okuyor ve gerekli adımları atıyor; Türkiye ile bozulan ilişkileri düzeltmek için sıcak mesajlar veriyor, Türkiye ile her alanda ilişkileri ilerletmek isteğini dile getiriyor.

Ancak,

Almanya güven vermiyor. Almanya en zor zamanlarda Türkiye’nin başı beladan kurtulmasın diye PKK’dan DHKP-C’ye, DEAŞ’a varana dek bütün terör örgütleri ile ittifak yaptı. Türkiye’nin şiddet ve terör sarmalından kurtulmaması için 30 yıl boyunca PKK’ya mayında otomatik silaha kadar her türlü desteği sundu. DEAŞ ile girdiği kirli ilişkiyi bilmeyen yok, DHKP-C’ye verdiği destek ortada.

Bunlar bir yana,

Daha 2 yıl 4 ay önce bu ülkede darbe teşebbüsünde bulunarak 250 vatandaşımızı şehid eden FETÖ elemanlarını ve bunların akıl babalarını Almanya kendi ülkesinde barındırıyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Almanya ziyaretinde dile getirdi, bunların isimlerini, adreslerini verdik. Aralarında Adil Öksüz’ün de bulunduğu 136 kişilik listede darbeye direkt karışmış generaller var.

Öncelikle Almanya bunları yargılanmak üzere Türkiye’ye teslim etmeli. Alman hükûmeti Türkiye ile ekonomide iyi, terör konusunda kötü olmayı tercih edecekse bunun ilişkileri düzeltmeye yetmeyeceği gibi bu bugünleri arar hale getireceğini bilmelidir.