Almanya niçin tutuştu?
FETÖ'cülerin ve PKK'lıların çoğu Almanya'ya ya da Almanya'nın periferisindeki ülkelere firar etti, orada ellerini kollarını sallayarak yaşıyorlar. Almanya, hinterlandındaki ülkeleri ablukasına almıştır ve oralarda Almanya'dan habersiz kuş uçuramazlar.
AB üyesi pek çok ülke de Almanya'nın 'derin' gölgesini üzerinde hisseder. Hele Avusturya, İsviçre, Hollanda, Danimarka, Belçika, Hırvatistan ve Yunanistan gibi ülkelerin Almanlardan "bağımsız" dış politika geliştirmesi neredeyse imkansızdır.
***
15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından yüzlerce FETÖ'cü Almanya, İsveç, Hollanda, Yunanistan, Belçika gibi ülkelere firar ederek siyasi sığınma talebinde bulundu.
Almanya'nın ve kontrolündeki ülkelerin FETÖ'cü hainlere ve Can Dündar gibi FETÖ kontrolünde devlet sırlarını faş edenlere kol kanat germesi, son günlerde Türkiye'den gelen yöneticilere karşı ırkçı, faşist ve nazist tavırlar takınması birbirinden bağımsız düşünülemez.
***
Örneğin NSU cinayetleri. Sekizi Türk, biri Yunan, biri Alman olmak üzere 10 kişinin ölümüne sebep olan ırkçı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün üzerindeki sis perdesi de hala kalkmadı. Aslında bizim için kalktı. Çünkü NSU içinde en az 20 kişinin Alman istihbaratına çalıştığı ve bir tanesinin de Berlin Eyalet Emniyet Müdürlüğünde görevli olduğu ortaya çıkmıştı. Dava başladıktan sadece birkaç gün sonra istihbaratta yüzlerce belge, bilgi imha edildi ve bu dosyaları imha edenler de 'nedense' tespit edilemedi.
NSU Cinayetleri için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu toplantılarına katılan Berlin Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) Sözcüsü İlker Duyan,'NSU cinayetleri Alman derin devletinin işi' diyerek, cinayetlerde kurumsal bir ırkçılığın ve bağlantılarının olduğu konusunda kanıtların olduğunu açıklamıştı.
Türkiye'den giden gazetecilere bile duruşmaları izleme izni verilmedi. Alman medyası da sürekli "basit bir ırkçı grubun işi" yönünde haberler yaparak kendi devletini aklamaya çalıştı.
***
Almanya bağlantılı çok ilginç bir haber de son günlerde Türkiye'de yaşandı. Gazeteci kılıklı PKK propagandisti Deniz Yücel tutuklandı. Cezaevine gönderilen Alman DieWelt Gazetesi Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel için Almanya Başbakanı ve Adalet Bakanı devreye girip serbest bırakılmasını istedi. Merkel, açık açık "Deniz Yücel'i serbest bırakın" dedi.
Sürekli Kandil'e gidip PKK elebaşları ile görüşen, Gezi kalkışmasının ardından bu konuda kitap yazan ve her fırsatta Türkiye'ye düşmanlık besleyen Yücel'in PKK'lı olduğunu bilmeyen yok.
Ancak daha ilginci şu ki, Almanya'nın İstanbul Konsolosluğu iki ay önce Yücel için "kayıp" ihbarında bulunmasına rağmen Yücel'in iki ay boyunca konsoloslukta saklandığı ortaya çıktı.
Bir insanı hem saklayıp hem de 'kayıp' ihbarında bulunmak tam 'derin istihbarat' aklı gerektiren bir olay. 'Kayıp' dedikleri kişiyi konsolosluktan çıkarıp acilen Almanya'ya uçuracakken, Türk Emniyeti başarılı bir operasyonla Yücel'i kıskıvrak yakaladı.
Merkel'in bile "bırakın" diye devreye girdiği Deniz Yücel için kafalardaki soru şu: Yoksa Deniz Yücel çok şeyler bildiği için Almanya için önemli bir istihbarat ajanı mı?
***
Önceki gün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Federal Almanya Adalet Bakanı HeikoMaas'ın, PKK terör örgütü propagandası yapmaktan tutuklanan DieWelt Muhabiri Deniz Yücel'in serbest bırakılmasını isteyen mektubuna cevap verdi.
Bozdağ, "Türk milleti zor günlerde yanında olmayanları unutmayacaktır. Federal Almanya Adalet Bakanı olarak siz, mahkemelere talimat veriyor olabilirsiniz ancak, Türkiye'de benim Adalet Bakanı olarak böyle bir yetkim bulunmamaktadır" ifadelerine yer verdi.
Sadece kendini 'demokratik' ve 'hukuk devleti' olarak gören Alman yetkililerin suratı köseleden değilse umarım bu cevap hakkında birazcık yüzleri kızarmıştıru2026