Almanya Astek Kitap Fuarı
Yüreğimdeki hasret ve gurbet kelimelerinin anlamını yeniden gözden geçirerek büyük bir heyecanla Almanya Duisburg 'da yapılan Astek kitap fuarına yol aldım.
İlk kez
yaşadığım Avrupa deneyimi bana neler yaşatacaktı bilemiyordum.
Köln’e iniş
ve orayı kısa bir geziyle başlayan yolculuk gurbetin rengini sinemde tutturmaya
çalışsa da ben niyetimi halis bir şekilde tutup dua ederek yola koyulmuştum.
Yolu yol
yapan yolcudur. Ben de hak ve hakikat yolculuğumuzu dünya yollarına bağlayarak yürüdüm.
Kolay bir yolculuk oldu çok şükür.
Kalbimi
cilaladım gitmeden önce . Ruhumun renklerini tek tek gözden geçirdim. Buluştuğum
sevgili yavrularımıza, gençlerimize ebeveynlerimize ilham olmalı ve ilham almalıyım
.
Fuar;
kitapların imzası ve gelen kitapseverlerle muhabbet mekânı olsa da gönülce
bağların kurulduğu, kitap dostluğu ile ömre sunulan hayırlı amellerin de
mekanıdır.
Bir hafta
boyunca kitap imza ettiğim çocuk, genç, hanım, bey, dede, nine herkesle sohbet
etmeye çalıştım.
Gözlerine
baktım, gönül dünyalarına süzülen kelimelerin yüze yansıyan anlamını bulmaya
çalıştım.
Çünkü oranın
adı gurbetti.
Orada
gözyaşının akışı farklıydı. Memleket hasretini sinelerinde bir kurşun gibi
taşıyan yetişkinler yavrularına Türkçe öğretmek, Türkçe konuşma devamlılığı
sağlamak için çok mücadele veriyorlardı. Bu gayrete şahit olmak ne güzeldi.
“Hızır”adı
verdiğim Kadriye Can hanımefendi orada mihmandarlık yaptı bana. Kuş gibi oradan
oraya uçurdu beni. Yabancı ellerde
değildim sanki .Aracını kendi kullanan, her
işini kendi yapan yiğit kadın, gurbette benim elim ayağım oldu.
Bir derdi
vardı onunda “gurbet yabancı ama,çocuklar değerlerine yabancı büyümesinler.’’
Güzelliklerin farkına varmaları için çaba sarfeden bu hanımefendi benimle
çocuklara gençlere sevgimi görünce ‘’kaç
çocuğa kaç aileye ulaşabiliriz’’ derdiyle beni Almanya’da en güzel şekilde
ağırladı.
Zaman
lehimize işledi. Fuarda olmam gereken saatlerde fuarda yavrularımızla,
ailelerle tanıştık. Kitap üzere sohbet ettik.
Onların
derdini dinledim, sevincine ortak oldum.
Çünkü
orda bir kitap fuarı açılmış olması çok önemli bir kültürel faaliyetti. Aileler
uzak yakın demeden toplanıp toplanıp geliyorlardı.
Bir arada
olmaları için başka bir vesile idi ortam.
Stantta sohbetlerimiz,
imza ve kitap üzere muhabbetlerimiz bizi gönülce de bağladı. Çocukların hep
Almanca kitap okumak istemeleri onlar için sıkıntı idi elbet.
İki dili,
iki okumayı birlikte götürebilmeleri, millî manevi değerler hassasiyetini
içselleştirebilmeleri noktasında fikir alışverişinde bulunduk.
Evlat,
aile hassasiyeti çok hoşuma gitti.
Hele de Türkiye’den
onlar için giden yazarlar gönüllerini bambaşka ışıtmıştı.
Samimi kucaklaşmaları,
içten ikramlarını yazmaya sözcük yetmez. Değerli yazarlarımızdan Bahadır Yenişehirlioğlu’nu,
Necati Demirci‘yi, Adem Efiloğlu, Ebru Elmaskeser’i görme muhabbet etme
imkanları bulduk.
Mine İzgi yazarımın
oradaki kucaklama ruhu da unutamayacağım anılar arasına girdi.
Kitapla
başlayan yolculuk ruhların kaynaşması, programlar zinciri şeklinde nice
güzelliği beraberinde getirdi.
Kendi
standımda Almanya’da yaşayan İlyas Özbay hocamın ev sahipliği gurbetin sıcak
yüzüydü.Ömer Sayın İlkay hocam, genç yazarımız Efsa Dilan dostluğa eklenen
halkalar olurken Avrupa Yazarlar Birliği yöneticileri ile tanışmak oralarda Türkiye
bağlantılı kültürel etkinliklerin de zemini olabilecekti.
Almanya ‘da
yaşadığımız en büyük güzellikler cami programlarıydı. Caminin kullanımı beni
çok etkiledi.Bir sonraki yazımızda ondan bahsedeceğim inşallah.Astek kitap
fuarı vesilesiyle yurttaşlarımızla oluşan gönül bağı,onlar için nice çabayı da
beraberinde getirecek benim hayatımda. Hareket bereketti vesselam
...