Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Haziran 2016

Almanlar Cumhurbaşkanlarının ismini Tayyip Erdoğan kadar bilirler mi?

Alman Parlamentosu uluslararası arenada Türkiye'yi sıkıştırmak, dünya Ermeni diasporasına şirin gözükmek için sözde soykırım yasasını kabul etti. Hem de Türkiye kökenli milletvekillerinin teklifi ile. Yani bir yandan seni kesen baltanın sapı senden diyor yani.

Alman Parlamentosu belki tarihinde ilk defa oy birliği ile aldığı bu kararla en büyük kırılmayı yaşayacak. Bu olay dolayısıyla kulaklarımızı Almanya'da ki gelişmelere de diktik. O nedenle gözlemlerine güvendiğimiz dostlarla değişik iletişim araçları ile sohbet edip nabız yoklamaya çalışıyoruz.

İngiltere'de bir dostum var. Türk Edebiyatı üzerine önce mastır yaptı. Şimdi de doktora yapıyor. Dostum dedimse öyle sıradan değil. Çünkü Babası ile Balıkesir'de İmam Hatip Lisesi'nde aynı sınıfta beraber okuduk. Yıllar sonra yurtdışı konusu gelince oğlu ile de tanıştık. Bu tanışıklık dostluğa dönüştü. Akıllı ve gözlemleri güzel. Mesela geçen yıl İskoçların bağımsızlık oylamasında ki gelişmeleri ondan takip ettim. İngiliz Kraliçesinin bir seçim günü ve oy verilirken 'hayır' oyu kullanın diye İskoçya da miting düzenlediğini bu dostumdan öğrendim. İngiltere'de de hiç kimse ortaya çıkıp bu durumu eleştirmedi. Demokrasi dışı ve baskı diye de yorumlamadı. Hatta İskoçlar bağımsızlığa doğru kayıyordu. Bu mitingle işi tersine bile çevirdi.

Bu dostumun ismi Faruk. Faruk bugünlerde sık sık Almanya'ya gelip gidiyor. Çünkü doktora tezinin bir kısım belgelerini Alman kütüphanelerinden topluyor.

Alman Parlamentosu'nun bu garip kararı sonrası Faruk'u yine Almanya'da buldum. Sosyal medya üzerinden zaman zaman sohbet ederiz. Yasa sonrası nabzı sordum. 'Pek bir ses yok. Ortalık sakin. Türkler unutmuş gibi. Almanlardan da pek bir hareket yok. Sadece alınan bir karar oldu. Pratikte yansıması olmadı' dedi. Fakat "Konuştuğum Almanlarda alınan kararın mantıklı olmadığının farkında. Bayram değil seyran değil. Durduk yere neden çıktığını anlamamışlar. En azından benim görüştüğüm birkaç Alman" diyor Faruk. Ve ekliyor normal Almanların mülteci korkusunun tekrar başladığını ve bu nedenle Türkiye ile arasını iyi tutması gerektiğine dikkat çekiyor. Birde Almanların dikkatini çeken bu yasayı neden bir Türk vekilin gündeme getirdiği.

Son durumu almak için gece yine sohbet ettik Faruk ile. Normal vatandaş arasında yine çok fazla bu karar gündemde yok. Fakat değişik biçimlerde yansımaları olduğunu anlıyorum. En önemli yansıması da Ramazan iftarlarında yaşanıyor. Faruk'un aktardığından anlaşılan Almanya'da devlet baskısı çok ciddi. Her yıl Ramazan'da Milli Görüş'ün düzenlediği iftar organizasyonlarına Alman milletvekilleri, Eyalet Başkanları, Belediye Başkanı gibi siyasetçilerden hep üst düzeyde katılım olurmuş. Fakat bu yıl hiç kimse bu iftar organizasyonlarına katılmayı kabul etmemiş. Bunun son Ermeni tasarısından dolayı olduğunu vurguluyor.

Mesela bugün Bavyeral Eyaletinin Başkenti Münih'te iftar var. Daha önceki yıllarda katılan Alman siyasetçiler gelecek mi? Alman siyasetçilerinin katılmaması çok ciddi bir baskının Almanya'da oluştuğu şeklinde yorumlanıyor.

Aynı durum aybaşında da yaşandığı görülüyor. Bürokrasiden bir dostum geçen haftalarda Almanya'da idi. İstanbul'un Fethi programları için gitmişti. O da aktardı. Alman Polisi'nin çok ciddi bir baskı ve taciz politikasına şahit olmuş. Bu dostumda diyor ki Almanya'da kendilerine Osmanlılar denilen bir grup var. Bu grup bir programa katılmak için bulundukları yere geldiklerinde Alman polisi adım adım takip etmiş. Sayıları 60'ı bulan bu grubun bir cafeye oturması üzerine masa masa yakın markaja almışlar. Adeta olay çıkarsınlar diye beklemişler. Olay Berlin'de geçiyor. O Bürokrat dostum şunu da ifade etmeden geçemiyor; " Almanlar kendi Cumhurbaşkanlarının ismini bilmezlerken Recep Tayyip Erdoğan'ın adını çok iyi biliyorlar. Çünkü Alman iletişim kanalları her gün Erdoğan'I kötülemekle meşgul'

Yaşananlara bakılırsa Almanya devletin psikolojik terörü ile Türkleri baskı altına almaya çalışıyor. Alman kamuoyunun hiçbir şekilde destek vermediği anlaşılan Ermeni yasasının handikabını Alman devleti baskı ile kapatmak istiyor.

Şimdi soracaksınız. Neden Almanya bu kadar agresifleşti? Almanya maddiyatçıdır. Menfaatine halal geldiğinde çıldırır. İki yıl sonra Türkiye İstanbul'da dünyanın en büyük Havaalanını tamamlıyor. Bu hava alanı Almanya'nın ciddi bir gelirini kesecek. Bakü Petrolleri ve doğalgazını Avrupa'ya taşıyacak boru hatları da tamamlanıyor. Rusya üzerinden Avrupa ya ulaşan doğalgazın pek bir önemi kalmayacak. Silah sektöründe Almanların mübadillerini üretiyoruz. Almanların yolunacak bütün kazları elinden gidiyor yani.

Cuma'nın bereketi Ramazan'ın rahmeti üzerinize olsun