"Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun!..-3"
İslam ahlakında doğruluk ve sadakat; sağlam insan onurunun ve
sağlıklı toplum yapısının vazgeçilmez şartlarından biri olarak kabul edilmiş olup
insanın kendi kişiliğine karşı en önemli görevleri arasında gösterilmiştir.
Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun (emirlerine
bağlanın, yasaklarından sakının) ve doğru söz söyleyin!” (Ahzab 70)
“Ey İman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun!” (Tevbe
119)
“Rabbimiz Allah’tır deyip
sonra dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir!” (Ahkaf
13)
“Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle
onlar için acıklı bir azap vardır!” (Bakara 10)
“Rabbimiz Allah’tır, deyip sonra da istikamet üzere, doğru yolda
yürüyenler yok mu, işte onların yanına melekler inip: Hiç endişe etmeyin, hiç
üzülmeyin ve size vaad edilen cennetle sevinin, derler.” (Fussilet
30)
Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve
sellem de doğruluğu sürekli vurgulamış ve doğru kimseler olmamızı istemiştir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve
işte) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar.”(Tirmizi)
Efendimiz aleyhisselam, kendisinden güzel bir nasihat isteyen
kişiye de şöyle buyurmuştur: “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!”
(Müslim)
Doğruluk çok çok önemlidir. Çünkü:
Doğruluk,
güvenilirliktir.
Doğruluk,
aldatmamaktır.
Doğruluk,
daima hakkın ve haklının yanında olmaktır.
Doğruluk,
yalan ve sahtecilikten uzak durmaktır.
Doğruluk, erdemli
yaşamdır.
Doğruluk,
haktır, adalettir.
Doğruluk,
gerçekçi ve inandırıcı olmaktır.
Doğruluk,
özü ve sözü bir olmaktır.
Doğruluk,
sorumlu davranmaktır.
Doğruluk,
vefalı olmaktır.
Doğruluk,
açık sözlülük ve açık yürekliliktir.
Doğruluk,
başkasının acısını paylaşabilmektir.
Doğruluk,
emanete sahip çıkmaktır.
Doğruluk,
içten ve doğal olmaktır.
Doğruluk,
sağlam karakterli olmaktır.
Doğruluk,
fedakârlıktır.
Doğruluk,
yüce değerlerden taviz vermemektir.
Doğruluk,
haksızlığa izin vermemektir.
Doğruluk,
gerçekleri göz ardı etmemektir.
Doğruluk,
ayrımcılık yapmamaktır.
Doğruluk,
tüm bunların toplamı ve daha fazlasıdır.
Doğruluğun bu kadar önemli olmasının sebebi; hayatın bütün
alanlarında, insanın ilişkili bulunduğu bütün kişi ve çevrelere karşı her türlü
tutum ve davranışlarında aranan en mühim faziletlerden biri olmasından
kaynaklanmaktadır.
Dürüstlükle uyuşmayan, dolayısıyla insanın onurunu aşındıran
kötülüklerin başında yalan gelir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“Şu kesindir ki münâfıklar cehennemin en alt katındadırlar. Onları
oradan kurtaracak bir yardımcı da bulamazsın!” (Nisa 145)
Anglikan kilisenin Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’ye kurumuna sorduğu;
“İslam, fikre ve hayata ne vermiştir,” sorusuna; bir İslâm âlimi tek bir cümle ile
şu cevabı vermiştir: “İslam; fikre tevhid, hayata istikamet vermiştir.”
Doğruluk, müslümanlığın ruhu gibidir. Bir insan Allah’a iman eder,
bununla beraber kalbini, işini ve sözünü doğrultur ve doğru yolu tutarsa artık
o insan selameti bulmuş, demektir. Dünya ve ahirette onun için korku ve keder
yoktur. Çünkü tam manasıyla iman eden ve istikameti elden bırakmayan bir insan,
şüphe yok ki dinin ruhunu elde etmiş, demektir.
Doğru söylemek, toplumsal hayatın ve sosyal ilişkilerin temel
taşlarından biridir. Bu sebeple İslamî kaynaklarda, ahlakî konular arasında
doğruluğa özel bir önem verilmiştir.
İslamda doğruluğun, ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu
anlamak için Kuran-ı kerime bakmak yeterlidir. Kuran-ı kerimde nerede bir
peygamber övülmek istenmişse, onun çeşitli sıfatları içerisinde özellikle
doğruluğuna temas edilmiştir. Mesela Hazret-i İbrahim, Hazret-i Yusuf, Hazret-i
İsmail ve Hazret-i İdris bununla tavsif edilmiştir. Kısacası, İslamî
kaynaklarda peygamberler ve evliyaullahtan söz edilirken doğruluk, onların seçkin
kişiliklerinin en bariz özelliği olarak zikredilmiştir. Mesela bu ümmetin en
büyük ferdi olan Hazret-i Ebubekir’in lakabı ve şöhreti; dosdoğru manasında ‘sıddık’tır.
Doğru olmanın bazı sebepleri vardır şöyle ki:
Akıl: Doğruluğun sebeplerinden biri akıldır. Çünkü
akıl, yalanın çirkinliğini bilir.
Din: Doğruluğun ikinci sebebi dindir. Din,
doğruluğa bağlı kalmayı ve yalancılıktan sakınmayı emreder.
Mürüvvet: Mürüvvet yani yiğitlik, yalancılığı
yasaklamakta ve kişiyi doğru olmaya sevk etmektedir.
(Devamı haftaya…)