Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2507.78
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Şubat 2023

Allah'ın sevdiği kullar…

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tîn; 4) diye buyuran Yüce Allah, güzel bir biçimde yarattığı insanın dünyadaki görevlerini de bildirmiştir. Çünkü insan yeryüzünde halife olarak görevlendirilmiş, bu da yeryüzünü imar ve ıslah görevi olup bu görevin gerektirdiği güçlerle de donatılmıştır. Bu görevi de nesiller boyunca kıyamete kadar devam edecektir. İyiliği ve kötülüğü kavrayıp bunlardan birini seçme yeteneği ile donatılmış olan insanın imtihanı bu seçimle başlar ve geçici dünya hayatını ebedi hayatın bir tarlası olarak görür. Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de bu imtihanı kazanan sevdiği kullarının özelliklerini şöyle sıralar.

“Şüphesiz Allah güzel davrananları sever.” (Âl-i İmrân; 148) Dünyayı imarla görevlendirilen ve yaratanı unutmaması gereken insan her şeyden önce işini en güzel bir biçimde yapmalıdır. Güzel olan insana güzel işler yakışır. Dünyada işini güzel yapanları Allah hem sever hem de ahiret hayatlarını mamur eder. İşini güzel yapan insanlar başkaları ile de güzel geçinir ve onlara iyi muamelede bulunur. Bu anlayış toplumda barışı ihdas eder.

“Şüphesiz Allah çok temizlenenleri sever.” (Bakara; 222) Temizlik imanın yarısıdır diye kabul ederiz. Bu temizlik her ne kadar fiziki temizliği kapsıyorsa da insana yakışan dış temizliği kadar kalbinin de temiz olmasıdır. Dış temizlikle insan birçok maddi hastalıktan korunduğu gibi iç temizlikle de manevi hastalıklardan korunur. İçiyle ve dışıyla temiz olanları Allah da sever.

“Şüphesiz Allah sakınanları sever.” (Âl-i İmrân; 76) Haram ve helal bellidir. Kişi haramlardan sakınır ve helal çerçevesi içinde hayatını yaşarsa asli görevini yerine getirmiş olur. “Kalû bela” da Allah’a söz veren kişi bu sözüne sadık kalırsa vefalı olur. Takva sahibi olmak da onun yaşarken ki görevlerindendir. Vefa ve takva bütün erdemlerin temelidir. Her kim bu iki hasleti kuşanırsa Allah’ın sevgisine mazhar olur.

“Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” (Âl-i İmrân; 159) İnsan her şeyden önce Allah’a samimi bir şekilde iman etmeli ve sonra da teslim olmalıdır. Yani kişi Allah’a samimi güven ve bu güvenin verdiği tükenmez ümidin iman hali içinde olmalıdır. Çünkü Allah bize yeter, O’ndan başka ilah yoktur ve biz yalnız O’na güvenip dayanırız. Bu duygularla hayatını idame ettiren kulların sevgilisi onları yaratan Allah olur. Sevgilisi ve güvencesi Allah olanın da hiçbir şeyden korkusu olmaz.

“Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever.” (Bakara; 222) Her an hata yapabilme durumunda olan insan bu zaafını bilerek yaşamalı ve yaptığı veya yapabileceği hatalardan dolayı af dilemelidir. Tövbe Müslümana verilmiş en güzel hediyedir. Kendini her an temizleme fırsatıdır tövbe. Yüce yaratana karşı her an tövbe içinde olan kulları Allah her haliyle sever.

“Şüphesiz Allah sabredenleri sever.” (Âl-i İmrân; 146) Sabretmek bu erdeme sahip olanlar için çok hayırlı bir davranıştır. Kur’an’da sabırlı davrananlar yüceltilmekte ve onlara verilecek mükâfatlar anlatılmaktadır. Allah insanları çeşitli vesilelerle imtihan eder. Çeşitli musibetlerle sınanan insan bu musibetleri sabırla karşılar ve Allah’a teslimiyetini gösterirse dünyada Allah’ın sevdiği kul olur, Allah’ın lütfuna, rahmetine ve ebedî kurtuluşa erer.

“Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.” (Mâide; 42) Kul hidayete hak sayesinde ulaşır. Adalet de hakka uymakla olur. Kur’an-ı Kerîm’e göre adâletin ölçüsü yahut dayanağı hakkaniyettir. Kâinatın her alanında var olan nizamı insanlar kendi aralarında da kurmalılar. Sosyal bir varlık olan insan bu şartlar dâhilinde yaşamalıdır. Sağlıklı bir cemiyet yapısı adalet ilkelerine uymakla orantılıdır. Allah adildir ve adil olanları da sever.

Allah’ın sevdiği kullarından olabilmek ümidiyle…