Allah'ın ipine sımsıkı sarılan birlik
“Haydi, birlik olalım” sözü, sorunların çözümünde niyet olarak, başlangıç olarak gayet tabi makul ve doğru bir kelamdır. Siyasi sorunlarımız, iktisadi sorunlarımız, dini sorunlarımız, güvenlik sorunlarımız gibi sorunlarımızla beraber küçük küçük de binlerce sorunumuz var.
Bu sorunların
bazıları toplumsal, bazıları ise kurumsal sorunlar. Haliyle bu sorunları hem
toplum hem de kurumlar eliyle çözmeniz lazım. İnsanınız, toplumunuz ve
kurumlarınızın kalitesini birken beş, beşken yüz, bin yapmanız gerekiyor.
Bu kaliteyi
arttırabilmenizin yegâne yolu, BİRLİK kurabilmek ve hakkıyla çalıştırabilmekten
geçiyor. Bunu sağladığınızda ise maaşlarınızın arttığını, imanınızın arttığını,
ahlakınızın arttığını dolayısıyla yaşam kalitenizin arttığını gayet rahatlıkla
görürsünüz.
Tüm bu toplumsal ve
kurumsal birlikleri kurmadan evvela “KURMANIZ
GEREKEN EN ÖNCELİKLİ BİRLİK, SİYASİ BİRLİKTİR.”
Bir ülkenin siyasi
birliği tam değilse diğer toplumsal ve kurumsal birlikler, yetersizdir,
kalitesizdir. Fetret devri ne demek istediğimizi gayet iyi izah eder, Amerika
Birleşik Devletlerinin hem kendi ülkesini hem de dünyayı yönetme şekli gayet
iyi izah eder.
Fetret devri,
toplumsal birlikler ve kurumsal birlikler yerli yerinde kalmasına rağmen siyasi
birliğin olmaması sebebiyle Osmanlı’ya koca bir on bir yıl kaybettirmiş, başta
İstanbul fethi olmak üzere tüm fetihleri geciktirmiştir.
Yine Amerika Birleşik
Devletlerinde hangi siyasi partiden veya kim olursa olsun Birliklerinin yani devletlerinin yapısı değişmez, gerek sözlü
gerekse fiili dünya politikaları aynı kalır.
Osmanlı, Siyasi
Birliğin olmayışına, Amerika Birleşik Devletleri ise oluşuna çok iyi örnektir.
Bu iki örnek siyasi
ve sosyal tarih açısından iyi tahlil edilirse BİRLİK olunduğunda neler kazandırabilir, olunmadığında neler kaybettirebilir
gayet iyi izah eder.
Birlik kurmak demek
önce insanın kendi iç dünyasında sonra toplumun iç dinamiklerinde nefs
terbiyesi yapması demektir. Yani “Kendini
öldür, kardeşin ve milletin için yaşa” idealinde olmak demektir.
Elbette paranız olacaktır.
Eviniz, arabanız olacaktır. Huzurunuz olacaktır. Ama bunlar olurken
kardeşlerinizde de olmalıdır. Nefs terbiyesi yaptığınız için hem kendinizi
olduracak hem de kardeşlerinizi olduracaksınızdır.
Siz, eğer böyle nefs
terbiyesi yapmayan insan ve toplum oldukça akıl ve ahlakınız yerine nefsiniz
hâkimiyet kuracak, size ve ülkenize ait her ne varsa kötü yönde müdahil
olacaktır. Ve elinizde avucunuzda maddi manevi ne varsa hepsini bozacaktır.
Armudun sapı diyecek bozacaktır. Üzümün çöpü diyecek bozacaktır. Ama o esmer
diyecek yıkacaktır. Ama o kısa boylu diyecek yıkacaktır.
Bir birliğin de tam
olabilmesi için, tam kaliteli olması için nefs terbiyesi yapan düzende “ALLAH’IN İPİNE SIKI SIKI SARILMASI” gerekir.
AKILLILAR VE BİLGELER BİRLİK KURAR,
AKILSIZLAR VE CAHİLLER BİRLİK BOZAR.
O yüzden ülkenizde
cahilliği ve akılsızlığı en aza indirmek için yüksek ter ve kuvvetli bir gayret
göstermelisiniz.
O yüzden ülkenizdeki
akıllı ve bilgelerin sayısını ziyadesiyle arttırmak için önce SİYASİ BİRLİK kurmak sonrasında ise
toplumsal ve kurumsal birlik sayısını yeter sayıya ulaştırmalısınız.
Yoksa camilerde edilen dua ve vaazlar, meydanlarda ve
okullarda atılan nutuklar kuru bir kelamdan öteye geçmez, ülkeniz de yerinde
sayarak ilerlemez ve tefrika asla sona ermez.