Allah'ı, kitabı iyi tanıyın!
Kendilerinin de ideolojilerinin de ahı gitmiş vahı kalmış.
İnsan üzülüyor bazen, bu çaresizliklerine.
Bazen de kendi kendilerini tüketen hırçın öfkelerine şaşıyor insan!
Yoksunluk sendromu yaşıyorlar.
İnandıkları değerler, bugüne dek hiç mi hiç tanıyamadıkları halk tarafından alaşağı edildikçe, neye tutunacaklarını bilmiyorlar!
***
Yoksunluk yaşadıkça ya halka sövüyorlar ya seçtiklerine ya da halkın değerlerine!
Kaybettiklerini gördükçe irrasyonel kelamlar fışkırıyor ağızlarından.
Tartmayı, ölçmeyi, mizanı da kaybediyorlar.
İkame edecek değerleri de yok.
Mesela Atatürk'ün yerine hangi inanç değerini koyabilirler ki?
Haşa akıllarından bile geçiremezler böyle bir şeyi!
Rejimleri, sistemleri, kısacası "inançları" ellerinin altından kayıyor.
Afallamaktan, şaşırmaktan ve sövmekten başka bir şey gelmiyor ellerinden.
Ne kadar acıklı ve ne kadar acınılası bir durum.
***
Yılların eskitemediği tiyatrocu Gülriz Sururi'yi son on yıl eskitti örneğin.
Son on yıl çarptı onu, yıprattı, feleğini şaşırttı.
Babamın doğduğu yıl olan 1942'de o İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahneye çıkmış.
"Nutuk, benim için, dünyaya inmiş son kitaptır" diyor şimdi.
Burada kalsa iyi devam ediyor: "AKP iktidara gelmeden önce ne Kürt sorunumuz vardı gündemde, ne Kıbrıs sorunu, ne ekonomi sorunu, ne tesettür. Sulh ve sükun içinde yaşıyorduk."
İrrasyoneller demem bundan.
***
Peki yüzde 25 oy alan CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu'nun Gülriz Sururi'den kalır yanı var mı?
O da hem Grup'ta hem de sosyal medyada Başbakan Erdoğan'a karşı aynen şöyle dedi: "Hadi, Mustafa Kemal Atatürk`ten korkmuyorsun, utanmıyorsun diyelim, bari Allah`tan kork."
Kılıçdaroğlu'nun haşa Allah (CC) ile Atatürk arasında kurduğu hiyerarşiyi görüyor musunuz? Atatürk daha yukarıda(!) Tövbe tövbe.
***
O yüzden ısrarla aynı şeyi söylüyoruz; Allah'ı (CC), Kitab'ı iyi tanımak lazım.
Yoksa Allah muhafaza, öyle bir sille yer ki insan, rezil olduğunu bile anlayamaz!