Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2963.61
BIST 100
9660.67
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Şubat 2014

ALLAH'A TWEET ATTIM

Kur'an-ı Kerim'in aslında dikkat çektiği konulardan birisi "Allah" ile aldatmaktır. (Mesela bkz. 35/Fatır, 5-6) Dinlerin önemli bir meşruiyet kaynağı olması, Allah ile aldatmanın temel zeminini oluşturuyor diyebiliriz. Tarih boyunca da dikkat ederseniz, nice yanlış yollara Allah adının meşruiyet sağladığını; farklı iktidar taleplerinin nasıl da Allah ile kitleleri aldatmaya çalıştığını görebilirsiniz.

İslam tarihinde doğrusu bunun erken örneği herhalde Hariciler olsa gerektir. Hariciler, "Hüküm Allah'ındır" mottosu üzerinden ne kadar da manipüle edici bir tarzda Allah ile aldatmaya çalışmanın ilk nüveleri olmuşlardı. Hz. Ali (RA), Haricilerin bu sözünü duyunca, "kendisiyle batılın istendiği doğru bir söz" (Bkz. Hz. Ali, Nehcü'l-Belağa, s. 361) karşılığını vermiştir. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli boyut, doğru bir sözün bir batıl için araçsallaştırılması meselesidir.

Toplum içerisinde insanlar, Allah'dan (CC) ilham almak, Hz. Peygamber'le (SAV) konuşmak gibi meselelere geleneksel dindarlık içerisinde hem çok yer verirler, hem de bunu önemserler. Bu açıdan tarihe bakıldığında Allah'ı gördüğünü ve onunla konuştuğunu iddia edenlerden, Peygamberi görenler ve onlardan talimat alanlara kadar birçok insanın iddialarıyla karşılaşırsınız. Özellikle Peygamber ile görüşmeler, neredeyse her şeyhin imtiyazı gibidir.

Öncelikle şuradan başlayalım. Bir kimsenin, rüyasında peygamberi görmesi-şayet görmüşse- sadece onu bağlayan bir tecrübedir. Özellikle kimi şeyh ve liderlerin sürekli peygamberle görüştükleri, onlardan talimat aldıkları gibi bilgiler İslam açısından kabul edilebilir şeyler değildir. Üstelik de Peygamber bir kişiye görünmüş ve ona bilgi aktarmış olsa bile, öncelikle bu sadece o rüyayı gören (gördüğünü iddia eden) şahıs için bir anlam ifade edebilir. Onun dışındakiler için bir bilgi ve anlam ifade etmez. Yani bir kimse bana gelse ve "rüyamda peygamberi gördüm ve şöyle yapmamızı söyledi" dese, ben de ona "Peygamber sana görünmüş; o zaman onu yapmak sana düşer" derim. Çünkü salt bu rüya meselesine dayanarak, kendisini kutsallaştırmaya çalışan, uhdesinde insanlara yalan yanlış şeyler yaptırmaya çalışan insanlar olabiliyor. Burada akli muhakemeyi kullanmak ve Allah ile aldatmaya izin vermemek gerekir.

Bugün Allah ve Rasülü, Kur'an ve Sünnet ile aramızdadırlar. Bize verecekleri mesajı, 1400 yıl önceden Peygamberimiz aracılığıyla vermişlerdir. Bize düşen, o mesajları anlayabilmektir. Bunun için çalışma ve gayrete ihtiyaç vardır. Ama hazır yiyiciler, günümüzdeki sorunları da pratik olarak Peygamber'e çözdürmek gibi bir gafletin içerisindedirler. Sorunlarımızı kendimiz çözmeye çalışacağız; bunun için elimizde hap gibi çözümler olmaz. Ancak Allah, bizim gayretlerimizi bereketlendirir ve hak ettiğimizden fazlasını bize lütuf olarak verebilir. Ama bunun için bile önce biz gayret etmeliyiz.

Oturduğu yerden, kendi istekleri doğrultusunda Allah ve Rasülüne istediklerini yaptırmaya çalışan bir zihniyet hakim kılınmaya çalışılıyor. Öyle ki, sanki Allah ve Peygamber bazı şeyh ve liderlerin hazır kıta elemanıymış gibi muamele görmeye başlıyor.

Hadi biraz da ironi yapalım. Ben de Allah ile nasıl bir ilişki kurabilirim diye düşünürken, çağdaş araçlar aklıma geldi. Madem ki arkadaşlara, face ve twitterdan ulaşabiliyoruz; Allah'a niçin bu yollarla ulaşamıyalım diye sordum. Üstelik belki de rüyaların modası geçmiştir. Akl-ı evvelin birisi de tutup bundan sonra Allah'a bir tweet atıyor. Tabii merakla hergün cevap bekleyecektir. Bu cevap(sızlık), Onunla iletişimin sağlıklı kanallarına işaret ediyor aslında. Ama bu denemeler sırasında, attığınız tweet'e bir cevap gelirse ne olacak?