Allah varsa anlam var!
Yaşam ağındaki
yolculuğumuzda Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini dikkate aldığımız vakit, her
gün bu hiyerarşinin en alt basamağını yani fizyolojik ihtiyaçlarımızı
karşılamak birinci önceliğimizdir. Nefes almak, yemek yemek, uyku, su vs. gibi
fizyolojik ihtiyaçların düzenli bir şekilde karşılanması her sağlıklı insan
için elzemdir. Vücudumuzun aksi bir durumla karşılaşmaması ve sağlıklı
yapısının bozulmaması için buna dikkat ederiz.
Fakat fizyolojik
ihtiyaçların karşılanmasındaki hassasiyeti ruhumuzun ihtiyaçlarının
karşılanmasında da göstermiyoruz. Maalesef manevi açlığın giderilmesini göz
ardı etmek bizi ruh sağlığından mahrum edecektir. Yalnızca karnı tok olmak
değil; mutlu olmak, huzurlu ve ruh konforu içinde yaşamak da biz insanların
önceliği olmalıdır. Zira insan olmanın, insan gibi yaşam sürdürmenin
hayvanlardan bir farkı vardır. Karnı
doymuş, fizyolojik ihtiyaçları karşılanmış bir insanın, manevi doygunluğu da
giderilmiştir diyemeyiz. Manevi doygunluğun olabilmesi için ise insanın
hayatının bir anlamı olmalıdır. Hiç kaybolmayacak, bitip tükenmeyecek ve sonsuz
güçte bir ‘anlam’ olmalıdır. Yani yaşamanın, hayatta kalma mücadelesinin, iyi
bir insan olma çabasının, kötülüklere karşı bazen yenilmenin bir anlamı olmalı.
Bu dünyadan sonra bitmemeli, devam etmeli, yarıda kalmamalı diyebileceğimiz bir
anlama ihtiyaç duyarız. Bu anlam da hiç şüphesiz, kendinden üstün bir varlığa
inanma ve onu hayatına katma çabasıdır. Yani, Allah inancıdır. Bir insanın
hayatında hiç tükenmeyecek olan anlam: Allah’ı hayatına alma, Allah ile yaşama
bilincini diri tutmaktır. İşte bu bitmez tükenmez ve en üst düzey anlamdır.
Allah’ın varsa anlamın
var. Hayatının her ânında O, seninle. Hiçbir zaman senden bihaber değildir.
Seni her zaman için tam anlamıyla anlayan ve seninle ilgili hiçbir şey
hafızasından silinmeyen tek varlık O' dur. Allah ile, onun var olduğu
düşüncesiyle atılan her adım, değerlidir. Sen, Allah’ı hayatına katma çabanla
değerli oluyorsun. Yeryüzünde de gökyüzünde de bu sana değer katmaktadır. Sen
“Ey çamur!” Hayatını anlamlı kılmak istiyorsan, Allah ile görüş. Ancak onun
hayatındaki varlığı, ruhunu besler ve hiç başka şeylere acıktırmaz. Allah varsa
ruhun acıkmaz, tok kalır. O ve onun buyrukları yokken, anlamsız, değersiz bir
hiç olarak ve her ân ruhu aç aciz bir varlık olursun. Ve hep “daha” ile avunmaya,
mutluluğu çaresizce “daha”larda aramaya çalışırsın: “Daha iyi araba, daha iyi
telefon, daha iyi kıyafet, daha iyi tatil, daha iyi ev beni tatmin edecek.”
Düşünce girdabına girip orada ruh açlığından biçare düşeceksin. Fizyolojik
tokluğun seni bu girdaptan kurtarmak için bütün enerjisini kullanacak ama
“daha”ların ucu bucağı görünmediği için hiçbir zaman ruh doymayacak. İşte sayın
okur acizliğimizle ancak Allah'ın kudretine sığınarak barışık bir şekilde
yaşayabiliriz. Hiç şüphesiz Allah limanı, bizi “daha”lar deryasında boğulmaktan
kurtaracak. Sana hiç bitmeyecek değeri verebilecek tek sey, O'nun bilgisine
sahip olmaktır. Allah’ın bilgisi bize yaşam ağında bitmeyecek bir zenginlik ve
doyum sağlayacaktır. Yüce Rabbimiz kitabında şöyle buyurmuştur:
‘… Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı hatırlamakla huzur bulur.’
Rad/28
Her an Allah’ı hayata katma
bilinciyle kalın sayın okur.