Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2427.37
BIST 100
9711.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Ekim 2021

Allah sizi affetmez

Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına yaklaşırken toplumsal refahın tüm kesimlere yayılmasının önemi artıyor. Türkiye, demokrasi ile yönetilen, yöneticilerini seçimlerle belirleyen bir toplum. Batı tarzı demokrasilerde olduğu gibi ekonomik alanda serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor. Serbest piyasa rekabete dayanır, bu da toplumun her türlü mal ve hizmete uygun şartlarda ulaşmasını amaçlar.

Ancak önceki gün Türkiye’nin en büyük zincir marketlerine verilen ağır cezalar rekabetin rafa kaldırıldığını tescilledi. Rekabet olmayınca vatandaş ihtiyacı olan ürünlere uygun fiyatlardan ulaşamaz. Tüm marketlerin anlaşarak aynı oranda zam yapması sadece patronların cebini doldurur. Bu durum kanuna aykırı bir durum olsa da öncelikle vicdansızlık göstergesidir.

Zincir marketler ilk kurulduklarında vatandaşın ürüne olabildiği kadar uygun şartlarda ulaşmasını amaçlıyordu. Ancak zaman içinde bakkalları ve küçük marketleri öldüren, uyguladıkları fiyat politikası ile vatandaşı üzen birer kartele dönüştüler. Bu karteller kurdukları baskı ile üreticiyi kendisine mal satmaya mecbur bırakan, yerine göre üreticiyi batıran veya fabrikaları satın almaya kadar varan bir yöne evirildi.

***

Toplumsal huzur için ahlak en başta gelen meziyettir. Ancak malın ve paranın ön plana çıktığı ticari alanda ahlak daha da önem kazanır. Zincir marketlerde görev alan yöneticiler ahlaklı insanlardan seçilmelidir. Tamahkâr, her şeyi para olan insanlar daha işe alım aşamasında teste tabi tutulup elenmelidir.

Önceliği para olan kişiler çalıştıkları kuruma da faydalı olmazlar. Çıkarları için her şeyi mubah sayarlar, çalıştıkları kurumu bile sömürürler. Her alanda olduğu gibi ticari alanda da toplumsal huzuru, erdemli insanlar sağlar. Vicdandan ve erdemden uzak beyinler daima bencil ve menfaat odaklıdır.

Zincir marketler, 10 veya 25 liralık alışveriş yapana kasanın arkasına indirimli ürünler dizeceğine, tüm ürünlerde asgari kazançla vatandaşa uygun fiyatlardan ulaşmayı hedeflemelidir. Üç, beş, on değil yüzlerce, binlerce marketiniz varsa zaten o mağazaların satışından her gün inanılmaz paralar kazanıyorsunuz demektir. Biraz da elinizi vicdanınıza koyun, kasaba, manava, markete gidemeyip alışverişini sizden yapan garipleri ve fakirleri düşünün.

e-Devlet sistemini kurup sağlıklı şekilde işleten Hükümet de, üretimden tüketime ticaretin tüm kademelerini şeffaf bir şekilde takip edecek bir dijital platformu hayata geçirmelidir. Bu uygulama spekülatörleri ortadan kaldırırken ürünün saframıza sağlıklı ve uygun fiyatlardan ulaşmasını sağlar.

***

Meşhur hikâyedir, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethe hazırlanırken, tebaasının buna hazır olup olmadığını ölçmek ister. Tebdili kıyafetle sabah vezirini alıp çarşıya iner, ilk girdiği dükkandan birkaç şey ister, dükkan sahibi bir ikisini verir, diğerleri için “O henüz siftah yapmamıştır” diyerek komşusuna yönlendirir. İkinci ve üçüncü işyerinde de aynı uygulama ile karşılaşan genç sultan, “Ben bu millet ile değil İstanbul’u, dünyayı bile fethederim” der.

Yaşadığımız yüzyılda ben merkeziyetçilik önce çıksa da dinimiz, milli değerlerimiz ve toplumsal kültürümüz “biz” önceliklidir. Biz, en az kendimiz kadar çevremizi, dostlarımızı, arkadaş ve kardeşlerimizi de düşünürüz. Türk toplumu hiçbir zaman batı toplumları kadar bencil ve nobran olmadı. Bize özgü değerlerimizi sadece kendi toplumumuza değil, tüm dünya insanlarına yaymak öncelikli hedefimiz olmalıdır.

Sadece zincir marketlere değil, Türkiye’deki tüm bakkal, market ve büyük marketlere çağrımız şu: Milletin ekmeği ile oynamayın. Vatandaşın ekmeğine el uzatırsanız Allah sizi affetmez. Bu çok ama çok büyük bir vebaldir. Bilirsiniz kendisine karşı işlenen günahları affedebilen Allah, kulun kula karşı işlediği günahların hesabının mutlaka sorulacağını beyan eder. Vatandaşın gıda ve ihtiyaç maddelerine olabildiği kadar ucuz fiyattan ulaşması esastır. Kanun değil sizin vicdani önceliğiniz bu olmalıdır. Toplumun huzuru ve bütünlüğü için bu elzemdir. Hükümetin görevi ise sıkı denetim ve ülke gelirinden dar gelirliye düşen payı artırmaktır.