Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Eylül 2016

Allah Resulünün yaşadiği en aci olay

Hz. Aişe annemiz, bir gün Peygamber Efendimize:

- Ya Resulallah! Sana Uhud gününde çektiğin acılardan daha şiddetli gelen bir günün oldu mu, diye sordu.

Peygamberimiz Hz. Aişe'ye şu cevabı verdi:

- Ya Aişe! Kavmim Kureyş'ten bir çok zorluklarla karşılaştım. Fakat belki İslama açılan yeni bir kapı ümidiyle gittiğim Taif'te karşılaştığım güç durum, bana Kureyşlilerin yaptıklarından çok daha zor ve acı geldi.

Ben Kureyş'ten gördüğüm eziyet üzerine Taif'e gidip, onlardan İslama sahip çıkmalarını istediğim zaman, bu isteğime olumlu bir cevap verilmedi. Üstelik, Mekke'dekilerden daha ağır hakaretlere de maruz kaldım. Son derece üzüntülü ve şaşkın bir halde, Mekke'ye yöneldim. Bu şaşkınlığım Mekke yakınlarına kadar devam etti.

Bir ara, başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda, bir bulutun beni gölgelendirmekte olduğunu gördüm.

O sırada, Cebrail yanıma çıka geldi. Bana:

- Ya Muhammed! Allah kavminin senin hakkında neler dediklerini muhakkak ki işitti. Bu yüzden sana, şu dağlar meleğini gönderdi. Emrine hazırdır. Kavmin hakkında ne dilersen, ona emredebilirsin.

Bu sözden sonra, dağlar emri altında olan Melek, bana seslenip selam verdi.

- Ya Muhammed, dedi. Cibrilin dediği hakikattir. Sen ne dilersen emrine hazırım.

Ebu Kubeys ile Kuaykıan denilen şu iki yalçın dağın Mekkeliler üzerine çökerek birbirine kavuşmasını istersen, onu da emret, yerine getireyim, dedi.

Ben de:

- Hayır! Bu dediğinin olmasını istemem. Ben isterim ki, Allah, bu müşriklerin soyundan yalnızca Allah'a ibadet eden ve Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayan inançlı bir nesil ortaya çıkarsınu2026 cevabını verdim.

Peygamberimizin Taif dönüşü yaşadığı bu büyük ve acı olay da gösteriyor ki, Allah Resulünün gayesi Allah'ı inkar eden, ona ortak koşan insanları öldürerek yeryüzünden yok etmek değildi. Onun hedefi, insanların batıl inanışlarını düzeltmek yolunda çalışmaktı. Kendileri inkarcılıktan vazgeçmeseler bile, onların çocuklarını kazanıp imanlı yeni bir neslin yetişmesini sağlamaktı.