Allah nurunu tamamlayacaktır!
“Güneşin zerre kadar kadrine
noksan gelmez,
Eylese nûr-ı cihan-tâbını huffâş
inkâr.”*
Bâkî
Dünya, yaratıldığı günden bugüne kadar hak ve
batılın birbirleriyle mücadelesine şahitlik etti. Hz. Adem’den bugüne kadar
nice peygamberler, nice salih, nice sıddık, nice alim, nice evliya hak olan
tevhid davası uğruna mücadele etti. Çoğu bu uğurda şehit düştü, hırpalandı,
hicret etmek zorunda kaldı, hapislerde yattı, işkenceler gördü.
Yüce Allah, insanoğlunu ve cinleri sadece kendisine
kulluk etmeleri için yarattığını beyan ediyor Zariyat Suresi 56. ayette. Bunun
için Rabbimiz her dönemde yoldan sapan insanları tehvid akidesi etrafında
toparlamak için onlara peygamberler, sahifeler ve kitaplar gönderdi.
Son peygamber Hz. Muhammed ve son kitap ise Kur’an-ı
Kerim’dir.
İlk insandan beri Allah’ın insanlara tabi olmasını
istediği tek din ise İslam’dır…
Hz. Peygamber’in İslam davasını tebliğ için
görevlendirildiği günden bugüne değin inkarcılar onu yalanlamak, onun hakikatini
ret ve inkâr etmek için kıyasıya bir mücadele içine girdiler. Müşrikler, davetin
ilk günlerinde bile çok güçlü oldukları halde İslam’ın nurunu söndürmeye
muvaffak olamadılar. Müminlere işkence ettiler, onları açlığa ve susuzluğa terk
ettiler. Bazı sahabeleri katlettiler ama yaptıkları her zulüm müminleri
korkutmadığı gibi her geçen gün sayıları arttı. Mekke’den ayrılmak zorunda
kalan Müslümanlar kısa süre sonra Mekke’yi fethedip oranın hâkimi oldular.
Mekke’de tutuşturulan İslam nuru bütün dünyayı sardı. Ne müşrikler ne de
inkârcı Yahudi ve Hristiyanlar bu nurun yayılmasına engel olamadılar.
Kur’an’ın tek bir ayetini değiştirmeye güç yetiremeyenler,
Haçlı seferleri ile Müslümanları yok etmeye kalkıştı. O olmadı bu defa iftira
ve karalamalarla İslam’ı ve Müslümanları aşağılamaya başladılar. Bu da
olmayınca Müslümanları birbirine düşürüp “bakın bunlar terörist, katil” gibi
yaftalarla İslamofofi denilen algı operasyonuna giriştiler. Şer yolunda
attıkları her adım onlar için inkisar oldu, hayal kırıklığı oldu. Zira İslam
her gün binlerce gönlü nuruyla nurlandırdı. Avrupa başta olmak üzere dünyanın
her köşesinde insanlar akın akın İslam’a koşmaya devam etti ve hâlâ da ediyor.
Hırslarından kuduran İslam düşmanları bu defa
çaresizlik ve zavallılık içinde mağlup oldukları Kur’an’ı yakmaya kalkarak güya
ondan intikam almaya kalkıştı. Bu korkak ve zavallı güruh bu mel’un eylemlerini
yaparken, yine kendilerini perde arkasından destekleyen devletlerin kolluk
güçlerinin arkasına sığınmayı da ihmal etmediler. Bu eylemlere Avrupa’nın
birçok ülkesi gönüllü ev sahipliği yapıyor. Bunun yanında Rusya, İngiltere ve
ABD gibi ülkelerde kutsal kitaplara hakaret etmek, onları yakmak yasalarla
yasaklanmış.
Son günlerde bu eylemlerle adı sık sık anılan ülke
İsveç. Bu eylemlerin seri aktörü ise Suryani-Arami kökenli Salwan Momika isimli
ruh hastası birisi. Adı sürekli Kur’an yakma eylemleri ile anılan bu herif,
zaman zaman sokakta yediği dayaklarla da gündeme geliyor. Bir türlü uslanmayan
ve eylemlerine her gün bir yenisini ekleyen bu arsız ve yüzsüz adamı, eylemleri
sırasında İsveç polisi koruyor. Çığ gibi büyüyen tepkiler karşısında üç maymunu
oynayan iki yüzlü İsveç hükümeti bu adamı durduracağı yerde onu engellemek
isteyen Müslümanlara saldırıyor. Geçen gün ajanslara düşen bir habere göre
İsveç polisi bu rezil adama engel olmak isteyen on beş Müslümanı tutuklamış ve
tartaklamış.
Gazetemizde 4 Eylül günü yayınlanan bir habere göre İsveç
ve Danimarka'da son dönemde Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar yoğunlaşmış. Danimarkalı
ırkçı politikacı ve Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, 2022'de Paskalya
tatili boyunca İsveç'in Malmö, Norköpin ve Jönköping kentleri ile başkent
Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarını sürdürmüş. Paludan, 21
Ocak'ta Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği ve 27 Ocak'ta Türkiye'nin Kopenhag
Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmış.
Momika, 28 Haziran'da, Stockholm Camisi önünde, 20
Temmuz'da da Irak'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde, 31 Temmuz ve 14 Temmuz'da
İsveç parlamentosu önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i ve Irak
bayrağını ayaklar altına almıştı.
İran asıllı Bahrami Marjan ise Stockholm'ün
Angbybadet sahilinde 3 Ağustos'ta polis korumasında Kur'an-ı Kerim yakmıştı.
Salwan son olarak İsveç’in Pakistan büyükelçiliği
önünde eylemini tekrarladı.
Ey beyinsiz kafalar! Şunu iyi bilin ki Kur’an’ı
yakmakla onun nurunu asla söndüremezsiniz. Onu yakmakla onu ahkamını kaldıramazsınız.
Onu yakmakla kalplerimizdeki Kur’an sevgisini köreltemezsiniz. Bu acizliğiniz,
bu çaresizliğiniz, bu alçaklığınız sizi debelendiğiniz adına esfel-i safilin
denilen çukurlardan daha da diplere yuvarlayacaktır. Bu yaptığınız ne ifade
özgürlüğüdür ne de size sağlanan bu imkanlar özgürlüktür. Hiçbir şey elde
edemeyecek ve sonunda hüsranlarınıza bir yenisini eklersiniz. İslam çığ gibi
büyüyecektir. Yolundan gittiğiniz atalarınızın da denediği bu eylemleriniz asla
size bir şey kazandırmayacaktır.
Siz ağızlarınızla, ellerinizle, medyanızla, sosyal
ağlarınızla İslam’ın nurunu söndürmek için dünyadaki tüm dolarları, Euroları
harcasanız da ALLAH NURUNU TAMALAYACAKTIR! Hem de size inat, siz bundan hoşnut
olmasanız da bu durumu kabullenmek istemeseniz de!
______
* “Yarasalar, tüm cihanı aydınlatan nurunu inkâr
etse de güneşin kıymetine zerre kadar bir noksanlık gelmez.” Bâkî