Alkol satış yasağı hakkında…
Kamuoyunda alkol
satışının yasak olduğuna dair bir tartışma yürütüldüğüne denk geldim. Tepkisel
olarak sosyal medyaya #AlkolumeDokunma
hastagı ile paylaşımlar yapılıp “yaşam
şeklimize müdahale ediliyor”, “şeriat geliyor”, seküler hayatımız risk altında”,
“laiklik elden gidiyor” gibi yüzlerce tepkiyle konu gündeme taşınmaya çalışılıyor.
Mevzuyu Amerika basınına kadar taşımışlar. 17 Mayıs’a kadar sürecek “tam
kapanmaya” dair İçişleri bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen
genelgeyi inceledim; alkollü içeceklerin
satışına yönelik herhangi bir ifade içermiyor.
Merak edip bu yönde
bir açıklama yapılmış mı diye haberleri, arşivleri taradığımda İçişleri Bakanı
Sayın Süleyman Soylu’nun “İstisnada yer
almıyor ve kapalı. Bu açıdan hem bir muafiyet yok hem de soru işareti söz
konusu değil” açıklamalarına denk geldim. Anladığım kadarıyla genelgede yer
almamasına rağmen, İçişleri Bakanı Sayın Soylu’nu 81 il valisi ile yaptığı
online toplantıda bu minvalde bir soru gündeme gelmiş ve Sayın Bakan da demin
alıntıladığım yönde bir açıkama yapmış.
Sosyal medyaya
baktığınızda alkollü içecek severlerin seslerinin yüksek çıktığını görürsünüz.
Bir kaşık suda fırtına koparmak istiyorlar, o derece…
Dini oluşumların, dini
grup ve örgütlenmelerin seküler oluşum ve örgütlenmelerden çok daha fazla
olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Cinsel istismarlar, tecavüz olayları, çocuk
cinayetleri yaşandığında; camimize, kıblemize dil uzatılıp dini değerlerimiz
aşağılandığında muhafazakâr, dini hassasiyeti olan insanların sesi, bugün
alkollü içeceklerin yasaklanmasına karşı çıkan insanların sesi kadar gür çıkmadığını
görüyoruz. Bu durum muhafazakâr dindarların bir ayıbı!
#AlkolumeDokunma diyenler haklıdır
demiyorum, dediğim şu; haklı olmalarına rağmen mücadele edip örgütlenemeyen muhafazakârlar
haksız ne yazık ki! Haksızlıkları; tek ses, tek yürek olamayışlarında, gür bir sada
ile tepkilerini ortaya koyamayışlarında, haklı davalarında yeterince mücadele
edemeyişlerinde. Hal böyle iken muhafazakâr gruplar/bireyler dönüp kendilerini
sorgulaması gerekmiyor mu? Elbette ki gerekiyor; işte bu noktada da
eksikliklerimiz var. Kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor!
Her grup kendini ön
plana çıkarma derdinde olursa, birlik olmalarını beklemek elbette mümkün değil.
Fedakârlığı en çok sergilemesi gereken İslami oluşumlar olması gerekiyor. Dini
değerlerimize dil uzatıldığında, değerlerimiz aşağılandığında fedakârlık yapıp
kurumsal benliklerinden vazgeçip ön plana çıkma çabasından, kendi sözünün
geçmesi gibi ihtiraslardan vazgeçmedikleri sürece, birliklerini sağlamaları ve
milyonların sesi olmaya çalışmaları noktasında elbette ki başarısız olurlar.
İslami sivil toplum kuruluşların da birlik olamamasının temel nedeni budur.
Müslümanları küçümsememek
lazım; tarih, Müslümanların şanlı zaferleri ile dolu… Sadece günümüz
Müslümanlarını eleştiriyor ve eksik buluyorum. Mücadele anlamında bir kırılma
yaşandığını düşünüyorum. İslam tarihine baktığımızda Müslümanlar azınlık
konumunda oldukları savaşları, mücadeleleri bile çok rahatlıkla kazanmış
durumda iken, günümüzde Müslümanlar çoğunlukta ve haklı konumda olmalarına
rağmen haksız konumdaymış gibi bir muameleye tabi tutulmaları, seslerinin gür
çıkmamaları, birlik olmamaları gibi durumlar beni hem rahatsız ediyor hem de
incitiyor. Müslümanlar çığlık attığında seslerinin gökyüzüne kadar
ulaşacağından hiç şüphem yok, işte sorun da burada, çığlık atmıyoruz; çığlık
yerine ıslık çalanlarımız bile var!
Müslümanların
sessizliği kalbimdeki huzuru kaçırıyor! Her gün onlarca tecavüz olayları,
cinsel istismar olayları yaşanıyor. Başörtülü kadınlara saldırılıyor. Dini
mekanlarımız ve dini değerlerimize zarar vermeye çalışanlar var. Müslümanlar o
kadar çok saldırıya maruz kalıyor ki saymakla bitmez. Neyi bekliyoruz?! Dirilişimiz
ne zaman gerçekleşecek?
Başkalarının
yaşam tarzına elbette ki saygımız var. Yalnız yetkililerin aldığı karara da
toplum olarak saygı duymamız gerekmiyor mu? Vaka ve vefat sayılarının
artmasına, pandemi kurallarının ihlal edilmesine tepki göstermeyen insanların,
alkol satışının yasaklanmasına tepki göstermeleri açıkçası bana samimi
gelmiyor. Hatta ortaya koydukları tepkisel sürece bakınca, bencil ve çıkarcı
bir yaklaşım olarak görüyorum.
Ezcümle; Alkol satışı yasağını destekliyor, muhafazakâr
bireyler olarak da bu sosyolojik süreci iyi okuyup almamız gereken dersler
olduğuna inanıyorum.
Kalın sağlıcakla...