Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Nisan 2021

​Alkol satış yasağı hakkında…

Kamuoyunda alkol satışının yasak olduğuna dair bir tartışma yürütüldüğüne denk geldim. Tepkisel olarak sosyal medyaya #AlkolumeDokunma hastagı ile paylaşımlar yapılıp “yaşam şeklimize müdahale ediliyor”, “şeriat geliyor”, seküler hayatımız risk altında”, “laiklik elden gidiyor” gibi yüzlerce tepkiyle konu gündeme taşınmaya çalışılıyor. Mevzuyu Amerika basınına kadar taşımışlar. 17 Mayıs’a kadar sürecek “tam kapanmaya” dair İçişleri bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen genelgeyi inceledim; alkollü içeceklerin satışına yönelik herhangi bir ifade içermiyor.

Merak edip bu yönde bir açıklama yapılmış mı diye haberleri, arşivleri taradığımda İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun “İstisnada yer almıyor ve kapalı. Bu açıdan hem bir muafiyet yok hem de soru işareti söz konusu değil” açıklamalarına denk geldim. Anladığım kadarıyla genelgede yer almamasına rağmen, İçişleri Bakanı Sayın Soylu’nu 81 il valisi ile yaptığı online toplantıda bu minvalde bir soru gündeme gelmiş ve Sayın Bakan da demin alıntıladığım yönde bir açıkama yapmış.

Sosyal medyaya baktığınızda alkollü içecek severlerin seslerinin yüksek çıktığını görürsünüz. Bir kaşık suda fırtına koparmak istiyorlar, o derece…

Dini oluşumların, dini grup ve örgütlenmelerin seküler oluşum ve örgütlenmelerden çok daha fazla olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Cinsel istismarlar, tecavüz olayları, çocuk cinayetleri yaşandığında; camimize, kıblemize dil uzatılıp dini değerlerimiz aşağılandığında muhafazakâr, dini hassasiyeti olan insanların sesi, bugün alkollü içeceklerin yasaklanmasına karşı çıkan insanların sesi kadar gür çıkmadığını görüyoruz. Bu durum muhafazakâr dindarların bir ayıbı!

#AlkolumeDokunma diyenler haklıdır demiyorum, dediğim şu; haklı olmalarına rağmen mücadele edip örgütlenemeyen muhafazakârlar haksız ne yazık ki! Haksızlıkları; tek ses, tek yürek olamayışlarında, gür bir sada ile tepkilerini ortaya koyamayışlarında, haklı davalarında yeterince mücadele edemeyişlerinde. Hal böyle iken muhafazakâr gruplar/bireyler dönüp kendilerini sorgulaması gerekmiyor mu? Elbette ki gerekiyor; işte bu noktada da eksikliklerimiz var. Kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor!

Her grup kendini ön plana çıkarma derdinde olursa, birlik olmalarını beklemek elbette mümkün değil. Fedakârlığı en çok sergilemesi gereken İslami oluşumlar olması gerekiyor. Dini değerlerimize dil uzatıldığında, değerlerimiz aşağılandığında fedakârlık yapıp kurumsal benliklerinden vazgeçip ön plana çıkma çabasından, kendi sözünün geçmesi gibi ihtiraslardan vazgeçmedikleri sürece, birliklerini sağlamaları ve milyonların sesi olmaya çalışmaları noktasında elbette ki başarısız olurlar. İslami sivil toplum kuruluşların da birlik olamamasının temel nedeni budur.

Müslümanları küçümsememek lazım; tarih, Müslümanların şanlı zaferleri ile dolu… Sadece günümüz Müslümanlarını eleştiriyor ve eksik buluyorum. Mücadele anlamında bir kırılma yaşandığını düşünüyorum. İslam tarihine baktığımızda Müslümanlar azınlık konumunda oldukları savaşları, mücadeleleri bile çok rahatlıkla kazanmış durumda iken, günümüzde Müslümanlar çoğunlukta ve haklı konumda olmalarına rağmen haksız konumdaymış gibi bir muameleye tabi tutulmaları, seslerinin gür çıkmamaları, birlik olmamaları gibi durumlar beni hem rahatsız ediyor hem de incitiyor. Müslümanlar çığlık attığında seslerinin gökyüzüne kadar ulaşacağından hiç şüphem yok, işte sorun da burada, çığlık atmıyoruz; çığlık yerine ıslık çalanlarımız bile var!

Müslümanların sessizliği kalbimdeki huzuru kaçırıyor! Her gün onlarca tecavüz olayları, cinsel istismar olayları yaşanıyor. Başörtülü kadınlara saldırılıyor. Dini mekanlarımız ve dini değerlerimize zarar vermeye çalışanlar var. Müslümanlar o kadar çok saldırıya maruz kalıyor ki saymakla bitmez. Neyi bekliyoruz?! Dirilişimiz ne zaman gerçekleşecek?

Başkalarının yaşam tarzına elbette ki saygımız var. Yalnız yetkililerin aldığı karara da toplum olarak saygı duymamız gerekmiyor mu? Vaka ve vefat sayılarının artmasına, pandemi kurallarının ihlal edilmesine tepki göstermeyen insanların, alkol satışının yasaklanmasına tepki göstermeleri açıkçası bana samimi gelmiyor. Hatta ortaya koydukları tepkisel sürece bakınca, bencil ve çıkarcı bir yaklaşım olarak görüyorum.

Ezcümle; Alkol satışı yasağını destekliyor, muhafazakâr bireyler olarak da bu sosyolojik süreci iyi okuyup almamız gereken dersler olduğuna inanıyorum.

Kalın sağlıcakla...