Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2987.47
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 May 2022

Alın size çılgın proje

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve bir uçak dolusu gazeteci olarak Şırnak’a gittik.

Şırnak’ta Belediye, Valilik, Üniversite, Bakanlık ve Türkiye Tenis Federasyonu bir araya gelerek önemli bir başarıya imza attılar.

Adı terörle mücadeleyle anılan Cudi, artık Tenis ile anılacak..

9 faklı ülkeden 81 sporcunun katılımıyla Uluslararası Cudi Cup Tenis Turnuvası’nın gerçekleştirildiği Şırnak, yüzlerimize terörle mücadelenin başarısını Hazreti Nuh’un soluduğu hava ile üfledi.

Gurur verici bir başarı oldu.

Yakın zamanda daha da fazlasının geleceğine inanıyorum.

Zoru başarmak için zora talip olmak öncelikli meseledir.

Ülkemizin direksiyonunda vatan millet sevdasını önceleyenler olduğu müddetçe muhakkak ileri gidişimiz devam edecek.

Fırsat bu fırsat, diyerek hazır Şırnak’a gelmişken sokağın nabzını tutmadan olmazdı.

Fırsattan istifade denk geldiğim tüm Şırnaklılara şehrin ve ardından ülkenin hâlini sordum.

Terörle mücadeledeki başarıdan epey memnunlar.

Yatırımların artması da herkesin ortak memnuniyetleri arasında...

Ama tıpkı memleketin batısı gibi doğusu da ekonomik bunalımdan yorulmuş durumda...

Tek gündem adeta "ekonomi" olmuş...

Herkes hep bir ağızdan “Yetmiyor, yetiştiremiyoruz.” diyor.

Bu maaşlarla çocuk okutmak mı, ev geçindirmek mi, sağlık mı, gıda mı ve daha nice masrafın hangisine yetişeceğimize şaşırdık, yakınmaları kısa muhabbetlerde hemen yer buluyor.

Cizre’de de durum aynı...

Nuh Peygamberin kabrine de uğradığımız Cizre’nin olağan durağı hâline gelen Dengbejler Evi’nde Nuh Tufanı ve Nuh’un Gemisi ile ilgili birçok delilin dile getirildiği bir tanıtımı dinledikten sonra Ağrı’daki “Nuh’un Gemisi” açıklamalarına, karşı delillerle argüman geliştirdiklerine şahit oldum.

Şehirler arası rekabet iyidir.

Ama iş birliği ile rekabet arasında ince bir çizgivardır.

Değer üretemezseniz bu sefer değer üretilmesinin önüne ket vurmaya başlarsınız.

Sözüm tabii ki Cizre ve Şırnaklılara değil.

Bölgede terörün son bulmasının getirdiği ferahlık, yatırım iştahını da artırmış.

Her yerde ufak çaplı bahçeler, birkaç dönümlük tarlalar açılmaya çalışılmış.

Toprakların verimli olduğu her hâlinden belli...

Göze çarpan en önemli ayrıntı toprağın adeta taş kustuğu gerçeği olsa gerek...

Tarlaların yanında, tarlalardan çıkan taşlarla; tarlaların yüzölçümünden daha fazla boyuta ulaşan duvarlar örülmüş.

Varın siz hesap edin gerisini...

Yani Şırnak ve Cizre’nin tarımsal üretimde potansiyeli yüksek, yalnız su konusunda sıkıntılar var.

Her evin damında bir su deposuyla kısmi çözüm sağlanmaya çalışılsa da tarımsal üretim için daha ciddi çözümlerin düşünülmesi gerekiyor.

Zeytin, tahıl ve üzüm öne çıkan ürünler...

Tarım arazileri konusunda şu ana kadar bir sorun çıkmamış ama üç vakte kadar çıkar.

Çünkü Türkiye’nin tarımsal üretimde uyguladığı neoliberal politikalara uymayan sosyolojik durum, tarımsal üretim maliyetini artırmaktan ve miktarını düşürmekten başka bir işe yaramıyor.

Bir de devletin tarım arazilerini "kiralaması" veya "satması" ile üretim iyiden iyiye baltalanıyor.

Bu yöntemin tarımsal üretimi ileri götürmediği artık herkesin hemfikir olduğu bir konu...

Konjonktürel sorunlara da çözüm olacak bir ara formül sunayım yine...

380 milyon dekar tarım arazisi var.

Bugün için devletin ortalama rayiç bedeli dekar başına 8 bin TL civarında...

Tümünün kamulaştırılması için 3 trilyon 40 milyar TL yani ABD doları cinsinden söylersek 200 milyar dolar gerekiyor.

Devletin bu parayı bulması çok kolay...

Kur Korumalı Vadeli Mevduat hesaplarının getirisi şu aşamada düşmeye başlayacağı için tekrar dolara doğru bir yöneliş başlayacaktır.

Reel getiri arayan 250 milyar dolar sahibi yurtiçi yerleşiklere çözüm sunulacak bir plan neden olmasın?

Devlet tarım arazilerini bedelleri karşılığında kamulaştırarak üretimi tekelleştirip maliyet avantajı sağlayabilecek bir aşamaya geçilebilir.

Üretimin maliyet bedellerinin ortalama yüzde 30 fazlasına kar dağıtılacağı garanti edilerek arazileri aynı borsadaki gibi lotlara bölüp satışa çıkararak tarım arazisinin üzerinde hak sahibi olunmasın yerine tarımsal üretimde hisse sahibi olunması modeline geçilebilir.

Üretim ihaleyle en ucuza yapan firmaya verilebilir.

İstihdam, yatırım ve üretim artırılırken finansal piyasalarda da uzun vadeli istikrar da sağlanmış olur.

Tüm dünyada gıda krizi ve açlık senaryolarının konuşulduğu bir vakitte bu çözüm önerisini yabana atmayın derim.

“Olur mu hiç öyle şey...” demeyin!

Olur mu olur, benden söylemesi...

Çılgın Proje arayanlara duyurulur...