ALİ BABACAN HAKLI
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kişi başına düşen milli gelirde 10 bin dolar sınırının 2008'de geçildiğini, ancak bir türlü 11 bin dolara ulaşılamadığını belirterek, "Tabii küresel krizin ve TL'nin değer kaybının bunda etkisi var ama orta gelir tuzağı dediğimiz riskli bölgeye düşmemek ve büyümemizi yılda 3'lük 4'lük bir alana hapsetmemek için siyasi reformları kararlılıkla yürütüyor olmalıyız" dedi.
"İhracatın Yıldızları'' yarışmasının ödül töreninde konuşan Ali Babacan, Türkiye Ekonomisi açısından ihracatı "olmazsa olmaz" olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
"Bizim ekonomik yapımız ancak ürettikçe, ihraç ettikçe ve buna dayalı bir büyüme elde ettikçe sıhhatli gelişiyor. Aksi halde içeride tüketerek büyüme maalesef bizim sürdürülebilir büyümeye ulaşmamızı sağlamıyor".
Babacan'ın bu popülizmden uzak, gerçekçi değerlendirmelerine aynen katılıyoruz.
Gerçekten Türkiye Ekonomisi 2008'den beri patinaj yapmakta, 5 yıldır kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar bandını aşamamaktadır.
Bu yılda da 11 bin doları yakalamamız şüpheli görünüyor.
Küresel kriz ya da TL'nin değer kaybı mazeret olarak ileri sürülmemelidir.
Babacan'ın ifade ettiği gibi ekonomi ihracata dayalı olarak yüzde 3-4'lerden çok daha hızlı bir büyüme performansı sergilenmelidir.
Yoksa gelişmiş ülkelere yetişmemiz hayal olur.
MERKEZ BANKASI FAİZİ DEĞİŞTİRMEDİ
Merkez Bankası hükümetin faizin indirilmesi gerektiği yönündeki telkinlerine rağmen faiz oranlarında değişikliğe gitmedi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu(PPK), ocak ayında yüzde 4,5'den yüzde 10'a çıkarılan haftalık vadeli repo faiz oranını yüzde 10 düzeyinde sabit tutarken faiz koridorunu yüzde 8-12 bandında bıraktı.
Piyasalar bu kararı iyi karşıladı.
Döviz kurlarında düşüş kaydedildi.
TL değer kazandı.
Şunu üzülerek ifade edelim:
Dış piyasalara görefaizleri yüksek tutarak döviz kurlarını ancak dizginleyebiliyoruz.
Faiz düşürülürse kurların fırlamasından ve enflasyondan korkuluyor.
Bu kısır döngünün kırılabilmesi yapısal reformların hayata geçirilmesine bağlı.
KONUT SATIŞLARI YİNE DE İYİ
Türkiye İstatistik Kurumu'nun konut satış istatistiklerine göre; martta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11 düşüşle 87 bin 617 adet satış olurken, bu satışların 41 bin 983'ü ilk satış, 45 bin 634'ü ise ikinci el satış şeklinde gerçekleşti.
Ocak-mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 düşüşle 257 bin 853 adete geriledi.
İlk 3 ayda faizlerdeki artış ve kurdaki dalgalanmalara rağmen konut satışındaki düşüşün yüzde 6'da kalması yine de iyi.
2013'te faizlerin en düşük seviyede olması ve yeni ruhsat alınacak konutlara uygulanan KDV'nin artmasının talebi öne çekmesi, konut satışlarında patlama yaşatmıştı.
2013 ile mukayesede bu özel durum dikkate alınmalı.
PİYASALAR
Ukrayna'daki çatışmalar ve Rusya'nın kredi notunun düşürülmesinin piyasaları olumsuz etkilemesiyle 2,14 TL'ye kadar yükselen dolar, Merkez Bankası'nın faiz indirimine gitmemesi ve Türkiye'nin halen en yüksek faiz veren ülkelerden biri olması nedeniyle 2,13 TL'ye geriledi.
Euro 2,95 TL oldu.
BİST endeksi de Ukrayna'nın etkisiyle günü yüzde 1,38 düşüşle haftanın son işlem gününü 71 bin 388 puandan tamamladı.
Çift haneye çıkmak için direnen faiz yüzde 9,91'de kaldı.