Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2970.80
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Kasım 2022

Algı Harekâtı

Devletimize güvenmemiz gerektiğini, hep anlatmıştım hatırlarsanız. Mücadelesine omuz vermek gerektiğini de, daima tarihi bir görev olarak zikrettim bu köşede. Nihayetinde de “BİR GECE ANSIZIN” dediğimiz gibi geldik. Hem de ne geliş… Şehit masumların hesabı teker teker sorulurken, kaçacak delik arıyor terörist kalleşler. Ne diyelim! ALLAH, Kahraman Mehmetçiklerimizi, muzaffer kılsın inşallah. Ama daha durun! Yeni başlıyoruz. KARADAN da bu akın vücut bulduğunda, güvenliğimizden mülteci mevzusuna, ekonomiden stratejik konumumuza çok şey kazandıracağı aşikâr. Ancak gelin görün ki bu ilkimin, en çokta birilerinin oyunlarını bozacağı malumunuz. Zira Batı dünyasından gelen “ENDİŞELİ” açıklamalar da, fazla söze hacet bırakmıyor kesinlikle. Peki, ya içimizdeki bazı kesimlerin rahatsızlığı…? Ekran karşısına geçerek, terör örgütünü neredeyse “MASUMA ÇIKARACAK” ifadeler kullanmaları, sizce de manidar değil mi? Bizim ki de laf! Devletini uyuşturucuyla anan, kara para iftirasına maruz bırakan ve terörü seçim yatırımı şeklinde sunan, bir zihniyetten daha ne beklenebilir ki?

Anlayacağınız önümüzdeki günlerde, bu tip “ALGI OPERASYONLARIYLA KARŞILAŞACAĞIMIZI” söylemek hiçte ütopik sayılmaz. Çünkü yaşadığımız çağda önümüze konan hazır yorumların, SAF DÜŞÜNCELERİ bir mıknatıs gibi kendine çektiğini çok iyi biliyorlar. Küresel istihbarat örgütlerinin, amaca giden her yolu mubah görenlerin ve bir dizayn peşinde koşanların, en çok bu yöntemi kullanması da bunu açıkça ispatlıyor. Tıpkı geçmişte Irak’ın işgal edilmesi ve milyonlarca insanın katletmesine rağmen, ABD’nin nükleer silah algısına sarılarak, kendini temize çıkarması gibi… Tabi Polonya’ya düşen Ukrayna füzelerinin, Rusya’ya mal edilmesi de; Lozan ve Paris Anlaşmalarını çiğneyerek, adalara silah yığan Yunan’ın pişkinliği de; Taksim saldırısını kınarken, PKK/YPG’yi gizlemeye çalışan diller de hep aynı kapıya çıkıyor. Sonuçta salatalığı gösterene, tuzla koşan o kadar çok kitle var ki… Elbette “MARİFET İLTİFATA TABİDİR” diye de, bir söz olduğunu unutmamak şart. Nitekim “ota bota” twet atıp hükümete sallarken, Devletimizin sınır ötesi harekâtına sessiz kalanları ALKIŞLAMAK da, bunun bir sonucunu yansıtıyor. İşte bu perspektifte değerlendirirsek, iç siyasette de bayağı bir malzeme yok değil elimizde. Mesela Muhalefetin sorun olmaktan çıkan BAŞÖRTÜSÜ MESELESİNİ, tekrar çözmeye yeltenmesi bu demek değil mi zaten? 2023 Şubatında ilk maaşını alması planlanan EYT KONUSUNU, “iktidara gelince biz halledeceğiz” demeleri de cabası. SN. ERDOĞAN liderliğinde yapılan atılımlara, konmaya çalışan bazı Belediye Başkanlarını ise daha saymıyorum bile…

Kısacası hem şahsi, hem ülke, hem de küresel düzlemde, UYANIK OLMAMIZ gereken bir dönemden geçtiğimiz tartışılmaz. En fazlada geçlerin… Niçin mi? Kalbi pak ve tertemiz bir zihne sahip gençlerin, her türlü etkiyi kabule meyyal olduğu açık… O nedenle demokrasi, özgürlük, insan hakları vb. serpilen laflara tav olan herkesin, algının tadı gidinceye kadar, birilerinin “ATI ALIP ÜSKÜDAR’I GEÇECEĞİNİ” bilmeleri çok mühim. Neticede ideoloji, hırs yahut saflıkla yapacağımız ufak hataların, bizlere büyük bedeller ödeteceği, artık şüphe kaldırmaz boyutlarda seyrediyor. Bu bağlamda hadiseleri ANALİTİK ve KRİTİK yetisiyle değerlendirerek, devletin resmi organlarına güvenerek yorumlamak gerektiği inkâr edemeyiz. Büyük Türkiye idealleri, manevi kıstaslar, yerli ve millilik, birlik ve beraberlik şuurunun, bu noktada TURNUSOL KÂĞIDI hüviyetinde, yolumuzu aydınlatmaya yeteceği ise muhakkak. İşte o vakit Devleti asılsız iftiralarla yıpratma işini FETÖ’ye, kurşun sıkma işini PKK/YPG’ye, ekonomik ablukayla köşeye sıkıştırılıp, siyaset devşirme isteklerinin de KÜRESEL GÜÇLERE, ihale edildiğini kavramak işten bile sayılmayacaktır. Keza Üstad Necip Fazıl’ın; “sütün içerisindeki beyaz kılı fark etmek” de böyle bir şey olsa gerek…