Alçaklığın maşaları
Ülkemizin güvenli bölgelerinde yaşanan olayların, çirkin bir tezgah olduğu şüphe götürmez bir biçimde ortaya çıktı. Birileri yine Türkiye'nin eski günlerdeki gibi, kendisinden isteneni yapmaya başlamasını, bırakın hesap kurmayı bölgedeki hesapları bozmaktan vazgeçmesini istiyor. Kayseri ve kuzey Suriye'deki yaşanan son vakıaların kaynağı da bunlardan.
Suriye'nin kuzeyinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ifadesiyle bir teröristan kurulmasına izin vermemek konusundaki kararlılığımız, bazı çevreleri rahatsız etmişti. Şimdi ise Suriye yönetiminden gelen makul mesajlarla telaşa kapılıp harekete geçtiler. Kayseri'deki olayları çıkaranların, dışarıdan taşınan unsurlar olduğu açık. Kayseri insanının genel yapısında bu tarz olayların çıkmasının doğal olmadığını Kayseri’yi bilenler bilir. Sadece Kayseri'de değil, Suriye'nin kuzeyindeki olaylarda da aynı senaryoyu görüyoruz; dışarıdan gelen taşeronlar vasıtasıyla organize edilen bir durum söz konusu.
Dış mihrakların Türkiye'yi rahat bırakmama kararlılığını anlamak mümkün. Ancak, içimizdeki bazı akılsızların nasıl olup da dış mihraklarla aynı düşüncede olabildiğini anlamak pek zor. Irak'ın kuzeyinden başlayıp, Suriye üzerinden Akdeniz'e ulaşacak bir teröristan koridoru oluşturma planları, sadece Türkiye'nin değil, bölgedeki tüm ülkelerin başına bela olacak bir proje. ABD ve işbirlikçilerinin, bu konuyu öncelikli hale getirmeleri ve sürekli gündemlerinde tutmaları boşuna değil. Diğer taraftan konu arzımevud safsatasına uzanan bir derin konu ancak buna daha sonra değinelim.
Ancak kısaca değinmek gerekirse buradaki problemler İsrail terör devletinin Gazzedeki ve bölgedeki katliamlarını rahatlatma ve kamuoyunun dikkatini bu bölgelere çekme ve unutulması hedefini taşıyor. Ülkemizin sınır güvenliği, bekası, varlığımız ve birliğimiz tartışmasız bir konu olduğu çok açık. Bu yüzden, sınırlarımızın dibinde ve ötesinde kurulacak bir terör oluşumuna karşı çıkmamız da doğal. 40 yıldan fazladır ülkemizin başına terör belasını getirenler bu beladan gözünü açamayan başka hiçbir yere müdahale ve etki edemeyen eski Türkiye istiyorlar.
Kayseri'de ve ardından Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgede birilerinin tahrik ve teşvikiyle yaşanan olayların, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak isteyenlerin marifeti olduğu ortada. Olaylara taşeronluk yapan ve destek olanların, dış mihrakların maşaları olduğunu söylemeye bile gerek yok. Mezkur olaylarla ilintili olan olay örgüsünde yüzlerce bağlantı tespit edildi ve tek tek gözaltına alındı.
Ülke maslahatını gözetenlerin -ama gerçekten gözetenleri- bu tarz olaylar karşısında tahrikkar ve ateşe körükle gitmek yerine sakin kalıp devletimize güvenerek gereğinin yapılmasını beklemeleri icab eder. Daha ötesi böyle olaylardan siyasi bir beklenti içine girmek gerçek vatanperverler için kabul edilemez alçakça bir bakış olduğu da aşikardır.