Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2500.83
BIST 100
9472.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Nisan 2015

Alçak Saldırı Alçak Muhalefet

Nisan 1 şakası gibi. Ve keşke öyle olsaydı temennisiyle olayın acı gerçekliği arasında sıkışmış 'alçakca' bir muhalefet.
Yine her teraftan, her yönden, her şekilden, gerek sosyal medya, gerek yazılı ve görsel medya üzerinden hükümete saldırı... Bence işin en acı tarafı merhum 'şehit' savcıya bir taziyeyi bile çok görmeleri. Maalesef ben göremedim, varsa gören beri gelsin! Öte yandan yüreğimizi acıtan, teröristlere 'şehit' taltifleri!
En azından başında, yahut ortasında veya sonunda yalan da olsa 'savcımıza da Allah rahmet etsin' diye bir ifade kullan be utanmaz adam! Bu kadar mı insanlıkdan çıktın!
Öte yandan tıynetleri bu olunca hele de düzdürdükleri senaryoya da bakınca taziye beklemek de abes ve bizim safdilliğimiz elbette.
Neymiş, elektrik kesintileri yaşanan menfur olayın zeminini oluşturmak için hazırlıkmış ve bu olayla hükümet özgürlüklerin kısıtlamasında bunu kullanmak için savcısını feda edecek duruma gelmişmiş. 'Çüş müş' bunlara az gelir ve bunların akıllarından dahi şüphe edilmelidir.
İnanın abartmıyorum. Bu alçakca senaryoların, söylemlerin hiçbiri yorum yahut ima falan değil, maalesef doğrudan söylenen sözler.
Dünyanın hiçbir, iddia ettikleri gibi Amerika başta olmak üzere demokratik ülkesinde geçerli olmayan terör örgütü propagandasını yapmaya olanak sağlıyacak yayın serbestliği olmadığı halde, bunu bile hükümetin birşeyleri örtme çabasına bağlamak gerçekten ruh hastalığıdır.
Gözlerini öylesine kan, öylesine nefret bürümüşki, az ötede, yapılan eyleme ve de eylemcilere hak bile verecek hale gelmişler. Her ülkede bu tür vakalarda olması gereken birlik ve beraberlik anlayışı maalesef Türkiye'deki muhalafet için hükümete saldırı malzemesinden başka anlam ifade etmediği gibi 'yeterli de görmüyorlar'!
Halbuki tam da Cumhurbaşkanı ve istikbalin 'başkanı' Recep Tayyip Erdoğan'ın tam da Slovakya'da temaslarda bulunurken bu hadisenin yaşanması, her anlamda manidardır. Gerçekde olması gereken global bazda oyunkuran rolü üstlenen bir ülkenin değerlendirmesini yapacakken, adliyede yaşanan ve savcımız Mehmet Selim Kiraz'ınşehadeti üzerine dışolaylara bakmak gerçekten bizi de bu gerçeklikten uzak tutmaya neden oluyor.
İran, Ortadoğu'da artık göz göre göre ve pervasızca boy gösteriyor. Elbette uzun zamandır gerek Amerika gerek Avrupa ve de İsrail'le hırlaşmasını yok saydığımızdan değil. Ama Humeyni devriminden bu tarafa herne kadar batıyla olan bu sürtüşmesi sözkonusu ise de şu anda biçilen kılıf çok farklı.
Bu konu üzerine meydanı boş bulan yani kendisi için meydan boşaltılan İran 'Şii Hilali' için kolları sıvamış. Bir taraftan Batıyla nükleer konusunda ihtilafları görüşme ve uzlaşma noktasına gelmişu2026
Kuzeyde Rusya'nın siyasi ve askeri hamleleri. Muhalefetin pek sevdiği Yunan solunun manevralarıu2026.
Asıl gündem olması gereken meseleler aniden sizi yeniden 'içe kapatıyor'!
Ve 'ilginç' başka husus ise bazı Rus medyasının Türkiye'deki elektrik kesintisini şaibeli olarak AB'ye atfetmesi!
Belki birilerini memnun etmek adına öne çıkmanız mevcut konumumuzun haleline muhalif ve belki biz de bir takım komplo teorilerine girip yaşanan menfur olayı Türkiye'nin dünya siyasetinde aldığı role bağlamalıyız.
İşin acı tarafı ise bu senaryonun ucu Türkiye'deki muhalefetin de bu senaryoda 'figuranlığa' soyunmuş olmasına dayanır. Ülkedeki anlı şanlı sözde sanatçıların bu figuran rolllerdeki maharet ve hünerlerini de göz önüne alınca gerçekten bayağı hacimli,seyircisine zevk veren bir film çevrildiğini itiraf edelim.
***

Herkes bir hesap içinde Dostum. Havale ettin kendi hesabına, tuzak kuranların en Hayırlısına.
Yazarımız Yakup Köse'nin yanındayız.