Aksâ'da Gözaltı
Mescid-i Aksâ Külliyesi içinde Rahmet Mescidi önünde 25 Nisan 2022
Salı günü işgalci polisler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Özgecan Mutlu’yu
polisi rahatsız ettiği gerekçesiyle gözaltına aldı. Mutlu’nun gözaltına
alınması ülkemiz sosyal medyasında derhal karşılık buldu ve sonrasında Dış
İşleri ve Büyükelçilik yetkilileri devreye girerek kardeşimizin serbest
bırakılması sağlandı. Süreç içinde Kemal Kılıçdaroğlu bile Mutlu’nun serbest
bırakılması için mesaj paylaşsa da bu paylaşım öncesi Dış İşleri’nin devreye
girmesiyle gözaltı sonlandırılmıştı.
2018 yılında Ebru Özkan’ın yaklaşık 20 gün gözaltında tutulmasından 5
yıl sonra ilk kez gerçekleşen bu olay sonrasında Türkiye’de sosyal medyada
tartışmalar ve görüş ayrılıkları ortaya çıktı. İlk saatlerde şiddetli İsrail
eleştirileri yaşanırken sonrasında tartışmalar serbest bırakılmadan Özgecan
Mutlu’ya yöneldi. Bir kızın tek başına Kudüs’e gitmesi eleştirildi. Yaşananların seçim öncesi bilinçli bir provokasyon
olduğu yazıldı. “Nasıl olur da işgalci polisi onun kolundan tutar böyle bir
şeye nasıl sebebiyet verir” bile dendi. “Kesin bir şey yapmıştır ki
gözaltına alınmıştır” zannından tutun da bu olay sonrası Türkiye’den
turistik gezilerin azalacağına kadar türlü eleştiriler yapıldı. Hakaretlerden
ağır iftiralara kadar uzanan tartışmaları soğukkanlılıkla değerlendirmek
gerekiyor. Olay sonrasında hem Özgecan Mutlu ile hem de onu destek paylaşımı
yapanlardan bazılarıyla görüştüm. Mutlu’yu eleştiren isimlerle değerlendirmeler
yaptım. Filistin’deki Arap kardeşlerle de süreci görüşme imkânı buldum.
Özgecan Mutlu’yu eleştirenler kendisinin daha öncesinde defalarca
uyarılmasına rağmen nasihatlere dinlemeyip işgalcileri sürekli taciz etmesinden
dolayı bu olayın yaşandığını iddia ediyorlar. Bu olay sonrası zar zor Kudüs’e
gitme konusunda ikna edilen insanların korkuya kapılacağı ve Filistin’e
gelişlerin azalacağı endişesi taşıyorlar. Gözaltı sonrası 55 kişilik bir grubun
ziyaretini iptal etmesi de delil olarak gösteriyorlar.
Özgecan Mutlu, 24 yaşında bir öğrenci. Kayseri Erciyes Üniversitesi
İbrani Dili ve Edebiyatı’nda okuyor. Kendisiyle görüştüm. Mutlu Kudüs’e daha
önce kısa süreli bir yolculuk yaptığını, ilk ziyaretinde hiç problem
yaşamadığını bu yıl tur dışı bireysel seyahatin yaklaşık üç ay sürmesinden
dolayı işgalcilerin dikkatini çektiğini, yaşananların bir yıldırma ve
uzaklaştırma politikası olduğunu söylüyor. Aksâ içerisinde çocuklarla top
oynarken işgalcilerin gelip topu karakola götürdüğünü sonrasında topu geri alma
çabasının bile sıkıntı ürettiğini belirtiyor. Bakışların, vakarlı duruşun bile
hedef alınmak için yeterli olduğunu ifade eden Mutlu, iddia edildiği gibi
işgalcilerin yakından fotoğrafını çekmek yahut arkalarında balon patlatmak gibi
tahrikler yapmadığının altını çiziyor. 5 Nisan’da yapılan büyük Kıble Mescidi
baskını esnasında yaşanan vahşeti, göz altıları görmesine rağmen tepki
göstermemeye dikkat ettiğini ifade eden Mutlu, amacının asla ortamı provoke
etmek olmadığını ifade ediyor.
Özgecan Mutlu’ya destek çıkan isimler ise yapılan eleştirilerin
Türkiye’den giden ziyaretçileri pasifize edeceğini, silik duruşun da işgalcinin
elini kolaylaştıracağını ve bu davranışın kompleks üreteceğini belirterek “İsrailli
turistler Türkiye’de ne kadar rahat hareket edebiliyorsa Türkiye’den gidenlerin
de Kudüs’te o kadar rahat hareket etmeliler” tespitini yapıyorlar. Bir
gözaltı olayının büyütülmesi, gündemleştirilmesi ve harlanması ile gidecek
kişilerde özgüven sorunu oluşabileceğini belirten bu kişiler, olayın ve sürecin
abartıldığını düşünüyorlar.
Filistin’in öncü murabıt ve murabıtaları Özgecan Mutlu’yu kendilerini
zora düşürdüğü yahut Türkiyeli ziyaretçilerin sayısında düşüş yapacağı gibi
iddialar varken eleştirmek yerine destekleyen açıklamalarda bulundular.
Filistin’in içinde bulunduğu durumu en iyi gören, maslahatı, tedriciliği
gözeten ve merhaleyi ve siyaseti çok iyi okuma yeteneği olan Filistinli
kardeşlerimiz de Mutlu’ya hayır dua mesajlarıyla destekte bulundular. Sosyal
medya paylaşımlarında, Telegram’da gözaltı olayına yönelik Filistin tarafından
neredeyse hiçbir eleştirinin olmaması da ayrıca önemli.
Münferit bir olaydan ötürü hızlı ve yoğun eleştiride bulunmak doğru
değil. Peş peşe, örgütlü olduğu ihtimali olan gözaltılar zinciri yaşanmış olsa
elbette başka görüşler ortaya çıkabilir, haklı olarak sabotaj eleştirileri
yapılabilirdi. Üstelik eleştiriler ilgili kişinin gözaltından çıkması,
Kudüs’ten ayrılıp yurda döndükten sonra yüz yüze konuşulması gerekirken sosyal
medya dediğimiz kuyunun, heyulanın içerisinde bir genci tartışmak hiç doğru bir
yaklaşım değildi.
Diğer taraftan Mutlu’nun olay öncesi paylaşımları dolayısıyla yapılan
nasihatlerin de kulakardı edilmesi ve paylaşımlardaki üslubu doğru değildi.
Büyüklerimizin, fikirlerine kıymet verdiğimiz, Kudüs meselesine emek ve ömür
harcamış isimlerin değerlendirmelerini her zaman gözetmemiz ve kıymet vermemiz
gerektiğini unutmamamız gerekir. Hürmet olmadan sağlıklı mücadele olmaz.
Kudüs’ün Türkiye tarafından anlaşılması için mücadele vermiş, insanların bölgeye
ziyaretleri için yollar açmış, köprüler kurmuş kişilerin tecrübelerinden
kaynaklı eleştirileri en azından usulünce dinlemek gerekirdi.
Kudüs ziyaretlerimizde de hayatımızın her alanında da itidali seçmek bir Müslümana yakışan en güzel tavırdır. Ziyaretlerimizde de itidal, eleştirilerimizde de itidal, cevaplarımızda da itidal asla terk edilmemesi gereken bir haslettir.