Dolar (USD)
35.34
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
3000.05
BIST 100
10075.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Aklı ipotek vermek

Masumiyet inancı Şia’ya has bir olgu değil. Birçok tarikat ve meşrep mensubu, teoride olmasa da pratikte kendi abi veya mürşitlerine masumiyet atfediyorlar. Onlara, “sizin abiniz masum mu?” diye sorduğunuzda elbette hayır diyorlar. Ancak pratikte mensup oldukları kimselerin yanlış yapabileceğini asla kabul etmiyorlar. Doğru veya yanlış onlara nispet edilen çok bariz yanlışlıklarını dahi hemen tevil ediyorlar.

Halen hayatta olan bir tarikat liderinin ayet ve hadislerle çelişen bazı ifade ve davranışlarını eleştirdim. Onun müridi olan genç arkadaş, hocam şeyh efendinin bir bildiği var diye cevap verdi. İşi biraz daha açınca, “siz âlimler ayet ve hadislerin zahiri manasını bilirsiniz. Kur'an’ın bir de batıni manası var ki onu da ermiş kimseler (yani bizim şeyh) bilir.” Manasında birçok şey sıraladı.

15 Temmuz darbe ihanetine ve darbeci başının düşmanla sarmaş dolaş onca görüntülerine rağmen, hala bir haini ermiş olarak kabul eden güruh, bunun apaçık bir örneğidir. İslam âleminin birçok yerinde, bu gibi haşhaşi yapılanmaların nice paralellerinin barlığı artık sır değil…

Haşa “Ben resulüm, dilediğim zaman Allah (cc) ile görüşüyorum” diyen şarlatanlar, kedicik tarikatının şehvetperesti bile kelli felli yüzlerce mürit bulabiliyor, medyada boy gösteriyor, kendine ait televizyonlar, radyolar kurabiliyor ve yıllardır piyasada arzı endam ediyorlar. Benzeri niceleri de hala müşteri bulabiliyorlarsa varın gerisini siz düşünün. Böylesi zırvalara ne demeli. Aklını birilerinin cebine koymak mı derssiniz, ipotek etmek mi dersiniz yoksa başka bir şey mi? Karar sizin.

Hâlbuki masum ve Allah (cc) tan vahiy alan Resulullah (sav) dahi zaman zaman sahabelerin (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) sorularına muhatap olmuştur. Resulullah (sav) ın falanla evlen dediği bir kadın sahabe, “Ya Resulellah bu vahiy mi, yoksa sizin içtihadınız mıdır?” diye sormuştu. Resulullah (sav) “benim görüşüm” deyince,” ya Resulullah (sav)! İzin verirseniz ben onunla evlenmek istemiyorum” demiş ve Resulullah (sav) kadının talebini kabul etmiştir.

Yine Bedir’e vardıklarında bir dağın dibinde konaklamak üzere yükler indirilirken Bedir'de çobanlık yapan Habbab isimli sahabe “Ya Resulallah burayı seçmeniz vahyin emri ile mi yoksa sizin içtihadınız mıdır?” diye sorar. Resulullah (sav) “Bu benim fikrimdir” deyince, “Ya Resulellah ben burada çobanlık yaptım, ileride su var. Biz oraya gitmezsek oraya düşman oraya gelip tutar ve su ile de kuvvet bulur. Biz gidelim orada konaklayalım hem bizim için faydalı olur hem de düşmanı kuvvetsiz bırakmış oluruz.” Resulullah (sav) çobanın dediği yere gider ve suyun yanına konaklar. Resulullah (sav) masum olmasına rağmen sahabelerinin aklını ipotek altına almıyor, çoban olanının dahi isabetli görüşüne itibar ediyor.

Sırtını dünya derin devletine ve içerdeki uzantılarına dayayan nice kişilik ve kuruluşların falsoları artık sırıtıyor. Hadis ve ehlisünnet düşmanı reformist taifemi dersiniz, Şia’nın borazanlığını yapan ve tarikat ayağına yatan parti liderini dersiniz… Kısacası tasavvufun da, cemaatlerin de, hatta bizzat İslam’ın ve ümmetin de, başına bela birçok irili ufaklı örgütlenmeler…

Bunların aklıselim olan taraftarlarından hatırı sayılır miktarda niceleri tavır koyup zaman zaman yollarını ayırıyorlar. Ancak bir o kadar da aklını ipotek edenler var ki değme gitsin. Tam da aşırı sevginin ve taassubun etkisiyle kör olmuş görünüyorlar. Liderleri hakkında olumsuz ne duysalar, asla duymuyorlar veya tevil ediyorlar. Muhalefet edenlerin eleştirilerini de epeyce köpürterek, üzerine neler ekleyerek servis ediyorlar. Bu da yetmez, çoğu kere eleştirenleri haşa dinden çıkmış gibi görüyorlar.

Ancak bu böyle gitmez. Bu kadar taassup, körü körüne taklit, şahıs veya yapıları tabulaştırmak gayretullaha dokunur. Kendi meşrebini takdis edip diğerlerini ötekileştirmek, özellikle bizim meşrebimize yönelik yapıcı veya uyarıcı eleştirilerinden dolayı düşman gibi görmek iflahı zor bir hastalıktır. “Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.” (Enam 6/159) Selam… Dua…