Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Nisan 2023

Akkuyu Karakuyu

Değerli okurlarım, birçok insanımız için klasik anlamı olan bir soru ile makaleme başlamak isterim.

Hangi çağda yaşamak istersiniz?

Bu sorunun cevabının çok farklı olduğunu bilen bir vatandaş olarak son yarım asırda doğup büyüdüğüm ülkemde bizzat canlı yaşadıklarım arasındaki mesafeyi gözlemledikçe birçok açıdan şanslı olduğumu düşünenlerdenim.

Hafızamdaki zenginliği akıl süzgecinden geçirdiğimde 68 kuşağı gençliğinin gerçekliklerini, hayallerini ve gerçekleşenlerini hatırlıyorum.

Kendi çağımın tüm yaşanmışlıklarının ise canlı şahidiyim.

Nereden nereye gelindiğinin kronolojik tahlilini yapmaya bu makalemin satırları yetmez.

Ülke gündemimiz, seçim süreci ile birlikte öyle hızlı bir değişime uğradı ki, takip edebilene aşk olsun. Kirler ve nurlar, izler ve izciler o kadar iç içe girdi ki, doğrusunu bilene ve bulana da aşk olsun.

Türkiye Yüzyılına doğru hızlı adımlarla gitmeye çalışan ülkemizin bu hızına içerden ve dışardan müdahale olmasa diyeceğim ama sade müdahale değil dört koldan acımasız bir saldırı ile bırakın ilerlemeyi, gerisin geri eski Türkiye’ye Karakuyulara yeniden yönlendiriliyoruz.

Son bir aylık süre içerisinde, ülkemiz bir baştan bir başa müjdeli açılışlarla hayallerimizin ülkesine doğru yol alıyor.

Bu arada devasa projeler olarak kabul gören ve dış dünyanın zinhar olmamalı dediği İmece uydu gözümüz, TCG Anadolu SİHA gemimiz, Karadeniz ve Gabar’dan fışkıran enerji kaynaklarımız derken dünde Akkuyu Nükleer Santralimizin hizmete giren ünitesi ile dünya liginde bizde varızcı bir dik duruşun şahidi olunca,gözyaşlarımahâkim olamadığımı itiraf etmeliyim.

Açılıştan açılışa koşuyor, müjdeler peş peşe birbiri ardı sıra gururumuzu okşuyor derken,diğer taraftan salvo halinde saldırılar da neyin nesi.

Ülkemizin son 20 yılına damgasını vuran ve tarihin sayfalarına adını altın harflerle yazdıran Cumhurbaşkanımız bu yoğun temponun azizliğine uğradı ve hastalandı.

Öncelikle geçmiş olsun diyor ve acil şifalar diliyorum.

İçinden lağımların akıtıldığı sosyal medya mecralarında Cumhurbaşkanımızın hastalığı ile ilgili yapılan yorumlar ve temenniler,karakuyuların derin dehlizlerindeki karanlıkla bir daha yüzleşmemize vesile oldu.

Karanlık değil zifir karanlık bu.

İnsani olmadığı kesin.

Bir tarafta Akkuyular.

Diğer tarafta Karakuyular.

Tercih etmek aslında zor değil ama yeter ki, ön yargılar ve kişisel düşmanlıklar olmasın.

Kindarların büyük kısmı dindarlara da düşman olunca ayırt etmek çok zor olmuyor.

Bu milletin dini ile diyaneti ile sorunu olanlar, benim dinime diyanetime düşman olmasa bir sorun teşkil etmez ama müdahil oldukları dönemde yaşadıklarımı unutmam mümkün değil.

Gençlik yıllarımda her 29 Mayıs bende Ayasofya ile karşılık bulurdu.

Bugün Ayasofya açık.

Dolup taşmaya devam ediyor.

Ülkemizin dört bir yanından gelen Müslümanlar camiye uğrayarak iki rekâttahiyyat namazı kılıyor ve açılmaz deneni açanlara dua ediyor.

Sade Ayasofya değil, Taksim Camii de açık, geçen hafta ibadete açılan Barbaros dedemizin adını taşıyan Levent semtimizin göbeğinde yapılan Barbaros Hayreddin Paşa camimiz de açık.

Türkiye yüzyılı sevdalıları madden ve manen ülkemiz adına yapılanları gördüğü için yerli yabancı tüm engelleme unsurlarının çabalarına rağmen bu dönemin akamete uğramasına müsaade etmeyecekler.

Karakuyuların derin dehlizlerindeki karanlık ruhluların bir elinde patates diğer elinde soğan duradursun, saman kafalılar yedikleri samanlardan olsa gerek zekâlarından fışkıranları akıl süzgecinden geçirmeyi akdedemediklerinden olsa gerek dediğim dedik çaldığım düdük devam ediyorlar.

Hayal etmek güzel bir duygu kişiyi gerçeğe doğru götürebilir.

Gerçek ise adı üzerinde gerçek.

Yalana gelince, er yâda geç çıktığı ağızın sahibini sade rezil etmez, kepaze de eder.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.